30 Nisan 2013, Washington – Bağışıklık, immün sistemi güçlendirmek demektir. Bağışıklığın beşiği mide-barsak sistemidir. Mast hücreleri, içkin immün sistemin ana algı mekanizmasıdır. Bu hücreler vücuda girecek yabancı istilacı avındadır. Ayrıca, akut enflamasyonun baştan sona regülasyonunda yardımcı roldedir. Mast hücresi vücuda yabancı bir madde veya patojenin varlığını algılar algılamaz ‘sitokin’ adı verilen, yabancı maddeye saldırarak sonrasında da bağışıklık sisteminin diğer hücrelerini de görevlendirmek üzere vücutta dolaşımda bulunan özel kimyasalları salgılar. İçkin immün prosesleri üzerinde sahip olduğu bu kapsamlı denetleme mekanizması mast hücresi yanıtlarının birden fazla teröpatik bağlamda bilinçli olarak arttırılması veya baskılanmasınını da beraberinde getirmiştir. J Immunol.2013 May 1;190(9):4458-63. doi: 10.4049/jimmunol.1203420.

Mast hücrelerinin etrafında otonom sinir sisteminin sempatik ve parasempatik sinir uçları vardır. Bir yabancı istilacı saptandığında mast hücreleri otonom sinir sistemini, beynin hipotalamus adı verilen bölümünü uyarır. Hipotalamus, tüm vücudun sempatik ve parasempatik tepkisini kontrol eder.

Son kertede, vücudunuzun bağışıklık yanıtı ve seviyesi hipotalamusunuzun vereceği yanıta bağlıdır. Beyninizin bu bölümü diğer pekçok sinyali de alır, Şeker seviyesi. Şeker seviyesinin fazla düşük veya yüksek olduğunun saptanması durumunda hipotalamusunuz pankreas ve karaciğerinize gerekli düzenleme için sinyal gönderecektir. Sıcaklık veya soğukluk. Hipotalamusunuz vücut ısınızın düştüğünü algıladığı takdirde metabolizmayı arttırmak üzere tiroid bezinizi hipofiz beziniz vasıtasıyla tiroksin T4 veya triiyodotironin (T3) salgısını yükseltecek şekilde uyarır. Vücut ısınız fazla yükselmişse de, hipotalamusunuz parasempatik sinir sisteminizi aktive ederek, kan damarlarınızın ısıyı salması için genleşmesini sağlar, vücudu rahatlatmak için kalp ritminizi ve nefes alış verişinizi yavaşlatır. Hipotalamusun bölümlerinden her biri diğerlerini bulunduğu lokasyona bağlı olarak etkileyebilir. Bu da bizi immün kontrolü konusuna getirir.

Bağırsaklarınız ve bağışıklık sisteminiz

Parasempatik sinir sisteminiz alt orta hipotalamusta yer alır. Bu nükleustaki lezyonlar, bağışıklıkla alakalı gen ailelerinin ifadesini doğrudan değiştirme kapasitesine sahiptir. Kiba T, Yagyu K. J Neuroimmunol. 2013 Apr 15;257(1-2):1-6.

Bir başka deyişle, hipotalamusunuzdaki işlev bozukluğu (şeker aşırı yüksek veya düşük olduğunda veya erken dejenerasyona uğradığında) protein sentezi yoluyla oluşturacağı yanıtı doğrudan etkiler. Artık aynı şekilde tepkide bulunmayacaktır.

Tekrar mast hücrelerine dönüyoruz. Vücutta yiyecek, mikrop veya aşılar da dahil olmak üzere herhangi başka türden yabancı patojen miktarı arttığında enflamatuvar (iltihabi, yangısal) bir tepki oluşacaktır. Aşıları ele alırsak, hepsi birer hipotalamik-otonom yanıt olan vücutta şişme, enflamasyon, bazı durumlarda ateşlenme ve bazen de mide-barsak reaksiyonları oluşacaktır. Bunun yanısıra barsaklarda hücresel lenfositik, mast hücresi yanıtı da oluşacaktır.

Yabancı madde istilası arttıkça otonom reaktivite ve yanısıra mast hücre reaktivitesi de artacaktır; bağışıklık sisteminin tepkisi ise daha da büyük olacaktır. Bol miktarda pro-enflamatuvar sitokin, yani bağışıklık sistemince tetiklenen kimyasal birim üretimi olacaktır. Günümüz toplumlarını kırmakta olan kronik rahatsızlıklar ile ölümlerin başlıca sorumlusu çoğu kez işte bu sitokinlerdir. Astım, diyabet, artrit, kardiyovasküler hastalıklar, kanser, istediğinizi seçin, hepsi bu pro-enflamatuvar sitokinlerle ilişkilidir.

