Ebeveynlerden sırf oluşturulmuş “resmi” aşılama programına uymalarını sağlamak için kasten bilgi saklanması meslek etiğine aykırıdır ve suç teşkil eder. Son 30 yıl boyunca sağlık otoritelerinin sergilediği davranış tam olarak budur. İngiltere Sağlık Bakanlığı (SB) ile Aşı ve Bağışıklama Ortak Komitesi’nden (ABOK) elde edilen resmi belgeler, İngiliz sağlık yetkililerinin salt ulusal aşı programını korumak amacıyla bu tip bir faaliyet içinde olduğunu gözler önüne seriyor. British Columbia Üniversitesi’nin Oftalmoloji ve Görsel Bilimler Departmanı’nda Deneysel Tıp ve Sinirbilimi dallarında öğretim üyeliği görevini ve aynı zamanda da Sinirbilimi Departmanında lisansüstü çalışmalarını yürüten Vancouver’lı bilimadamı Chris Shaw ve meslektaşı Lucija Tomljenovic kısa bir süre önce aşı güvenliği ile ilgili dikkatle kaleme alınmış ve sıkı bir hakem incelemesinden geçmiş makalelerini yayınladılar.

Makalenin ihtiyatlı ve profesyonel üslubuna ve yazarların, bulgularının kendi içinde kesin bir sonuç ortaya koymadığının altını çizmesine ve sadece aşı güvenliği ile ilgili daha geniş kapsamlı araştırmalar yapılması gerekliliğine işaret etmelerine rağmen, 2011 kasımında İnorganik Biyokimya Dergisi’nde yayımlanan ve aşılarda adjuvan olarak kullanılan alümiyum tuzlarına artan maruziyet ile aşılanmış popülasyonlarda giderek yoğunlaşan nörolojik sorunlar arasındaki korelasyonu ve olası nedensel ilişkiyi gösteren bu makale, bazı çevrelerin öfkesini üzerine çekmekle kalmıyor, birtakım cezai tedbir talepleriyle de karşılaşılıyor.

Tomljenovic, ABOK’un sürekli bir şekilde, popüler inancın aksine sağlam bir bilimsel temelden ve kanıttan yoksun bir aşılama konsepti olan “sürü bağışıklığı”nı sağlamak için gerekli gördükleri toplam aşılanma oranlarına ulaşmak için hem anne-babalardan hem de sağlıkçılardan aşıların ağır yan etkileri ve kontraendikasyon durumlarına ilişkin önemli verileri saklama gayreti içinde olduklarını kanıtlarıyla ortaya koyuyor.

ABOK ve SB’nın yürüttüğü bu aşılama politikasının bir sonucu olarak pekçok çocuk bugüne kadar, anne-baba ABOK’un tamamen bilgisi dahilinde olan aşıyla ilgili mevcudiyeti kanıtlanmış ciddi yan etkiler hakkında bilgilendirilmeden aşılanagelmiştir. Görülüyor ki, bu bilgileri saklamak suretiyle ABOK/SB, kişilerin aşılanmayla ilgili aydınlatılmış rıza haklarını hiçe saymıştır. Bu nedenle ABOK/SB hem Uluslarası Tıp Etiği kurallarını (yani, Dünya Tıp Birliği Helsinki Bildirgesi ve Uluslararası Tıp Etiği Tüzüğü’nü) hem de kendi Meslek Kuralları’nı çiğnemiştir.

ABOK toplantılarının transkriptleri ayrıca komite üyelerinden bazılarının ilaç firmalarıyla derin ilişki içinde olduklarını ve ABOK’un aşılanma oranlarının yükseltilmesi için aşı üreticileriyle sık sık ortaklaşa strateji üretme çalışmalarında bulunduklarını ortaya koyuyor. Bu tür şaibeli konuların ele alındığı toplantıların kamuoyuna açıklanmamak kaydıyla yapılmış olduğu, bunların ancak daha sonra Bilgiye Erişim Özgürlüğü Yasası’ndan (BEÖY) yararlanılarak elde edilebilmesinden anlaşılıyor. Sözkonusu toplantılar transkriptlerde “gizli ticaret” mührüyle işaretlenmiş olup, ABOK’un websitesindeki BEÖ bölümünde yayımlanmadan önce metinlerden birtakım bilgilerin (örn. katılımcı adlarının) silinmiş olması, bu konuda şeffaflık olmadığını açık ve çok rahatsızlık verici bir şekilde gösteriyor.  Joint Committee on Adverse Reactions Minutes 1986-1992.

