Kızım şu an 21 aylık. 6 ay bitene kadar bütün aşıları yapıldı malesef. Daha sonrakileri yaptırmadık. Her şey kızım 4 aylık iken yüzünde ve sonrasında bütün vücudunda çıkan pullanmalar ile başladı. Doktora gitmeden ön bilgim olsun diye araştırmaya başladım. Ve atopik dermatit olabileceği kanaatine vardım. Bir kaç gün sonra doktorumuza gittiğimizde atopik dermatit yani bebek egzaması teşhisi koyuldu.

İnternetteki bebeklerin görüntülerinden dehşete düştüm. Tam o günlerde evimize gelen bir misafirin çocuğunda da aynısı vardı. Ve annesi hiç bir çare bulamamış olduğunu ve haricen sürülen hiç bir krem ve merhemin de işe yaramadığını anlattı. En sonunda çözümü doğal beslenmede bulduğunu söyleyince ben bu sefer de doğal beslenmeyi araştırmaya başladım. Doğal beslenmeyi araştırırken de aşı ve ilaçların zararları ile yüzleştim. Ben ki özel yapılan aşıları para ile alıp gününde yaptırmış olan bir anneydim. Ve kuzucuğum her aşıdan sonra günlerce hastalandığı halde aşılara hiç toz kondurmamıştım. En son rota aşısını eşim yaptırmak istememiş ve “bunlar ilaç firmalarinin oyunu” demişti de ben “sen doktorlardan daha iyi mi bileceksin” demiştim. Sonrasında kızım tam 15 gün ishal oldu ve sürekli ağladı. Doktorumuzu her aradığımda ve gittiğimizde bunu dile getirdim ama susturuldum. Bana aşıdan olsa olsa olsa 3 gün sürer dedi. 6 ay bitene kadar doktora gittiğimiz sayıyı ve değiştirdiğimiz doktor sayısını hatırlamıyorum bile.

6. ayda yapılacak aşı vakti yaklaştıkça daha çok araştırmaya ve sürekli okumaya başladım. Kendimi çok yalnız ve bir o kadar da suçlu hissettiğim o günlerde Asena Devlet ve Araştıran Anne ile tanıştım ve onlara sormaya başladım. Her sorduğum ve cevap aldığım bilgiyi bir kez daha araştırıp tez ve anti tez bir arada görmek istedim. Nihayet aşı vakti geldiğinde aile hekimiyle konuşacak kadar bilgi edinmiştim. Gittim konuştum imza atıp çıktım. Ve doğal beslenmeye başladık. Önce kızım için doğal olanları almaya başladım. Sonra ailecek doğal olmaya karar verdik. Deterjan, meyve, sebze vb. aklınıza ne gelirse. Hayatımızdan kimyasal olan herşeyi çıkarttık.

Kizim 6.hastalık geçirdi. 4 gün ateşlendi. 39.5 ateşi vardı. Ama ateş düşürücü vermeden yemeden içmeden sadece emerek atlattı.

Halbuki ben bir zamanlar 36.5 ateşi var diye doktoro götürmüş ve ateş düşürücü vermiş bir anneyim :))

Geçenlerde öksürük ve tonsilit oldu. Doktora götürdüm. Ciğerini dinlettim. Kulağına ve burnuna baktı. Hemen antibiotik yazdı. Tabiiki vermedim. Tam 1.5 ay sürdü öksürük. Çevremdekilerin ısrarına rağmen ne bir şurup ne de bir ilaç vermedim. 1.5 ay boyunca arada doktora götürürüp ciğerlerini dinlettim. Bir şey olmadığı halde 3 defasında da doktor tarafından antibiotik ve şuruplar yazıldı. Tabii kullanmadık. Bol sıvı almasına ve bal vermeye çalıştım. Sonunda geçti Elhamdulillah.

Öksürük öncesi tonsilit ateş yaptı. Yine 39 civarı oldu ateş. Elini yüzünü yıkadım ve pamuklu bir bady ile dolaştı. Tabii halsiz ve iştahsız bir halde. Çevreden ne kadar acımasız ve inatçı olduğum söylense de hiç birine kulak asmadım. Çünkü çocuğuma en iyi şefkat eden ben olabilirdim. Ve şefkatim bana “bu küçük ve korumasız yavrucağın vücuduna ne olduğu bilinmeyen maddeleri sokma” diyordu.

Tonsilit sebebi ile olan ateş 39.5 oldu ve 24 saat sonra yavaş yavaş düştü. Çıktı çıktı ve düştü. Vücut kendini savundu ve kazandı. Tabii ki ben gece boyu hiç uyumadım. İlaç verip çocuğu uyuşturmadım ve vücudun kendini savunmasını an be an gözlemledim.

Gözlemim neticesinde anladım ki; vücut hastalanınca savunma mekanizması çalışmaya başlıyor ve iştah gidiyor. Ta ki vücut yeme içmeye harcıyacagı enerjiyi de mikrop, bakteri ve virüslerle mücadele için kullanıyor. Bu sebeple kızım istemiyorsa hiç bir zaman zorlamıyorum.

20 aylık olunca su çiçeği oldu. Önce telaşlandım. Ama baktım ki ; bizim kızın savunma mekanizması hayli gelişmiş. Bir anda sıcaklık bastığını ve terlediğini görünce kıyafetini çıkarıp daha rahat şeyler giydirdim. Bol sıvı alması için gayret ettim. Sevgili arkadaşım ve dostum Asena Devlet’in tavsiye listesine baktım sık sık. Hepsini yapamadım. Ama eline havuç verdim sürekli kemirdi. Başka hiç ama hiç bir şey yemedi. Ben de zorlamadım. 1 hafta sürdü. Çiçeklere günde 2-3 defa kantoron yağı sürdüm. Çok çabuk kabuklandılar ve hiç enfeksiyon olmadı. En önemlisi gözünün beyazında çıktı. Bir kaç gün güneşe çıkarmadım. Sonraki günlerde bol bol dışarı çıkardım. Temiz hava ve güneş alsın diye.

Çiçek geçirdiği günlerde ateş olmadı. Ve 25-30 kadar çiçek çıktı.

Kizim doğduğu günden 6.aya kadar gün aşırı doktora gittiğimiz günleri hatırlayinca gülüyorum. Hem de ilçeden ile 55 km yol gidiyorduk. Şu an sadece teşhis için gidiyoruz. Ve 6.aydan 21.aya kadar ancak 3 defa gittik. O kadar seviniyorum ki; her gün benim için bir mutluluk sebebi oluyor bu durum.

Son olarak şunu paylaşmak isterim ki; kızımın 6 aya kadar geçirdiği hastalıklarda çözümsüz ve umutsuzca sürekli ilaç kullanıp doktora gidiyorduk. Sonrasında ilk hastalıklarda ateş ve hastalık 3 -4 gün sürüyordu. Daha sonraları 24 saate düştü. Ve en son 1 gün bile sürmedi. Ne diyebilirim ki; vücudumuzun harika bir sistemi var. Ve bu sistemi yaradana şükürler olsun.

Yeter ki olur olmaz müdahale edip bu sistemi bozmayalım ve bozdurmayalım.

Herkese sağlık ve afiyet dolu günler….