Şub 21, 2015 | Aşı Reaksiyonları
Madalyonun diğer yüzü çok karanlık, belki de bakmamak en iyisi. Ancak, basit bir kızarıklık, biraz ateşle bitmiyor aşıların vücutta yarattığı tahribat.
Bizim iyiliğimiz, hatta “sürünün” iyiliği için bizlere nedense zorla uygulanmaya çalışılan bu medikal uygulamanın kesinlikle milyonda 1 olmayan yan etkilerinden basit bir seçmeyi bizzat CDC’nin sitesinden görebiliyoruz. Nedense demir ciğer içindeki polio kurbanlarında olduğu gibi çarşaf çarşaf vermiyor CDC bunları, gözümüzün ucuyla bakalım, aklımızda yer etmesin isteniyor belli ki.
İşte bu, sadece bir avuç aşı reaksiyonunu daha “yakından” görelim istiyoruz, içimiz bu çocuklar için kan ağlayarak.
Bunlar görünür reaksiyonlar, bir de gizli tufan var bebeklerimizin beyinlerinde, sinir ve sindirim sistemlerinde kopan, içine sokuldukları kronik sitokin fırtınası, enflamasyon var. Bunlar görünür değil ama, henüz dilsiz bebeğinizin tek yapabildiği ağlamak. Onu da ağrı kesicilerle susturuyoruz nasılsa…
Dünyanın en fazla aşılanan ülkesi Amerika’da çocuklarda ölüme yol açan hastalıkların başında ne geliyor dersiniz?
KANSER!
Paylaşılan aşı içerik listesinde sıralanan 40 farklı kimyasal, metal, antibiyotik, deterjan artığı, fötal hücreler, çeşitli hayvan hücrelerinin hepsi de Pharma Sağlığı için çok faydalı, evet.
Bizim sağlığımız aşılardan sonra ne durumda, ona bakalım şimdi:
Babasının olduğu “çiçek”–evet yanlış duymadınız, Amerika’da askeri personelde kullanılıyor bu aşı hala– aşısından sonra ciddi reaksiyon geliştiren 2 yaşındaki miniğin resmi bu. Peki nasıl olabilir böyle bir şey? CDC’den yetkililer inceleme yapıyorlar ve evin her yerinde bu enfeksiyöz virüsü buluyorlar.
Bu etkiye sahip aşının 200 sene önceki çok daha ilkel versiyonunun el kadar bebeklere önce 1 ve daha sonra en az 2’şer defa (!) verildiğini düşünün, neden aşılamayı kanunen zorunlu hale getirmek zorunda kaldıklarını anlayabiliyorz şimdi sanırım. Çünkü insanlar bu berbat aşının çocuklarına, kendi vücutlarına yaptığı şeyin farkında, aşıdan dolayı çiçek geçirip ölenlerin sayısı oldukça fazla, insanlar vebadan kaçar gibi kaçıyor bu aşıdan. Toplu aşılamalardan sonra olmadık reaksiyonlar, sifilisinden anında ölümlere kadar pekçok reaksiyon ve elbette bizzat daha büyük çiçek salgınları yaşanması tesadüf olabilir mi ve acaba çiçek gerçekten bu aşıyla ortadan kaldırılmış olabilir mi, insan bu masalla uyutulmayı zekasına hakaret saymayan hekimlerimize hayret ediyor doğrusu!
Resimde miniğin karın bölgesi görülüyor.
Ve sevgili Ian’ın Hepatit-B aşısına verdiği reaksiyon. 1 ay boyunca sorunun kaynağını bulmak için vücudunu tam manasıyla delik deşik eden, yapılmadık tahlil bırakmayan hekimlerin bizzat aşı prospektüsünde yazan alerjik reaksiyonu bir türlü tanıyamaması, ailenin ısrarla aşıyı sorgulamasına rağmen hekim ordusunun “her şey olabilir ama aşı olamaz” çizgisinde hiçbir değişiklik olmaması, ihtimal olarak dahi kabul etmemeleri . . . Ian’ın yürek dağlayan hikayesi hiç de yabancı değil aslında bizlere. Bu bir türlü açıklanamayan ölüm ve reaksiyon vakalarının hiç de zihinlere aşılandığı gibi milyonda bir olmadığını biliyoruz, öyle değil mi?
BCG – verem aşısının ender görülen ancak ölümcül seyrinden dolayı korkutucu yan etkilerinden dissemine tüberküloza yenik düşen 7 aylık bebeğin hazin hikayesini ise buradan görebilirsiniz.
Aşılama sonrası ciltte görülebilecek ağır reaksiyonlar şuna benzeyebiliyormuş, yine CDC’den öğreniyoruz. Literatürdeki ismi Eczema Vaccinatum.