Belgeler aşıların işe yaramadığını ve hatta korusun diye vurulduğu hastalığa bizzat yol açtığını gösteriyor. Ayrıca devlete çalışan ‘uzmanlar’ın bilgi saklamaya çalıştığı ve bilim sahtekarlığı yapıldığı da ortaya çıkıyor. 45 sayfalık makale 2011 yılında yayımlanıyor ve Dr. David Freed tarafından düzenlenen BSEM bilim konferansında sunumu yapılıyor.

Konferanstaki sunumların online olarak internette yayımlanmasına karar veriliyor ve Dr. Freed konuşmacılarla birlikte çalışarak makaleleri uygun bir format altında topluyor. Ertesi gün doktor aniden ölüveriyor. Bu noktada sizlere kendisinin son sözlerini aktarmak istiyoruz. Kalpten gelerek bilim, yüksek makamlardaki yozlaşma, hasta bakımınının etik kuralları ve her şeyden önce de hakikat üzerine düşüncelerini aktarıyor Dr. Freed.

Ortaya Konulan Savlar

Özet olarak, 1983 ila 2010 yılları arasındaki dönemde gerçekleşmiş ABOK/SB toplantılarına ait transkriptler şunları göstermektedir:

1) Kendi araştırmaları neticesinde belirli bazı aşılarla ilgili güvenlik sorunları tespit edildiğinde, kendilerinden bekleneceği şekilde mevcut aşılama politikalarını yeniden değerlendirmeye alma gibi bir yol takip etmeleri gerekirken ABOK ya a) konuyla ilgili hiç bir şey yapmamış, ya b) kamuya ait resmi raporlardan aşı güvenliğiyle ilgili olumsuz verileri çıkarmış veyahut da verileri sulandırmış, ya da c) ilgili aşıların güvenli olduğuna dair hem kamuoyunu hem de yetkilileri ikna yolunda yoğun çaba sarfetmiş;

2) Muallakta kalmış ve henüz çözümlenmemiş güvenlik sorunlarının tespitine rağmen, aşılanma oranlarını arttırmak amacıyla aşı kontraendikasyonlarında önemli oranda kısıtlamaya gitmiş;

3) Aşılarla ilgili kendi resmi tavsiyeleriyle çeliştiği noktalarda ABOK çoklu defalar aşı üreticilerinden veri sayfalarında belirli birtakım düzeltmeler yapmasını talep etmiş;

4) Aşı politikalarının bekası için ısrarla metodolojik olarak kusurlu çalışmalara yönelmiş ve bağımsız araştırmaları değerlendirmeye almayı reddetmiş;

5) Güvenlik sorunlarını sürekli mahiyette ve kategorik olarak önemsiz gibi gösterirken bir taraftan da aşıların faydalarını abartma ve şişirme yoluna gitmiş;

6) Nasıl olsa sonunda ruhsat verilir düşüncesiyle, koruyucu etkinliği ve güvenliği hayli tartışılır yeni aşıların rutin çocuk aşı takvimine alınması için en ince ayrıntısına kadar bir plan hazırlamış;

7) Aşıların güvenliğini araştırmak üzere yapılacak çalışmalarda aktif olarak caydırıcı rol oynamış;

8) Bazı çocukların uzun dönemde ağır nörolojik sorunlarla karşılaşmasına neden olabilecek, bilimsel destekten yoksun bir bağışıklama programını yürürlükte tutmak için ebevenylerin güvenini kötüye kullanmış ve aşılarla ilgili konulardaki bilgi eksikliklerinden kasıtlı olarak faydalanmıştır;

Buradaki bildiri özetlerini David Freed’e ithaf ediyoruz. İrfan sahibi bilge bir insan ve bir dostu kaybettik.

