Sosyal medyada tozu dumana katan, sürekli bağıran, en çok sahne komedyenleri/sihirbazlardan hoşlanıp hep karikatürize bilgilerle aşıların müthiş faydalarını halkın eğitim seviyesi en düşük kesimine belletme görevini ifa eden Pharma Trolleri’ni bilirsiniz… Bunların onca bağırış-çığırış arasında yapmadığı TEK şey nedir, dikkatinizi çekmiştir?

Yılanyağından aşılarının 1. Koruduğunu gösteremezler 2. Vurulduğunuzda sakat kalmayacağınızı veya ölmeyeceğinizi size asgaride garanti dahi edemezler.

Kısacası… Sosyal medyada bir Pharma Trolünü tek kıstasla anında ayırt edebilirsiniz. Size BİLİM diyecek ve karşısında titremeniz gerektiğini ima edecek, fakat size BİLİMSEL TEK AÇIKLAMA YAPMAYACAK, AŞILARIN MUHTEŞEM BİLİMİNE DAİR SİZE TEK KANIT SUNAMAYACAKTIR.

Niye mi?

Çünkü öyle bir kanıt YOK da ondan!

Tamam?

Okuduğunuz cümlenin manası bi’ müsaade edin yerleşsin iyice… Acele etmeyin. Laf değil bu çünkü…

Siz ve çocuklarınız sadece KOBAYSINIZ bu uygulamada, başka hiçbir fonksiyonunuz yok.

Kime güveniyorsunuz da hakkında ne sizin ne doktorunuzun ne devletinizin ne dünyada kimsenin bir şey bilmediği birtakım biyolojik ürünleri gebelikte, bebek gözünü dünyaya açtığı anda, daha sonra defalarca, kaç kere derlerse o kadar, ömrünüzün sonuna kadar gözü kapalı alıyorsunuz?

Ortada kontrol grubu filan yok, bir siz varsınız denek olarak! Aşıyı olurken sağlık durumunuzu dikkate alan, soruşturan, test/tahlil yapan var mı? Yok.
Aşıdan sonra takibinizi yapan var mı? Yok.
Doktor aşının prospektüsünü açmış değil, fakültede aşının vücuttaki etkisine, yan etkisine dair TEK kelime okumuş değil, nasıl üretilir bilmez, içinde ne var BİLMEZ.
Aşıdan sonra oluşacak herhangi bir yan etkiyi EN SON tanıyacak kişi kendisi, kendi başına gelse yine aşıya bağlamayacak denli UZAKTIR KONUYA, zaten İMMÜNOLOJİ cahilidir. BİL-MEZ.

Her aşıyı vururken size önden saymakla ve oluştuğu takdirde de yan etki takip sistemine bildirmekle MESUL olduğu yan etkileri hayatında duymamıştır ki bildirsin? Hem devletin kendilerine telkini de kutsal aşılarını korumak için (sizi değil), bu yan etkileri GÖRMEMEK ve BİLDİRMEMEK yönündedir.

Ve bu ahval ve şerait içinde doktorunuz size, kar/zarar hesabı ile ilgili kimsenin elinde değerlendirme yapmak için TEK VERİSİ dahi yokken, sadece VARSAYILAN YARAR üzerinden aşı önerir. Israr da eder hani… Yemin de eder içinde alüminyum yok diye. Yapıyorlar vallahi… Bilim de şaşkın bu işe 🙂

Şimdi…

Amerika yazar Türkiye oynar, malum… Amerika’nın onaylayacağı her yeni aşıyı TR takvimine eklemek için büyük bir iştahla, banka hesap numaraları açık, pardon, hesap makineleri kar/zarar hesabı(!) yapmak için önlerinde açık bekleyen bir AŞI “BİLİM” (BİLMİYİM) KURULUmuz var bizim. Onların vatana millete aşı seçerken değerlendirme kriterleri TEK. Amerika onaylamış mı? Tamam, o halde, bizim için de yeterince iyidir. At sepete!