Uzun uzun araştırılmış, ilaç firmaları(!) tarafından hayvan ve insan modellerinde denendikten sonra FDA’in uzman sağlıkçıları tarafından “güvenlidir” onayıyla ruhsatlandırılmış, fakat aşı tarihine yarattığı beyin özrü, ölüm ve diğer muhtelif sorunlar nedeniyle en fazla tazminat ödenmiş aşı ünvanıyla geçmiş, ha bir de elbette nedense 4-5 doz vurulmasına rağmen 30 sene boyunca boğmacayı bir türlü ortadan kaldıramamış aşımız DBT – difteri, tetanoz ve tam hücre Boğmaca aşımız. Pekçok çocuğun ve ailesinin mahvına sebebiyet veren bu “güvenli” aşımız, yerine daha az reaktif olduğu ileri sürülen DTaB-difteri, tetanoz, aselüler boğamaca aşısı konulmak suretiyle piyasan kaldırılıyor. Aşının yüzde (ve beyinde) yarattığı şekil-işlev bozukluklarına örnek:
Bir başka aşı mağduru masum bebek, yine CDC’den. Aşıların etkisinin, etkinliğinin ve yan etkilerinin neden öngörülemeyeceğini hatırlatıyor insana. Görünüşte sağlıklı, neşeli bir bebek ve aşılama sonrası girdiği hal bu. Hepimiz tıpkı parmak izlerimiz gibi birbirimizden farklıyken, hayır biz illa hepinize aynı ilacı, gerekirse zorla vereceğiz, tabii sizin iyiliğiniz için(!) diyen bir medikal mafyayla karşı karşıyayız.
Aşılar nörolojik hasara yol açabilir uyarısını yapanlar neyi mi kastediyor? Bu güzel kızımızda DBT aşısı sonrası oluşan nörolojik hasar:
Çiçeği eradike ettiği iddia edilen “efsane”vi çiçek aşısını, aşıyı olan birinin az kalsın kolunu eradike ederken görüyoruz şimdi de:
Hangi aşı prospektüsünü açsanız baş sırada yerini alan yan etki, egzema bazı çocuklarda neye benziyor bakalım şimdi de. Milyonda 1 efsanesi eskiden işe yarıyordu, ancak şimdi internet var, aşıdan sonra sıklıkla oluşan reaksiyonların gerçeği artık yüzümüze bakıyor.
Aşı sonrası oluşabilecek doku hasarı ne boyutta olabiliyor, buna bakalım şimdi de. Bu çocuk hayatını kaybediyor. CDC’nin verdiği bilgiye göre hani şu sürü bağışıklığıyla korumaya çalıştığımız bağışıklık sistemi baskılanmış, o yüzden aşılanamayan çocuklar var ya, işte o çocuklardan birinin aşıya verdiği tepki bu! Bu meleğin aşıya verdiği tepki, yüce tıp literatürüne vaccinia necrosum olarak geçmiş durumda.
Bizzat aşıyı geliştiren biliminsanları ve eski Merck çalışanları tarafından işe yaramadığı gibi hayli tehlikeli olduğu yönünde açıklamalar gelmesine rağmen Amerika’da hem kızlara hem de erkeklere(!) uygulanan HPV aşısı, Gardasil’den sonra ölen pekçok genç kızın aileleri tarafından oluşturulmuş grup ve siteleri internetten bulabilirsiniz. Ölmeyip de hayatına devam edenlerden bazıları maalesef ömür boyu böyle bir hayata mahkum ediliyorlar. Aşı öncesi ve sonrasında bu genç kızımızın hali…
Burada verilenler aşı prospektüslerinde çarşaf çarşaf yazan yan etkilerin yalnızca birkaçı. Önemli olan nokta şu; doktorlar aşı güvenliği çalışmalarının bizzat aşı firmaları tarafından yapıldığını ve aşılarını onaylatmak için kongrenin geçirdiği bir yasayla FDA’e “zorunlu bağış”ta bulunduklarını, FDA’in halkın ödediği vergilerle çalışan bir devlet kurumu olmaktan çoktan çıkıp, denetlemekle yükümlü olduğu ilaç sanayiinin paraya bağladığı kağıttan bir kuruluşa dönüştüğünü bilmeleri gerekiyor.
Hiçbir tıbbi uygulama kişiye zorla dayatılamaz, kendi iyiliği için bile olsa. Son dönemde “blockbuster” ilaç çıkaramayan Pharma’nın karlılığının devamı için yeni kapısı aşılara bir de bu açıdan bakmaları gerekiyor. Bu aşılarla yaratılan çığ gibi sağlık sorunları için yine kimin ilaç ve medikal cihazları, teçhizatı kullanılıyor, kimler bu “iş”ten kar sağlıyor bir düşünsünler.
Tamamen sağlıklı bir avuç çocuk üstünde denenen ve 3-5 gün yan etki var mı diye bakıldıktan, arada oluşan ölüm varsa istatistiklere yanısımasın diye çalışma dışı bırakıldıktan sonra evet, tüm dünya popülasyonu için aynı şekilde güvenlidir diye piyasaya sürülen aşılar sizin erken, düşük doğum ağırlıklı doğan bebeğiniz için güvenli olmayabilir. Ailenizde kronik veya otoimmün hastalık öyküsü varsa çocuklarınız aşı reaksiyonu için çok daha büyük risk altında demektir. Sezeryanle doğmuş, formüla sütle beslenmiş, midelerine zorla GDO’lu suni yem tıkılarak şişirilmiş mutant hayvanların etiyle, pastörize / UHT sütüyle, peyniriyle, yoğurduyla beslenmiş çocuklar aşı reaksiyonu için risktedir.