Antienflamatuvar fenotip ve fiziksel aktiviteyle ilişkilendirilmiş faydalara aracılık eden “kolinerjik antienflamatuvar yol”dur (CAP). Fiziksel aktivite, parasempatik tonu güçlendiririci ve CAP’yi aktive edici özelliğiyle kronik enflamasyonu dizginleme ve pekçok kronik hastalığı önlemede izlenebilecek teröpatik bir strateji olabilir. Med Hypotheses. 2013 May;80(5):548-52. Lujan HLDicarlo SE. Department of Physiology, Wayne State University, School of Medicine.

Pediyatristler ve aşı savunucuları, bağışıklık sağlayacağız diye kullandıkları araçlarla aslında ta mast hücreleri ve diğer lemfatik hücrelerden başlayıp alt orta hipotalamusun otonom yanıtına kadar vücutta yüksek oranda enflamatuvar yanıta sebep oluyor olabilirler.

Dr. Paul Offit, Philadelphia Çocuk Hastanesi’nde Enfeksyionel Hastalıklar Anabilim Dalı Başkanı ve aynı zamanda da hastanenin Aşı Eğitim Merkezi’nin yöntecisidir. Kendisi görüş ve bildirimlerine en fazla atıfta bulunulan aşı güvenliği savunucusudur. Dr. Offit, bebeklerin “tek seferde 10.000 aşıyı birden” tolere edebileceğini öne sürmüştür. O 10.000 aşıyı olan çocuk ve hatta bunun çok daha küçük bir oranını almış herhangi bir çocuğun sağlık sorunları olacağı açıktır. Bu zavallının biraz büyümesini beklemek yeterli. Kronik dejeneratif hastalıklar var geleceğinde…tıpkı bugünkü çocukların sahip oldukları gibi…diyabet, astım, artrit, otizm…(yaşı 3 ila 17 arasında tam 5.2 milyon çocuk bugün ADHD tanılı. Diyabet bugün çocuk ve adölesanlarda en sık görülen kronik hastalıklardan biri. Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan 25.8 milyon çocuk ve yetişkin, yani nüfusun %8.3’ü diyabetli. Diyabet tanısı almış 18.8 milyon insana tanısı konulmamış 7.0 milyon kişinin yanısıra prediyabet dediğimiz diyabet öncülü durumdaki 79 milyon kişiyi ekliyoruz. Astım, sadece 2011 yılı içinde 4.1 milyonu en az bir kriz veya epizod yaşamış, 18 yaşın altında tam 7.1 milyon çocukta görülmekte olan, çocukluk çağının en en çok rastlanılan kronik hastalıklarındna biri. CDC’nin Otizm ve Gelişimsel Engel İzleme (ADDM) Ağı verilerine göre [Amerika’da] 88 çocuktan 1’i otizm spektrumundaki bir bozukluğa sahip [ed not: bu oran 2013 itibariyle 50 çocukta 1’e yükselmiştir.] A.B.D’de 2006-2008 yılları arasında yaklaşık 6 çocuktan 1‘inin konuşma geriliği gibi hafif özürlerden zihinsel özürlülük, serebral palsi ve otizm gibi ciddi gelişimsel bozukluklara kadar en az bir bozukluktan muzdarip olduğu görülüyor.

Perspektife oturtmak gerekirse, Offit Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde aşı üreticisi Merck‘ün finansmanındaki 1.5 milyon dolarlık araştırma kürsüsünün başında. Merck ile ortaklaşa ürettikleri ishal önleyici aşı, Rotateq’in patentine sahip, ki hatırlarsanız bu ishal durumu yabancı bir istilacıya karşı verilen parasempatik bir yanıttı. Bu kişi aşı endüstrisinden çok daha büyük kar elde ediyor bile olabilir. Ajandanın ne olduğu düşünülmeli, her zamanki gibi.

İşin özü şudur: bebeklerin bağışıklık veya sinir sistemleri henüz tam gelişmemiştir. Bu mühim sistemler tam anlamıyla gelişinceye kadar bebeklere verilebilecek en iyi bağışıklık, anne sütündeki immünoglobülinlerdir. Bir bu kadar önem taşıyan bir başka şey de bağışıklığın beşiği mide-barsak (gastroentestinal) sisteminin normal florayı sağlayacak şekilde karbonhidrat ve şeker ihtivası düşük, prebiyotik ve probiyatik ihtivası zengin bir diyetle desteklenmesidir.

Yenidoğan ve büyük çocuklara verilen aşı ve antibiyotikler çocukları uzun dönemde çaresi olmayan nörolojik reaksiyon riski altına sokmaktadır. Uzun süreli bağışıklık ise ortadan kalkmaktadır. Dünyanın neresine giderseniz gidin artık yaşanan budur.

Dr. Peter Lind, ABD’nin Oregon, Salem şehrinde metabolik ve nörolojik şiroprakrasi icra etmektedir. Sağlık üzerine 5 kitabı ile yayımlanmış bir romanı, ayrıca sağlık üzerine kaleme aldığı yüzlerce makalesi bulunmaktadır. Klinik uzmanlık alanı fiziksel, beslenme ile alakalı ve duygusal gerilim/stres üzerinedir.