Aşı konusu ve taşıdığı riskler güçlü duygusal tepkilere ve elbette korkuya -örneğin bu konuda konuşanların toplumda hedef haline gelme korkusuna- neden olmakta. Burada paylaşılanlar yayınlama izni alabildiğimiz konferans sunumlarıdır. Konuşmacılardan bazıları çeşitli nedenlerden dolayı çekildiklerini açıkladıklarından bu sunumlara yer verilmemiştir. Bazı konuşmacılar ise konferansa gelemeseler dahi makalelerinin bildiri özetlerine dahil edilmesini istediklerinden bunlara yer verilmiştir. 

EDITORYAL BAŞ MAKALE

1. Hastalık Önlemenin Sağlığa Zararları-html

1. Hastalık Önlemenin Sağlığa Zararları-pdf

Dr. David Freed

Aşılamanın ahlaki geri planı – sağlıklı bireylere ileride de sağlıklarını muhafaza edebilmeleri için zarar verme potansiyeline sahip ilaçların verilmesi- bana kalırsa bugüne kadar hiç tam manasıyla irdelenmemiştir… Birincisi, bizden böyle bir talebi olmadığı halde kalkıp sağlıklı insanların bedenlerine tıbbi bir müdahale ile tecavüz etme, ikincisi, bunu muhtemel riskleri açıklamadan ve hatta bazı ülkelerde olduğu gibi zorlayıcı baskılarla, risk mevcudiyetini inkar ve ilgili bilgiyi saklama yöntemleriyle yapma hakkını bize kim veriyor? 

SUNUMLAR

2. Aşılar, Atopi & Alerji: Sorunlar ve Çözümleri

Dr. Richard Halvorsen

Anne babalardan süreklli duyuyorum, sırf bu kadar küçük yaşta bu kadar fazla sayıda aşı vermenin gerekliliğini sorguladılar diye nasıl hakir görüldüklerini, sindirildiklerini ve çocukları için en iyi olanı yapmamakla suçlandıklarını…. Sekiz yaş altında su çiçeği geçirmiş bir çocuğun şiddetli egzema (atopik dermatit) geliştirme şansı, su çiçeği geçirmemiş bir çocuğun taşıdığı riskin %4’ü kadardır.

3. Aşı Politikası ile Aşı ve Bağışıklama Ortak Komitesi’nin (ABOK) Meslek Kuralları İhtilaf Halinde mi ?

Lucija Tomljenovic

Salt “resmi” aşı takvimine uysunlar diye ebeveynlerden kasıtlı olarak bilgi saklanması etik kuralların ihlali veya görevi kötüye kullanma olarak değerlendirilebilir. İngiltere Sağlık Bakanlığı (SB) ve Aşı ve Bağışıklama Ortak Komitesi’nden (ABOK) elde edilen resmi belgeler, İngiliz sağık yetkililerinin son 30 yıldır salt ulusal aşı programını korumak maksadıyla bu eylemleri gerçekleştirmekte olduğunu gösteriyor. 

4. Çıkar Etiketlemeleri: Çocuk İstismarı Etiketi Acaba Aşı Yaralanmalarını Örtbas Etmede mi Kullanılıyor?

Christina England

On yılı biraz aşkın bir süre önce ailem ‘çocuk istismarı’ istatistiklerine eklenenlerden biri oldu. 1999’da, Munchausen Syndrome By Proxy (Vekaleten Hastalık) sendromundan muzdarip olmakla itham edildim. Davamda çocuklarımla ilgili pekçok rapor ve kanıt okunmadı ve birsürü yanlış yapıldı. Evlat edindiğim iki çocuğumda da, daha onlarla hiç tanışmamışken var olan özürleri için bunları benim uydurduğum ve onları benim hasta ettiğim iddia edildi. Raporlar bütünüyle okunsa tüm bunlar yaşanmayacaktı.

5. HPV Aşılarıyla İlgili Global Endişeler

Leslie Carol Botha ve Freda Birrell

Bilime dayalı tıbba inanıyoruz. Temel gayemiz sizlerin sağlığınızla ilgili karar verirken gerekli tüm bilgiye sahip olmanız. Ayrıca, aşıya bağlı bir sağlık sorunu yaşama şanssızlığını tecrübe edenleri, işe yarar kaynaklara ulaşabilmeleri için yönlendiriyoruz.