Hekimlerimiz bunları bilmiyor olabilir. Ancak anne-baba olarak bunları sonuna kadar araştırmak ve gerçeğe ulaşmak bizlerin görevi.
Çünkü çocuklar bizim. Sağlık bizim. Çocuklarımız üzerinde her türlü karar hakkı da bizim!
Oca 16, 2014 | Aşı Reaksiyonları, Dünyada Aşı
“Kızımın bugün uyutuluşunu izlediğim andan beri aşılara lanet okuyorum. Elimden tek gelen ağlamak oldu. Bir daha size “aşılar güvenlidir, “yan etkiler milyonda birdir”, “aşı karşıtları kaçıktır” diyen olursa ona kızımın hikayesini anlatın. Çünkü çektiğim ızdırap fazlasıyla gerçek.
Bu fotoğrafı koyup koymama konusunda çok tereddüt ettim, ancak sonra bir zamanlar pek güvendiğim aşıların neye mal olduğunu herkes görmeli diye düşündüm. Ben bir taraftan alnını okşayıp dua ederken bebeğimin ağlaya ağlaya uykuya dalışını izledim ve gözyaşlarım sel oldu. Eminim bu uykudan sağ salim uyanacak, ancak önümüzdeki bir saat yanıbaşında oturup uyanmasını beklemek çok sancılı, çok zor olacak benim için.
Resimde uyutulmak üzere o aptal gazı verirlerken görüyorsunuz yavrumu. Sonra odadan çıkartıldım. Keşke orada yatan o değil ben olsaydım. Daha hiçbir şeyden haberi yok ki onun, daha küçücük bir bebek.”
Tatlı Adaline’in Yolculuğu
Adaline, 7 Mayıs 2013’te mutlu, sağlıklı bir bebek olarak dünyaya geldi. 2. ayda biz de herkes gibi gidip rutin aşılarını [Hep-B, Rotavirüsü, Difteri-aselüler Boğmaca-tetanoz (DtaB), Hib, KPA, IPA] yaptırdık, hiçbir şeyi sorgulamadık bile. O günün gecesinde ve takibeden günlerde Adaline’nin durumu hep daha kötüye gitti.
Sıradan reaksiyonlarla; iğne yerinde şişlik, kızarıklık, huzursuzluk, uyku hali, sersemlik, kusma, bulantıyla başladı her şey.
5 gün sonra kan pıhtısı kusmaya başladı ve iyice letarjik hale (uyuşukluk, hareketsizlik) geldi. Hemen acile götürdük ve şiddetli reflü ve dehidrasyon teşhisi konuldu.
Birkaç gün hastanede yattıktan sonra eve çıktık. İşte bu noktadan sonra küçük meleğimiz asla eskisi gibi olmadı.
Aşıdan sonra oluşan reaksiyonun “NORMAL” olduğu, 4. ay aşılarının vurulmasından hiçbir sakınca olmadığı söylendi bize.
Ve 4. ay aşılarını da [Rotavirüsü, DTaB, Hib, KPA, IPA] oldu Adaline.
Bu defa çok daha çabuk şekilde çok daha kötü hastalandı. Nöbet atakları geçirdi, yoğun şekilde kustu, kan pıhtısı kustu, kalbi hızla atıyordu ve tüm vücudu şişti.
O hafta 500 gram verdi. Uyarıya neredeyse hiç yanıt vermiyordu ve Teksas Çocuk Hastanesi’ne kaldırıldı.
Birkaç hafta boyunca bir dolu test yaptılar. Bir iki ay öncesine kadar mükemmelen çalışan kalbinde şimdi “Triküspid Regürjitasyon” [triküspid kapaktaki yetersizlik nedeniyle sistol esnasında bir kısım kanın, sağ karıncıktan tekrar sağ kulakçığa geçişi] çıktı ve kapakçığın değiştirilmesi gerekebileceğini öğrendik. Tüm vücudunun içten şiştiğini öğrendik. Hiçbir şey yiyemediği için beslenme tüpü takıldı. Kalbini ve akciğerlerini takip için apne ve kalp monitörüne bağlandı. Her şeyi kontrol altına alabilmek için pekçok ilaç denendi. 4 aylıkken ilk ameliyatlarını geçirdi. Onun acı çekerken görmek beni kahretti. Bütün bu korkunç sorunları olduğunu söylediler bize. Neyse ki birçoğunu yendi, beslenme borusu ve apne monitörü takılı halde; kalbi, mobilitesi ve kusmayı engellemek için alması gereken birkaç ilaçla birlikte taburcu edildik.
O günden sonra da birkaç kez hastane yatışımız oldu ve daha da olacak.
Aşılamayla ilgili tehlikelerin hiçbirinden haberdar değildim ben. İlaç kutularında yazan o “riskler” benim bebeğim için geçerli olamazdı. Koruması gerekiyordu bunların, zarar vermesi değil.
