Madalyonun diğer yüzü çok karanlık, belki de bakmamak en iyisi. Ancak, basit bir kızarıklık, biraz ateşle bitmiyor aşıların vücutta yarattığı tahribat.

Bizim iyiliğimiz, hatta “sürünün” iyiliği için bizlere nedense zorla uygulanmaya çalışılan bu medikal uygulamanın kesinlikle milyonda 1 olmayan yan etkilerinden basit bir seçmeyi bizzat CDC’nin sitesinden görebiliyoruz. Nedense demir ciğer içindeki polio kurbanlarında olduğu gibi çarşaf çarşaf vermiyor CDC bunları, gözümüzün ucuyla bakalım, aklımızda yer etmesin isteniyor belli ki.

İşte bu, sadece bir avuç aşı reaksiyonunu daha “yakından” görelim istiyoruz, içimiz bu çocuklar için kan ağlayarak.

Bunlar görünür reaksiyonlar, bir de gizli tufan var bebeklerimizin beyinlerinde, sinir ve sindirim sistemlerinde kopan, içine sokuldukları kronik sitokin fırtınası, enflamasyon var. Bunlar görünür değil ama, henüz dilsiz bebeğinizin tek yapabildiği ağlamak. Onu da ağrı kesicilerle susturuyoruz nasılsa…

Dünyanın en fazla aşılanan ülkesi Amerika’da çocuklarda ölüme yol açan hastalıkların başında ne geliyor dersiniz?

KANSER!

Paylaşılan aşı içerik listesinde sıralanan 40 farklı kimyasal, metal, antibiyotik, deterjan artığı, fötal hücreler, çeşitli hayvan hücrelerinin hepsi de Pharma Sağlığı için çok faydalı, evet.

Bizim sağlığımız aşılardan sonra ne durumda, ona bakalım şimdi:

Babasının olduğu “çiçek”–evet yanlış duymadınız, Amerika’da askeri personelde kullanılıyor bu aşı hala– aşısından sonra ciddi reaksiyon geliştiren 2 yaşındaki miniğin resmi bu. Peki nasıl olabilir böyle bir şey? CDC’den yetkililer inceleme yapıyorlar ve evin her yerinde bu enfeksiyöz virüsü buluyorlar.

Bu etkiye sahip aşının 200 sene önceki çok daha ilkel versiyonunun el kadar bebeklere önce 1 ve daha sonra en az 2’şer defa (!) verildiğini düşünün, neden aşılamayı kanunen zorunlu hale getirmek zorunda kaldıklarını anlayabiliyorz şimdi sanırım. Çünkü insanlar bu berbat aşının çocuklarına, kendi vücutlarına yaptığı şeyin farkında, aşıdan dolayı çiçek geçirip ölenlerin sayısı oldukça fazla, insanlar vebadan kaçar gibi kaçıyor bu aşıdan. Toplu aşılamalardan sonra olmadık reaksiyonlar, sifilisinden anında ölümlere kadar pekçok reaksiyon ve elbette bizzat daha büyük çiçek salgınları yaşanması tesadüf olabilir mi ve acaba çiçek gerçekten bu aşıyla ortadan kaldırılmış olabilir mi, insan bu masalla uyutulmayı zekasına hakaret saymayan hekimlerimize hayret ediyor doğrusu!

Resimde miniğin karın bölgesi görülüyor.

çiçek1

 

Ve sevgili Ian’ın Hepatit-B aşısına verdiği reaksiyon. 1 ay boyunca sorunun kaynağını bulmak için vücudunu tam manasıyla delik deşik eden, yapılmadık tahlil bırakmayan hekimlerin bizzat aşı prospektüsünde yazan alerjik reaksiyonu bir türlü tanıyamaması, ailenin ısrarla aşıyı sorgulamasına rağmen hekim ordusunun “her şey olabilir ama aşı olamaz” çizgisinde hiçbir değişiklik olmaması, ihtimal olarak dahi kabul etmemeleri . . . Ian’ın yürek dağlayan hikayesi hiç de yabancı değil aslında bizlere. Bu bir türlü açıklanamayan ölüm ve reaksiyon vakalarının hiç de zihinlere aşılandığı gibi milyonda bir olmadığını biliyoruz, öyle değil mi?

ian

BCG – verem aşısının ender görülen ancak ölümcül seyrinden dolayı korkutucu yan etkilerinden dissemine tüberküloza yenik düşen 7 aylık bebeğin hazin hikayesini ise buradan görebilirsiniz.

bcg

 

Aşılama sonrası ciltte görülebilecek ağır reaksiyonlar şuna benzeyebiliyormuş, yine CDC’den öğreniyoruz. Literatürdeki ismi Eczema Vaccinatum.

skin reaction

yüz

 