(Bunun bir tek aşı/ilaç konusunda norm olduğunu düşünüyorsanız bir an evvel çocuk masallarından büyükler için yazılmış kitaplara terfi etmenizi öneririz. Kopyala/Yapıştır Cumhuriyeti’nde en iyi iş çıkaran birim, bakanlıkların tercüme birimleri, net!)

Hatırlayın bakalım şu ADJUVAN konusunu şimdi… Bilmiyor musunuz? Merak etmeyin, doktorunuz da bilmiyor! Aşı bilim kurulunun en başındakiler de! Neyse… Okuyun siz en iyisi, çizgi filmimiz/karikatürümüz yok ama biz anlatalım yine de tane tane…

Genital Siğil Aşısı HPV ile ayyuka çıkan ve ağzı-dili olmayan bebekler yerine ergenlere vurulduğu için de aşıyla doğrudan ilişkinin gizlenemediği alüminyuma bağlı ölüm ve nörolojik hasar salgınından sonra, aslında endüstrinin uzun zamandır denediği ama bir türlü alüminyumdan daha az öldüren ve zarar verenini bulamadığı adjuvan gereksinimine yanıt verecek güzide bir yenilikle endüstri karşımızda ve kobay da dünyanın en özgür köleleri olarak tabii ki ABD halkı.

Üyelerinin ağırlıklı olarak ilaç/aşı sanayii bağlantılı olmasına özellikle dikkat edilen, Amerikan devletinin ulusal takvime hangi aşıların alınacağını belirlemeden sorumlu resmi kurumu ACIP (Advisory Committee on Immunisation Practices), 18 yaş üstü popülasyona önerilecek (o da şimdilik, yakında 0 günlük bebeklerin kabusu olacağı besbelli) HEPLISAV-B isimli taptaze sentetik DNA aşısını ve tabii bu aşının yepyeni ve popülasyonda ilk defa denenecek 1018-ISS (immunostimulatory sequences) isimli adjuvanını bakınız hangi tür sorgulamalar, tahkikatler sonucunda 1 düğmeye basıp hem de OYBİRLİĞİ ile onaylıyor. Bu BİLİM/İRFAN yuvası ABD’de sağlık “iş”i bakalım nasıl yürütülüyor.

Hazır mısınız?

ACTION!

ACIP üyesi, Milwaukee Sağlık Bakanlığı’ndan Dr. Paul Hunter soruyor:

“Bu aşının, adjuvanlı diğer aşılarla aynı anda vurulup vurulamayacağı üzerine yorumu olan?”

Yanıt CDC çalışanı Dr. Sarah Schille’den geliyor (basitçe omuz silkip gülümseyerek): “Tek başına vurulsun veya birlikte vurulsun diye herhangi bir tavsiye kararı çıkartabileceğimiz veri yok elimizde.” (Boş boş kafa sallıyor ardından.)

CDC’yi temsilen Amanda Cohn araya giriyor: “Iıııh, diğer aşılar bağlamında ele alacak olursak bunu, ıııh, önklinik deneylerde başka aşılarla birlikte denenmemiş olsa da bu aşı, bizim (CDC’nin) genel yaklaşımımız, ıııh, aşıların farklı ııııh uzuvlardan olmak kaydıyla aynı anda vurulmaları gerektiği, vurulabileceği yönünde.”

(Tamam? Deney filan yok ortada, ama farklı koldan bacaktan olduğu sürece belli ki bu kutsal suları kaçar tane olursa olsun birlikte vurabiliyorsunuz-muştur-herhalde-canım diyor CDC. Ama farklı koldan-bacaktan olsun, OK? Niye diye bize sormayınız rica ederiz, CDC’nin kesin bir bildiği var ki söylüyor.)

Dr. Hunter: “Adjuvanlı, hatta birden çok adjuvana sahip aşılar Avrupa’da veya başka herhangi bir pazarda kullanılmakta mı? Bilen var mı?”

(Avrupa’nın alüminyumdan adjuvan dışında bir şey kullanmadığını, hatta dünyada başka kimsenin sentetik DNA aşısı filan kullanmadığını gerçekten bilmiyor olabilir bu seçkin ACIP üyesi zat?)