Şimdi amacımız tıpkı Adaline gibi aşıdan zarar görmüş diğer çocuklar; beslenme borusuna bağlı olanlar, kalp problemleri olanlar ve genetik bozukluklara sahip olanlara sahip çıkmak, haklarını savunmak.
Umarım yeni anne-baba olanlar, zaman ayırıp, masum evlatlarının vücutlarına soktukları aşı ve ilaçları iyice araştırırlar.
Bana herhangi bir sorunuz olursa çekinmeden sorun. Lütfen.
Ed-Not: Bu yazı Vaccination Information Network adlı sitede yayımlanmış yayımlanmış orijinalinden çevrilmiştir. Kendisinin medikal durumuyla ilgili gelişmeleri Facebook’ta adına açılmış olan Sweet Adaline’s Journey sayfasından takip edebilirsiniz.
Aşılama sonrası hangi potansiyel yan etkileri izlemeye almanız gerektiği konusunda bir fikriniz yoksa lütfen burada, burada ve burada verilen aşıya özel yan etkileri okumakla işe başlayın ve herhangi bir yan etkide durumu doktorunuza bildirin.
Eyl 17, 2012 | Featured, SAĞLIK TERÖRİZMİ
Aşılar, koruduğu varsayılan hastalıklar; hastalıkların özellikleri, bulaşma yolları, riskleri/tedavi yöntemleri, bunun karşısında aşılarının koruyucu güçleri, güvenlik çalışmaları ve tespit edilmiş yan etkileri konusunda araştırmanızı yaptınız ve bireysel olarak çocuğunuzun aşılanmasının gerekli olduğuna karar verdiyseniz, çocuğunuzun aşıların ciddi sağlık sorunu oluşturabilecek yan etkilerinden daha az etkilenmesini sağlayacak önlemler konusuna eğilmenizin zamanı gelmiş demektir. Bu önlemleri doktorunuzla, hatta daha iyisi güvendiğiniz birden fazla doktorla mutlaka görüşüp karşılıklı fikir alışverişinde bulunun ve aşılama ile ilgili seçeneklerin neler olduğunu öğrenin.
Aşılamadan Önce:
Araştırın. Çocukluk çağı hastalıkları ve koruyucu olarak yapılan aşılar hakkında bilgi edinin. Konu ile ilgili içinize sinecek derecede bilgi edinmeden kendinizi aşıyı yaptırtmak zorunda hissetmeyin.
Çocuğunuzun aşılanacağı dönemde hiçbir şekilde hasta olmamasına dikkat edin. Hastayken veya henüz yeni iyileşmişken aşılanması durumunda çocuğunuzun aşıya bağlı ciddi komplikasyon yaşama riski de artacaktır. Doktorunuzdan aşıyı yapmadan önce çocuğunuzun fizik muayenesini yapmasını ve herhangi bir rahatsızlığı olmadığını teyit etmesini isteyin.
Kayıt tutun. Çocuğunuzun ve ailenizin tıbbi öyküsünü gösteren belgeleri hazır edin veya yazıya dökün. Çocuğunuzun doktoruna geçirdiği belli başlı hastalıkları, varsa alerjilerini ve diğer sağlık sorunlarını özellikle de daha önce herhangi bir aşıdan sonra reaksiyon oluşmuş olup olmadığını bildirin. Aile bireylerinde herhangi bir immün sistemi rahatsızlığı veya beyinle igili bir rahatsızlık varsa belirtin. Dokümente etmek için doktorunuzdan çocuğunuza vurulan aşılarla ilgili tuttuğu kaydın bir kopyasını isteyin. Bu kayıtlarda hangi aşıların yapılmış olduğu ile birlikte aşı üreticisinin ismi ve aşının parsel numarasının da bulunmasına dikkat edin.
Soru sorun. Çocuğunuzun tıbbi öyküsünde aşıya reaksiyon gösterme riskini arttıracak herhangi bir sağlık sorunu varsa, özellikle de önceki aşılama(lar)dan sonra sağlığında bozulma yaşandıysa bunu doktorunuza bildirin. Önceki aşılamaya reaksiyon vermiş bir çocuğun müteakip aşılarda daha ağır reaksiyon yaşama riski de artacaktır. Doktorunuza mutlaka çocuğunuzda veya aile bireylerinden herhangi birinde aşı içeriğindeki yumurta, jelatin, neomycin (bir antibiyotik) veya aşının diğer bileşenlerine (doktorunuzdan, aşı prospektüsünden veya internetten aşı bileşenlerinin neler olduğunu öğrenebilirsiniz) karşı herhangi bir alerji öyküsü olup olmadığını bildirin. Doktorunuzdan yönelttiğiniz sorulara doyurucu cevap alamıyorsanız ya da sorularınız geçiştiriliyorsa mutlaka güvenilir bir başka sağlık uzmanına da danışın.