Uzun uzun araştırılmış, ilaç firmaları(!) tarafından hayvan ve insan modellerinde denendikten sonra FDA’in uzman sağlıkçıları tarafından “güvenlidir” onayıyla ruhsatlandırılmış, fakat aşı tarihine yarattığı beyin özrü, ölüm ve diğer muhtelif sorunlar nedeniyle en fazla tazminat ödenmiş aşı ünvanıyla geçmiş, ha bir de elbette nedense 4-5 doz vurulmasına rağmen 30 sene boyunca boğmacayı bir türlü ortadan kaldıramamış aşımız DBT – difteri, tetanoz ve tam hücre Boğmaca aşımız. Pekçok çocuğun ve ailesinin mahvına sebebiyet veren bu “güvenli” aşımız, yerine daha az reaktif olduğu ileri sürülen DTaB-difteri, tetanoz, aselüler boğamaca aşısı konulmak suretiyle piyasan kaldırılıyor. Aşının yüzde (ve beyinde) yarattığı şekil-işlev bozukluklarına örnek:

dtp

Bir başka aşı mağduru masum bebek, yine CDC’den. Aşıların etkisinin, etkinliğinin ve yan etkilerinin neden öngörülemeyeceğini hatırlatıyor insana. Görünüşte sağlıklı, neşeli bir bebek ve aşılama sonrası girdiği hal bu. Hepimiz tıpkı parmak izlerimiz gibi birbirimizden farklıyken, hayır biz illa hepinize aynı ilacı, gerekirse zorla vereceğiz, tabii sizin iyiliğiniz için(!) diyen bir medikal mafyayla karşı karşıyayız.

bebiş

Aşılar nörolojik hasara yol açabilir uyarısını yapanlar neyi mi kastediyor? Bu güzel kızımızda DBT aşısı sonrası oluşan nörolojik hasar:

dptaşısı

 

Çiçeği eradike ettiği iddia edilen “efsane”vi çiçek aşısını, aşıyı olan birinin az kalsın kolunu eradike ederken görüyoruz şimdi de:

çiçek3

 

Hangi aşı prospektüsünü açsanız baş sırada yerini alan yan etki, egzema bazı çocuklarda neye benziyor bakalım şimdi de. Milyonda 1 efsanesi eskiden işe yarıyordu, ancak şimdi internet var, aşıdan sonra sıklıkla oluşan reaksiyonların gerçeği artık yüzümüze bakıyor.

egzema

Aşı sonrası oluşabilecek doku hasarı ne boyutta olabiliyor, buna bakalım şimdi de. Bu çocuk hayatını kaybediyor. CDC’nin verdiği bilgiye göre hani şu sürü bağışıklığıyla korumaya çalıştığımız bağışıklık sistemi baskılanmış, o yüzden aşılanamayan çocuklar var ya, işte o çocuklardan birinin aşıya verdiği tepki bu! Bu meleğin aşıya verdiği tepki, yüce tıp literatürüne vaccinia necrosum olarak geçmiş durumda.

doku hasarı

 

Bizzat aşıyı geliştiren biliminsanları ve eski Merck çalışanları tarafından işe yaramadığı gibi hayli tehlikeli olduğu yönünde açıklamalar gelmesine rağmen Amerika’da hem kızlara hem de erkeklere(!) uygulanan HPV aşısı, Gardasil’den sonra ölen pekçok genç kızın aileleri tarafından oluşturulmuş grup ve siteleri internetten bulabilirsiniz. Ölmeyip de hayatına devam edenlerden bazıları maalesef ömür boyu böyle bir hayata mahkum ediliyorlar. Aşı öncesi ve sonrasında bu genç kızımızın hali…

HPV

 

Burada verilenler aşı prospektüslerinde çarşaf çarşaf yazan yan etkilerin yalnızca birkaçı. Önemli olan nokta şu; doktorlar aşı güvenliği çalışmalarının bizzat aşı firmaları tarafından yapıldığını ve aşılarını onaylatmak için kongrenin geçirdiği bir yasayla FDA’e “zorunlu bağış”ta bulunduklarını, FDA’in halkın ödediği vergilerle çalışan bir devlet kurumu olmaktan çoktan çıkıp, denetlemekle yükümlü olduğu ilaç sanayiinin paraya bağladığı kağıttan bir kuruluşa dönüştüğünü bilmeleri gerekiyor.

Hiçbir tıbbi uygulama kişiye zorla dayatılamaz, kendi iyiliği için bile olsa. Son dönemde “blockbuster” ilaç çıkaramayan Pharma’nın karlılığının devamı için yeni kapısı aşılara bir de bu açıdan bakmaları gerekiyor. Bu aşılarla yaratılan çığ gibi sağlık sorunları için yine kimin ilaç ve medikal cihazları, teçhizatı kullanılıyor, kimler bu “iş”ten kar sağlıyor bir düşünsünler.

Tamamen sağlıklı bir avuç çocuk üstünde denenen ve 3-5 gün yan etki var mı diye bakıldıktan, arada oluşan ölüm varsa istatistiklere yanısımasın diye çalışma dışı bırakıldıktan sonra evet, tüm dünya popülasyonu için aynı şekilde güvenlidir diye piyasaya sürülen aşılar sizin erken, düşük doğum ağırlıklı doğan bebeğiniz için güvenli olmayabilir. Ailenizde kronik veya otoimmün hastalık öyküsü varsa çocuklarınız aşı reaksiyonu için çok daha büyük risk altında demektir. Sezeryanle doğmuş, formüla sütle beslenmiş, midelerine zorla GDO’lu suni yem tıkılarak şişirilmiş mutant hayvanların etiyle, pastörize / UHT sütüyle, peyniriyle, yoğurduyla beslenmiş çocuklar aşı reaksiyonu için risktedir.

Hekimlerimiz bunları bilmiyor olabilir. Ancak anne-baba olarak bunları sonuna kadar araştırmak ve gerçeğe ulaşmak bizlerin görevi.

Çünkü çocuklar bizim. Sağlık bizim. Çocuklarımız üzerinde her türlü karar hakkı da bizim!