Dr. Ward: “Bildiğim kadarıyla hayır.”

(Eh, bilmiyoruz/kimse bakmamış ama kesin herhangi başka bir güzide aşımızla birlikte vurulabiliyormuştur bu tamamen güvenli olduğu besbelli aşı; başka kimse de kullanmıyormuş bu yepyeni adjuvan teknolojisini, demek ki ilk kobaylar da yine bizden çıkacak, ah ne güzel, çığır açacağız yine diyerek ACIP’in herbiri birbirinden değerli üyesi OY BİRLİĞİ ile bu müthiş sürprizlere gebe aşıyı da gözünü bile kırpmadan (2020 tarihi itibariyle tüm yetişkinler için kanunen MECBURİ hale getirmeyi planladıkları) YETİŞKİN AŞI TAKVİMİNE eklenmek üzere onaylayıveriyor. Oldu da bitti maşallah! Bir nazar boncuğu da bizden!)

Eh haydi kalkın gidelim derken bir de bakıyorsunuz, oylama yapıldıktan, ACIP CDC’ye ‘haydi bu kıyağımızı da unutmayın, çok hayatlar karartacak (pardon, kurtaracak) bu gıcır gıcır aşıyı da alın ekleyin takviminize’ dedikten *SONRA*, Dr. Stephens diye biri söze giriyor??

“Pardon, küçük bir çekincem vardı, onu söylemek istiyorum. Müthiş bir gelişme, ileriye doğru atılmış koca bir adımdır bu karar. Şu sinyal, miyokard infarktüs sinyali biraz düşündürdü beni. Bu yeni adjuvanın kullanımı hakkında endişelerim var ve aşı piyasaya sürüldükten sonra toplanacak verilerin çok dikkatli takip edilmesini öneriyorum.”

(Efendim, aşının güvenlik deneyinde 14 kişi kalp krizinden ölüvermiş. Endişelenecek bir şey değil esasında, hergün yetişkinler durup dururken ölüyor ABD’de kalp krizinden, değil mi? İçme suyuna statin katalım önerisi ile gelmelerini sağlayacak kadar doktorların, statin eksikliğinden mustarip zaten bu memleket. Aralarından birkaçı bu deneyde aşı olmasa da ölecekti zaten diye düşünmek lazım. Tesadüflerle aşı “bilimini” lütfen biribirine karıştırmayalım. Şimdi bebek olsa bu işimiz kolay, SIDS diyoruz biz buna; ani bebek ölümü, asla aşıdan kaynaklanmayan bir tür ölüm çeşidi bu. 139 farklı neden sayabiliyor CDC o bebeği öldürmüş olabilecek size, fakat Allah sizi inandırsın aşıdan bir türlü ö-le-bi-le-mi-yor bu bebekler! Yetişkin ölünce de aşıdan sonra, artık eceli gelmiş demek lazım. Sakatlananlar da kesin numara yapıyorlardır, psikosomatik dahi olabilir bu HPV aşısından sonra yatalak olup nöbet üstüne nöbet geçiren histerik kızlar ve oğlanlar gibi! Aşılar baksanıza her haliyle ayrı mucizeye imza atmaya devam ediyor! Hokus pokus ve PUF! Hastalık eradike ediyor!! Ne hikmetse bebeğin dünyadaki ilk nefesinde hem de 3 kere bastıkları Hepatit-B aşısını 18 yaş ve üzerinde YİNE vurmaları gerekiyor yalnız?! Hatırlayınız: KO-RU-MU-YOR aşılar! Eh yani, iş mi şimdi, şarlatanlık bunun neresinde allaseniz? Yılan yağı satıcısı mı bu saygın, üniformalı filan kimseler? Komplo teorisyenliğine gerek yok rica ederiz, bakınız, canla başla çalışırlarken toplum yararına üstelik izleyebiliyoruz da bu kahramanları! İyi bakın, göreceksiniz kesin!)