Önceden bilgi talep edin. Çocuğunuzun olması gereken aşı programındaki aşıların yararları, taşıdığı riskler ve hatta aşı sonrası görülmesi mümkğn yan etkiler hakkında doktorunuzdan yazılı bilgi isteyin ve aşılama zamanı gelmeden önce mutlaka bu bilgileri incelemiş olun. Doktorunuzdan ayrıca, aşı üreticilerinin her aşı için hazırladığı prospektüsü göstermesini de isteyebilirsiniz. Bu prospektüslerde aşının muhteviyatı, rapor edilmiş yan etkiler ve kontraendikasyon denilen, aşının geciktirilmesi veya yapılmamasını gerektirecek durumlardan bazıları belirtilmektedir. Kanunen doktorunuzun aşılama yapılmadan önce size aşının yararları ve taşıdığı riskler hakkında yazılı ve/veya sözlü bilgilendirme yapması gerektiğini unutmayın.
Grip aşısı için thimerosal içermeyen aşıları tercih edin. Çoğu çocukluk çağı aşısından çıkartılmış olsa da thimerosal çocukara öngörülen çoğu grip aşısında bulunmaktadır. Thimerosal grip aşılarının daha iyi çalışmasını sağlamaz. Bir cıva türevi olan thimerosal, daha ucuz maliyet sağlayan büyük aşı şişelerinde bakteri öldürücü olarak kullanılır. Eğer kendiniz veya çocuğunuza grip aşısı yaptırmayı düşünüyorsanız, tek dozluk, thimerosal içermeyen grip aşılarından talep edin.
Alternatif bir aşı çizelgesi takip edebileceğinizi düşünün. Yurtdışında ve ülkemizde bebek ve çocuklara tek ziyarette 2 veya daha fazla aşının aynı anda uygulanması yaygın eğilimken, kimi doktorlar da çocuklara önerilen aşıları daha geniş bir zamana yayarak, iki aşı uygulamasının arasını mümkün olduğunca açmaya çalışmaktadırlar. Doktorunuzla görüşüp çocuğunuza aynı gün içerisinde daha az aşı vurulması yönünde ortak karar alabilirsiniz. Dünyada azımsanamayacak sayıda doktor bu yolun çocuğun immün sistemine daha az yük bindireceği görüşündedir. Aşıları teker teker olduğunuz takdirde bu sizin çocuğunuzda hangi aşı sonrası bir reaksiyon oluştuğunu (şayet olursa) tespit edebilmenizi de sağlayacaktır. Küçük bebekleriniz ek gıdaya geçtiğinde herhangi bir gıdaya alerjisi olup olmadığını anlamak için bile pediyatristlerin her yeni gıdayı teker teker çocuğunuza yedirmenizi ve gözlemlemenizi tavsiye ettiğini hatırlayın.
Aşılama Sonrasında:
Her aşıdan sonra, yan etki olup olmadığını takip edin. Aşılanmadan sonraki 72 saat süresince çocuğunuzda aşıya bağlı olarak gelişmiş olabilecek alışılmışın dışında herhangi bir belirti veya davranış değişikliği olup olmadığını gözlemleyin. Aşı reaksiyonları uygulamadan 4 hafta sonrasında bile ortaya çıkabilmektedir.
Aşıya reaksiyon aşağıdaki belirtilerden bir veya daha fazlasını kapsayabilir:
- kızarık deri lekelenmesi
- ürtiker (kurdeşen)
- kaşıntı
- enjeksiyon yerinde şişkinlik, kızarıklık ve ağrı
- yüksek ateş
- solunum zorluğu veya nefes alıp vermeden hırltı, hışırtı
- ciltte veya dudaklarda solgunluk veya renk değişimi
- kaslarda zayıflama veya güçsüzlük
- aşırı uyku hali veya uyarıcıya yanıt vermeme
- hızlı kalp atışı
- sersemlik
- olağanın dışında huysuzluk, huzursuzluk veya başka davranış değişiklikleri
- uzun süreli ağlama (özellikle bebeklerde görülen çığlık şeklinde olanı)
- havale nöbetleri, konvülsiyon
- kusma veya ishal
Bu belirtilerden herhangi biri veya sizi endişelendirecek herhangi başka bir belirti oluşması durumunda derhal doktora başvurun.
Çocuğunuzun aşı sonrası ciddi bir sağlık problemi yaşaması durumunda doktorunuzdan bunu mutlaka ASİE sistemine bildirmedsini talep edin. Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı genelge uyarınca doktorunuzun bunu bildirme zorunluluğu olduğunu unutmayın, eğer bildirim yapılmıyorsa aynı sisteme siz de bildirimde bulunabilirsiniz..