6. Otizm Salgını & O Hap

Dr Ellen CG Grant

Hormonal kontraseptiflerin kullanımı 1970’lerde hızla artarak neredeyse tüm dünyada görülür oldu; otizm ve OSB (otizm spektrumu bozuklukları) görülme hızı da 1980’lerde hızla yükselişe geçti. Dış kaynaklı (egzojen) hormonların bizzat genotoksik olduğu (DNA’€™yı zehirleyerek mutasyon veya kansere neden olabildiği) bilinmektedir, ancak bunun yanında bu hormonların DNA’yı tahrip edici toksinlerin birikimine yol açtıkları tespit edilmiştir, ki OSB’dan muzdarip bireylerin de detoks/arınma kabiliyetleri düşük bireyler olduğu bilinmektedir.

POSTER SUNUMLAR

İnsan Papillome Virüsünün (HPV) rahim ağzı kansei gelişimindeki patojenezi: HPV aşısı kullanımı güvenli ve etkili bir strateji mi??

Judy Wilyman

Rahim ağzı kanserini önlemek için HPV aşısı kullanma kararı yüzeysel kanıtlara, yani varsayımlara dayanarak alınmıştır. HPV aşıları kadınlara seçmeli bilgiden yola çıkılarak önerilmektedir. Bu aşı bir HPV aşısıdır, rahim ağzı kanseri aşısı değil. Herhangi bir şekilde rahim ağzı kanserini azaltacağına dair elde kesin kanıt olmadığı gibi, bu aşının uzun dönemde oluşturacağı riskler de çalışılmamıştır.

Hayvanlarda Aşılamayla İlgili Endişeler: Aşıya Bağlı Oto-immün ve Diğer Rahatsızlıklar

İndirmek içinfox-revised

Michael W. Fox

Aşılanmamış değil, aşılanmış köpeklerin kendi biyokimyasallarından çoğuna, örneğin fibronektin, laminin, DNA, albumin, Sitokrom C, transferrin, kardiyolipin ve kollajene karşı oto-antikor geliştirdiği gözlendi. Kardiyolipin oto-antikorları ekseriya genetik olarak hastalığa yatkın ‘sistemik lupus eritematozus’lu hastalarda ve bunun yanında da otoimmün hastalıktan muzdarip diğer bireylerde görülmektedir. Hayvanların son derece acımasız, stres verici ve hastalıkların üremesine sabebbiyet verici ortamlarda yetiştirildiği, global şekilde hayvanlardan insanlara geçen hastalıkların ve gıda kaynaklı hastalıkların merkez üssü haline gelmiş fabrika çiftçiliği koşullarında yaşayan besi hayvanlarında da modifiye edilmiş canlı ve yeni nesil gen mühendisliği ürünü çoklu aşıların yaygın kullanımı mercek altına alınmıştır.

İngiltere Seçilmiş Sağlık Komitesi’nin 2005 nisan ayında yayımlanmış “İlaç Endüstrisinin Etkisi” başlıklı raporu

Doris M Jones MSc

Yüzyıla yakın bir zamandır hastalar, doktorlarının reçete ettiği ilaçları sağlam ve güvenilir bilimsel kanıtlara dayandığı ve iyileşme sürecinin önemli bir bileşeni olduğu inancıyla güven duyarak kullanagelmiştir. Ancak şimdi bu varsayımların birçoğu hatta tümünün üzerinde koca soru işaretleri asılı durmaktadır…

EK MATERYALLER

ABD ve İngiltere’de yürürlükteki aşı takvimlerindeki aşı içeriğinin özeti

İndirmek için: vax-ingredients-us-uk

Lucija Tomljenovic

‘ASIA’ – Autoimmune/inflammatory syndrome induced by adjuvants (Adjuvan kaynaklı otoimmün/enflamatuvar sendromlar)

İndirmek için: shoenfeld-link

Yehuda Shoenfeld

Kaynaklar:

ecomed.org.uk
vancourier.com

Bu makalenin yazarı Dave Mihalovic aşı araştırmalarında uzmanlaşmış, kansere karşı önleyici ve tedavisinde de doğal yaklaşımlar uygulayan bir Naturapat Hekim’dir.