Efendim, beyefendinin aman takibini yapalım dediği pazarlama sonrası sürveyansı için, en az 2 yıl geçmesi, bu zaman zarfında da hatırı sayılır sayıda kişiye bu aşının sağlam bir vurulmuş olması gerekiyor ki anlasınlar hakikaten kalp krizinden öldürüyor muymuş, otoimmün hastalık yapıyor muymuş?! Tamam? Tekrarlayalım hep birlikte şimdi:

HE-Pİ-MİZ KO-BA-YIZ.

Güzel.

Bu videoda kısaca sürreal gerçekliklerine tanıklık etme bahtına eriştiğiniz ABD denilen esir-pazar ülkesinde elle tutulur herhangi bir veri toplanabilemesi için ürünün yıllar yılı kullanılmasının gerektiği Aşı Güvenlik Verihattı (Vaccine Safety Datalink) denilen bir şey ile kimsenin (doktorların bile) haberinin dahi olmadığı VAERS (ASİE – Aşı sonrası İstenmeyen Etki İzlem Sistemi) var, ki onda da en iyimser tahminler, aşıya bağlı oluşan yan etkilerin ancak %1’inin bildiriminin yapılmakta olduğu yönünde. Görüldüğü üzere, siz zararı GÖRMEZ, kaydını filan hiç tutmazsanız böyle hep yarar hep yarar kalır geriye!

Yani… Beyaz ekran karşısında ABD yiyor diye yediğimiz GDO’ları atıştırmaktan bağırsak/beyin yakmışlar için konuya altyazı geçmemiz gerekirse, efendim göz ünündeki apaçık gerçek, burada onaylandığını gördüğünüz aşının (ki esasında bütün takvimlerdeki (çocukluk, ergenlik çağı vs) bütün aşılar için geçerli bu) insan deneylerinin bu şekilde, genel popülasyon üzerinde yapılmakta olduğu ve bunda da hiçbir sakınca görülmediğidir!

Hep birlikte alalım:

KO-BA-YIZ HE-Pİ-MİZ!

Gelişim aşamasında onay için bekleyen yüzlerce aşı daha olduğunu ve salt ABD değil, dünya genelinde aşıları sözümona “sürü bağışıklığı” (bkz. Şarlatanlık 101) sağlama gerekçesiyle kanunen zorunlu hale getirilmeye başlandığını düşünürsek, çok yakında salt yıllar yılı derdini kimselere anlatamamış otizm camiasının değil, hepimizin, her hanenin problemi olacak bu konu.

HER – ŞEY – PHARMA – İÇİN!

(Çekinmeyin, tekrarlayın lütfen, trans hali acıyı dindirir.)

İşte kaf dağının ardında bilim icracıları filan diye düşlediğiniz, hekimlerimizin keza sözünden hiç çıkmadığı, örnek aldığı, özendiği, öykündüğü Amerikan SAĞLIKSIZLIK sistemi BÖYLE çalışıyor. Bunlar karar verme mekanizmasının EN TEPESİNDEKİLER. ACIP burada bu aşıyı takvime alın onayını verdi, topu CDC’ye attı. CDC, sahibi Pharma (onun da sahipleri kimler, biliyorsunuz değil mi? I-ıh?? Peki, devam edin okumaya en iyisi siz) adına o golü sırf Amerikan halkının kalesine değil, öyle ya da böyle Türkiye ve onunla birlikte tüm az gelişmiş ülkelere atacak demektir.

Bu herzamanki gibi %100 güvenli olduğu besbelli, gıcır gıcır aşının bir an evvel Türkiye’de onaylanmasını, ÖNCELİKLE ve İVEDİLİKLE hergün Hepatit B riski altında çalışmakta olan TÜM KIYMETLİ SAĞLIK PERSONELİMİZE, yanında A’sı ile birlikte (ayrı uzuvdan rica ederiz) vurulmasını diliyoruz.

Hep birlikte takrarlıyoruz:

KO-BA-YIZ HE-Pİ-MİZ!
HER – ŞEY – PHARMA – İÇİN!