İstanbul Üniversitesi Çocuk Sağlığı Enstitüsü, İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’nda görevli Prof. Dr. Gülbin Gökçay’ın hazırladığı “Kritik hastalıklardan korunma: Aşılar ve yan etkileri” adlı sunumda (http://www.cayd.org.tr/Egitim/yeni%20asilar%20ve%20asie.pdf) ASİE bildirim sistemine rapor edilmesi gereken reaksiyon ve bulgular şu şekilde verilmiştir:
Lokal reaksiyonlar |
Sinir Sistemi ile İlgili İstenmeyen Etkiler bildirim |
Diğer İstenmeyen Etkiler |
- Aşıdan sonra 48 saat içinde ciddi lokal reaksiyon (1)
- Aşıdan sonra 7 gün içinde enjeksiyon yerinde abse (2)
- Aşıdan sonra 2 hafta – 6 ay içinde lenfadenit (3)
|
- OPA’dan sonra 4-30 gün (temaslılarda 4 -75 gün) içinde ortaya çıkan paralitik poliomiyelit (4)
- Kızamık bileşenli aşıları takiben 5-12 gün, DaBT-IPA-Hib aşısını takiben 72 saat içinde konvülsiyon (5)
- Kızamık bileşenli aşıları takiben 5-15 gün içinde ortaya çıkan ensefalopati (6)/ensefalit (7)
- DaBT-IPA-Hib aşısını takiben 72 saat içinde ortaya çıkan ensefalopati
- Tetanoz bileşenli aşılardan sonra 2-28 gün içinde ortaya çıkan brakial nevrit (8)
- Aşıdan sonra 0-6 hafta içinde ortaya çıkan paraliziler (9)
- Kabakulak bileşenli aşıları takiben 15-21 gün içinde ortaya çıkan aseptik menenjit (10)
|
- Aşıdan sonra 1 saat içinde ortaya çıkan anaflaksi (11)
- Aşıdan sonra birkaç saat içinde ortaya çıkan toksik şok sendromu (12)
- Aşıdan sonra 4 saat içinde ortaya çıkan (deri bulguları daha geç görülebilir) akut alerjik reaksiyonlar (13)
- DaBT-IPA-Hib aşısından sonra 24 saat içinde ortaya çıkan hipotonik-hiporesponsif atak (14)
- Aşıdan sonra 1 hafta içinde ortaya çıkan sepsis (15)
- Kızamıkçık aşısından sonra 1-3 hafta içinde artrit (16)
- Kızamık aşısından sonra 1-6 hafta içinde gelişen trombositopeni (17)
- DaBT-IPA-Hib aşısından sonra 24 saat içinde gelişen apne – bradikardi (18)
- BCG aşısından sonra 1 – 12 ay içinde gelişen yaygın BCG enfeksiyonu ya da BCG osteiti (19)
- Zaman sınırı olmaksızın yukarıdakiler dışında sağlık personeli ya da toplum tarafından aşılamayla ilgisi olduğu düşünülen, ciddi kaygı ya da olumsuz propaganda nedeni olan durumlar
|
(1) Ciddi Lokal Reaksiyon: Enjeksiyon alanında ve çevresinde ilk 48 saat içinde oluşan hiperemi (kızarıklık) ve/veya ödem ile birlikte aşağıdakilerden en az ikisinin varlığı ciddi lokal reaksiyon olarak bildirilmelidir.
- Yakın eklemi içine alacak şekilde yayılmış olan şişlik, ödem
- Ağrı, şişlik, kızarıklığın üç gün veya daha uzun sürmesi,
- Hastaneye yatışı gerektirmesi.
(2) Abse: Enjeksiyon yerinde 2- 7 gün içinde ortaya çıkan, içi sıvı dolu sert veya fluktuasyon veren kolleksiyon varlığında enjeksiyon yerinde abse oluşumu olarak kabul edilmeli, boyutları ile birlikte bildirimi yapılmalıdır.
- Eğer, ateş, pürülan sıvı, kızarıklık-endürasyon, hassasiyet, kültür pozitifliği gibi enfeksiyon bulguları mevcutsa pürülan (bakteriel) abse,
- Eğer enfeksiyon bulguları olmadan sadece lokal abse bulguları mevcutsa steril abse olarak değerlendirilmelidir.
(3) Lenfadenit:
- En az bir lenf bezinin 1.5cm ya da üzerinde büyümesi ve/veya,
- Bir lenf bezinin üzerinde drene olmuş sinüs varlığıdır.
Genellikle BCG’nin neden olduğu bir durumdur. Aşı uygulandıktan sonraki 2 hafta ile 6 ay içinde, aşının uygulandığı tarafta boyun ya da koltukaltı lenf bezlerinde ortaya çıkar.
(4, 8, 9) Akut Paralizi [Felç]
- Aşıya Bağlı Paralitik Poliomyelit: OPA [Oral Polio Vaccine/ Ağızdan Uygulamalı Çocuk Felci Aşısı] aşısı uygulanmasından sonraki 4-30 gün (temaslılarda 4-75 gün) içinde akut olarak flask paralizi (gevşek felç) gelişmesi, başlangıç tarihinden itibaren 60 gün sonrasında kalıcı nörolojik sekel ya da ölüm olmasıdır. Kesin tanı için paralizi yapan diğer nedenlerin olmadığının kanıtlanması gereklidir.
- Brakial Nevrit: Tetanos komponentli aşıların uygulanmasından sonraki 2-28 gün içinde, aşı uygulanan tarafta, karşı tarafta ya da her iki tarafta üst ekstremitede omuz ve üst kolu tutan, derin, sürekli ve ciddi ağrı ile karakterize bir klinik tablodur. Ağrıyı günler ve haftalar içinde üst ekstremite kas gruplarında güçsüzlük ve atrofi takip eder. Daha az sıklıkla tabloya duyu kaybı eşlik edebilir. Tanıda güçsüzlüğün saptanması gereklidir.
- Diğer paraliziler:Aşı uygulamasından sonra 0-6 hafta içinde görülen paraliziler bu grupta yer almaktadır.
(5) Nöbet Geçirme (Konvülsiyon) (febril/afebril): Fokal nörolojik bulgular eşlik etmeden havale geçirilmesi bildirilmelidir. Koltukaltından ölçülen vücut sıcaklığı 38 0C ve üzerinde ise febril konvülsiyon, ateş yoksa afebril konvülsiyon olarak değerlendirilmelidir.
Kızamık aşısı sonrası konvülsiyon 5 -12 gün içinde, DaBT bileşenini içeren aşılar ile KPA aşısını takiben 72 saat içinde ortaya çıkabilir.
[ed-Not: Ateşli havale; beyin hücrelerinin normal dışı bir aktivite göstermesi sonucu ortaya çıkan, vücuttaki istemsiz kasılmalardır.]
(6) Ensefalopati [Beyin iltihabı]: Aşağıda belirtilen üç durumdan ikisinin varlığı ile tanımlanır. Kızamık komponenti içeren aşıların uygulanmasını takiben 5-15 gün içinde, boğmaca komponenti içeren aşıların uygulanmasını takiben 7 gün içinde ise aşı ile ilişkili olduğu düşünülmelidir.
- Nöbet geçirme,
- Bir gün veya daha uzun süren bilinç değişikliği,
- Bir gün veya daha uzun süren davranış veya kişilik değişikliği
(7) Ensefalit: Ensefalit tanısı yukarıda sıralanan belirtilere ek olarak beyin omurilik sıvısı (BOS)’da pozitif bulguların (hücre artışı, mikroorganizma ya da antijeninin) gösterilmesi ve/veya virüs izolasyonu ile konur.
(10) Aseptik Menenjit: Kabakulak aşısı ile ilgili aseptik menenjit, sıklıkla aşılamadan 15-21 gün sonra görülür. Menenjit belirti ve bulguları vardır. BOS’da bakteri yoktur ve lenfosit hakimiyeti (>5 lenfosit/ml) ile karakterize pleositoz vardır. Kesin tanı aşağıdakilerden en az birinin saptanması ile konur;
- BOS’dan kabakulak virusu izolasyonu, ya da
- BOS’dan kabakulak virusu izolasyonu ve sekanslama ile aşı virusu saptanması.
(11) Anafilaksi: Genellikle aşı uygulandıktan sonra ilk bir saat içerisinde gelişen dolaşım bozukluğuna (bilinç bulanıklığı, düşük kan basıncı, periferal nabızların yokluğu ya da güçsüzlüğü, periferal dolaşım bozukluğuna bağlı ekstremite soğukluğu, yüzde kızarıklık ve terlemede artma) neden olan akut allerjik reaksiyonların ağır/ciddi formudur. Yaygın ürtiker, anjioödem ve bronkospazm, laringospazm sıklıkla klinik tabloya eşlik eder ancak gerek bronkospazm (nefes darlığının ön planda olduğu semptom ve bulgular) gerekse laringospazm (solunum açlığı, nefes alamama şeklinde gelişen semptom ve bulgular) gelişmeden de dolaşım yetmezliği (kardiyak ve vasküler fonksiyon bozukluğu) ve şok gelişebilir.
(12) Toksik Şok Sendromu: Aşı uygulanmasını takip eden bir kaç saat içerisinde kusma, ishal ve yüksek ateş gelişimi ile ortaya çıkabilen diffüz eritem, ateş, hipotansiyon, deskuamasyon ve organ yetmezliği tablosudur. Staphylococcus aureus toksinine bağlı olarak, daha az sıklıkla Streptococcus pyogenes pirojenik toksinine bağlı olarak da gelişebilir.
(13) Akut Alerjik Reaksiyonlar: Kesin sınırlaması olmamakla birlikte; aşılama sonrasında allerjik sorunlar dakika ve saatler içinde sıklıkla ilk dört saat içerisinde görülür. Deri bulguları daha geç ortaya çıkabilir. Klinik tablo aşağıdakilerden bir veya daha fazlasının varlığı ile karakterizedir.
- Lokal olarak kızarma, kabarma veya aşı yapılan yerde lokalize ürtikerden geniş ürtiker alanlarına, enjeksiyon yapılan ekstremitede ödem, yüz ödemi veya tüm vücutta ödeme kadar değişen tablo
- Bronkospazm (nefes darlığı, solunum sıkıntısı, hışırtılı nefes alıp verme),
- Laringospzam/laringeal ödem (solunum açlığı vardır, soluk alıp vermeye çalışır ancak akciğerlere yeterli hava gitmez, konuşamaz).
(14) Hipotonik-Hiporesponsif Atak: Aşıdan sonra 24 saat içinde birden bire ortaya çıkan solukluk, uyaranlara azalmış ya da kaybolmuş cevap, kas tonusunda azalma ya da kaybolmadır. Atak kendiliğinden geçer.
(15) Sepsis: Aşıdan sonraki ilk 1 hafta içinde gelişen, generalize, organ yetmezliği ve dolaşım bozukluğunun eşlik edebileceği, sıklıkla ateşin bulunduğu ancak hipoterminin de gelişebileceği taşikardinin ve takipnenin tespit edildiği klinik tablodur. Kan kültüründe bakteriyel etken tespit edilebilir ancak bu her zaman mümkün olmayabilir. Genellikle uygulama hatasına bağlı olarak ortaya çıkar.
[ed-Not: Sepsis bir mikrobun kanda, vücut sıvılarında veya dokularda çoğalması sonucunda vücutta oluşan hastalık ve hasar halidir. Sepsis bakteri, virus ve mantar gibi farklı mikrop türleri ile gelişebilir. Mikrop kan veya komşuluk yoluyla birden fazla organa yayılarak organların normal fonksiyonlarını bozar, hastalık zamanında ve uygun şekilde tedavi edilmezse şok ve ölümle sonuçlanır.]
(16) Artrit: Kızamıkçık aşısından sonra 1-3 hafta içinde başlayan eklemlerde (sıklıkla proksimal interfalangiyal ve metakarpofalangiyal eklemler, diz, ayak bileği ve ayak parmakları) efüzyon veya şişlik, ısı artışı, hassasiyet, hareketle ağrı veya hareket kısıtlılığı semptomlarından en az ikisinin olması durumudur.
(17) Trombositopeni: Tam kan sayımında trombosit sayısının 50.000’in altında oluşudur. Kızamık aşısı uygulanmasından sonraki 1-6 hafta içinde ortaya çıkabilir. Klinikte purpura veya hafif travma sonrası kanamalar ve morluklarla karakterizedir
[ed-Not: Trombositopeni kanınızda platelet adı verilen hücre parçacıklarının normalden daha az sayıda bulunması durumudur. Plateletler kemik iliğinizde diğer kan hücreleriyle birlikte yapılırlar. Plateletler kanda hareket ederler ve bir kan damarı hasar gördüğünde oluşabilecek kanamayı durdurmak için birbirlerine yapışarak pıhtı oluştururlar. Plateletlere aynı zamanda trombosit adı da verilir, çünkü kan pıhtısına trombus da denir. Kanınızda çok az platelet varsa hafif ya da ciddi kanamalar oluşabilir. Bu kanama vücut içine (iç kanama) ya da derinin altında veya deriden dışarı (dış kanama) şeklinde olabilir. Trombositopeni, özellikle kanama şiddetliyse veya beyinde oluşursa ölümcül olabilir. Ancak, genelde trombositopenili kişilerde düşük platelet sayımının nedeni bulunur ve tedavi edilirse genel gidişat iyidir.]
(18) Apne – Bradikardi: DaBT-İPA-Hib aşısından sonra prematüre bebeklerde, 24 saat içinde apne-bradikardi olması durumudur.
[ed-Not: Apne terminolojik olarak 20 saniye ve üzeri solunum durmasıdır. <span >Bradikardi (KTA < 100/dlk) ile birliktedir ve apne süresi uzadıkça solukluk, hipotansiyon ortaya çıkar, taktil stimülasyona cevap alınamaz. Apne bulgusu olan yenidoğanda, gestasyon yaşı ve apnenin ortaya çıktığı postnatal yaş önemlidir].
(19) Yaygın BCG Enfeksiyonu: BCG aşılamasından sonra genellikle 1 -12 aylık dönemde ortaya çıkan ve Mycobacterium bovis BCG suşunun izole edilerek doğrulandığı dissemine enfeksiyondur.
[ed-Not: “Nadir ve ölümcül seyredebilen bir komplikasyon olan yaygın BCG enfeksiyonu (BCGitis) özellikle immünsupresif hastalarda BCG uygulaması sonrasında birkaç hafta içinde gelişebilir. Karaciğer fonksiyon bozukluğu, pansitopeni; karaciğerde, lenf nodlarında, akciğerde, kemik iliğinde, dalakta BCG pozitif granülomlar ile karakterize oldukça ciddi bir tablodur (2).”, bkz. http://www.uroonkoloji.org/ebulten/pdf/pdf_URO_326.pdf]
BCG Osteiti: BCG aşısının (aşı uygulamasından 1 -12 ay içinde ortaya çıkabilen) neden olduğu tüm uzun kemikleri tutabilen kemik inflamasyonudur.
Bu yan etki ilstesinin, şu anda Türkiye’de çocukluk aşıları takviminde yer alan Hepatit B, Hepatit A, su çiçeği, zatürre aşısı olarak da bilinen konjüge pnömokok (KPA) gibi aşıların bilinen yan etkilerini içermediği dikkate alınmalıdır.
Kaynak: Sağlık Bakanlığı, Ek 2, Vaka Tanımları Belgesi (http://www.saglik.gov.tr/TR/dosya/1-44884/h/ek-2-vaka-tanimlari.doc)
İstanbul’da ASIE Bildirimleri için:
İSTANBUL İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ
BULAŞICI HASTALIKLAR ŞUBESİ
TEL: 0212 5118920-22/1412-14