Aşı Efsanesi – Söylence 8/9: “Hastalıktan Korunmanın Tek Yolu Aşılanmaktır”, “Aşılar Kanunen Zorunludur”

Aşı Efsanesi – Söylence 8/9: “Hastalıktan Korunmanın Tek Yolu Aşılanmaktır”, “Aşılar Kanunen Zorunludur”

AŞI SÖYLENCESİ 8:

“Hastalıktan korunmanın mevcut tek yolu aşılanmaktır…”

…mı acaba?

Çoğu ebeveyn çocuklarını hastalıktan korumak için birtakım önlemler almak zorunda hisseder kendini. Hiçbir yöntemin %100 garantisi olmasa da uygulanabilecek bazı alternatifler mevcut. Tarihsel olarak homeopati, gerek koruyucu ve tedavi edici özelliği gerekse de zararlı yan etki riski açısından allopatik ilaç tedavisine (klasik tıbba) göre kat be kat daha etkili olmuştur. 1849’da A.B.D’de ortaya çıkan bir kolera salgınında allopatik tıbbın gördüğü ölüm oranı %48-60 iken homeopati hastanelerinde kaydedilen ölüm oranı yalnızca %3 idi(62). Kolera için bugünkü istatistikler de benzer değerleri yansıtmaktadır(63). Yakın zamanda yürütülen bilimsel çalışmalar hastalıklara karşı homeopatik ilaçların standarrt aşılanmayla eşit, hatta bazı durumlarda daha üstün koruma sağladığını ortaya koymuştur. Hastalığa maruz kaldıktan sonra homeopatik tedavi uygulanan popülasyonlarda %100 başarı gösteren, yani tedavi görenlerin hiçbirinin hastalığa yakalanmadığına dair raporlar mevcuttur(64).

Hastalıktan korunmak için kullanılabilecek homeopati kitleri bulunmaktadır(65). Hastalık riskinin yüksek olduğu (salgın, seyahat vb.) dönemlerde de kullanılabilecek olan homeopatik ilaçların koruyucu etkisinin bu tip durumlar için de hayli yüksek olduğu kanıtlanmıştır. Bu ilaçlar herhangi bir toksik madde de içermediğinden herhangi bir yan etkileri de yoktur. Ek olarak homeopati, aşı reaksiyonuna bağlı rahatsızlıklar ile allopatik tıbbın pek başarı sağlayamadığı diğer pekçok kronik sorunun tedavisinde de başarıyla kullanılmaktadır.

AŞI GERÇEĞİ 8:

“Aşı yerine kullanılabilecek güvenli ve etkili alternatiflerin mevcudiyeti onyıllardır bilinmekte olmasına rağmen, klasik tıp camiası tarafından uygulanan sistematik baskı ve saldırılarla alternatif yöntemler bastırılmaya çalışılmaktadır.” 

 


 AŞI SÖYLENCESİ 9:

“Kanunen aşı yaptırmak zorunludur, başka kaçarı da yoktur…”

..mu acaba?

[Ed not: Burada verilen bilgiler Amerika Birleşik Devletleri için geçerlidir ve 2012 yılı itibariyle 3 tip istisna alımı da tüm eyaletlerde kısıtlanmıştır.]

Aşı kanunları eyaletten eyalete değişir. Her eyalette aşılar kanunen zorunlu olsa da, yine her eyalette aşı yaptırmak istemeyenlerin kullanabilecekleri bir veya daha fazla yasal istisna hakkı bulunmaktadır. Okullar ve sağlık yetkilileri genellikle siz sormadan bu tedavi kullanım istisnalarını gündeme bile getirmeyeceklerdir, getirdiklerinde de çoğu kez yanlış bilgilendirmede bulunabilmektedirler; o yüzden aşı kullanım istisnaları ile ilgili kesin bilgiye ulaşmak için kendi eyalet yasalarınızı incelemeniz büyük önem taşımaktadır. Her eyalette aşağıdaki üç tip kullanım istisnasından bir veya daha fazlası mevcuttur:

1) Tıbbi Gerekçeye Dayanan İstisna: ABD’nin 50 eyaletinde de mevcuttur. Ancak sadece az sayıda çocuk doktoru aşılamadan önce bireyin sağlığı için risk oluşturacak indikasyonları kontrol ettiğinden, anne-babaların şayet ortada çocuklarının aşıya bağlı reaksiyon geliştirme ihtimali olduğunu düşündürecek nedenler varsa, konuyu bizzat kendilerinin araştırması yerinde olacaktır. Çocuğun veya ailenin tıbbi öyküsünde epilepsi, ağır alerji, çocuğun kendisinde veya kardeşlerinden birinde daha önce olunan bir aşıya bağlı reaksiyon gelişimi gibi durumlar, aşı sonrası istenmeyen etki görülme riskini arttıracak faktörlerden yalnızca birkaçıdır ve bu durumda bir veya birkaç aşı için tıbbi gerekçeyle istisna alınabilir. Ancak genel olarak tıbbi gerekçeye dayanan istisna alımı güçtür; bazen sadece daha önce herhangi bir aşıya bağlı ciddi reaksiyon geçirenlere veya ailesinde aşılara bağlı ciddi reaksiyon vakaları bulunanlara verilebildiği gibi bazen de sadece daha önceki reaksiyona yol açtığı düşünülen spesifik aşıya karşı verilmekte ve bu da sadece gerekçe oluşturan sağlık sorunu devam ettiği süre için geçerli (yani verilen istisna geçici) olabilmektedir.

2) Dini Gerekçeye Dayanan İstisna: 48 eyalet bu istisnayı sağlamaktadır. Eyalet kanunları belirli bir dini kuruluşa üyelik şartı getirebilmektedir. Ancak bu şart, New York federal mahkemelerince anayasaya aykırı bulunmuştur; şahsi dini inançlarınız bu istisnayı almak için yeterlidir, hangi dini kuruluşa üye olduğunuz veya herhangi bir dinin mensubu olup olmadığınız fark etmez(66,67,68,69). Bir davada mahkeme eyaletin davacıya talep ettikleri “dini gerekçeye dayanan istisna”yı vermeyerek vatandaşlık haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle davacıya para tazmininde bulunulmasına karar vermiştir.

3) Felsefi veya Şahsi İnanca Dayanan İstisna: Yaklaşık 17 eyalet ebeveynlere felsefi veya şahsi nedenlerle istisna hakkı tanımaktadır.

Bu noktada, aşı kullanımı için istisna almış çocukların yaşadıkları yerde oluşacak salgın durumlarında okuldan men edilebileceklerini hatırlatmak gerekir. Ancak, devlet veya özel, tüm okullar eyalet aşı kanunlarına uymak ve yasal istisnaları kabul etmek durumundadır.

Yaşadığınız eyaletteki aşı kanunlarının bir kopyasını edinmek için başvurulabilecek en iyi kaynak eyalet sağlık birimlerinde görevli yetkililerdir. Adresinize kanunların bir kopyasının postalanması için eyalet Epidemiyoloji veya İmmünizasyon departmanlarından birine telefon açmanız yeterli olacaktır. Veya küçük bir ücret karşılığında NVIC ve New Atlantean Press’ten de eyaletinizde geçerli aşı yasalarını tedarik edebilirsiniz. Kanun hükmünde kararnameler internetten bulunabilir (bkz. www.findlaw.com), ancak bu kaynaklar her zaman, şayet varsa, son dakika değişikliklerini içermeyebilir. Hukuk kütüphaneleri ve tabii avukatlar da iyi kaynaklardır.

AŞI GERÇEĞİ 9:

“Herkesin değil, ancak çoğu Amerikan vatandaşının aşı kullanımına karşı yasal istisna alma hakkı mevcuttur.”


Kaynaklar:

62. Dana Ullman, Discovering Homeopathy, at 42 (Thomas L. Bradford, Logic Figures, p68, 113-146; Coulter, Divided Legacy, Vol 3, p268).
63. See S. Curtis, supra note 34.
64. See S. Curtis, supra note 34.
65. Isaac Golden, Vaccination? A Review of Risks and Alternatives, 5th Edition, 1994. (Australia).

66. Allanson v. Clinton Central School District, No. CV 84-174, slip op. at 5 (N.D.N.Y. 1984).

67. Sherr and Levy vs. Northport East-Northport Union Free School District, 672 F. Supp. 81 (E.D.N.Y. 1987).
68. Fishkin v. Yonkers Public Schools, 710 F. Supp. 506 (S.D.N.Y. 1989).
69. Berg v. Glen Cove City School District, 853 F. Supp. 651 (E.D.N.Y. 1994).

Aşı Efsanesi – Söylence 7: “Çocuğum aşılara herhangi bir olumsuz reaksiyon geliştirmedi, o halde endişelenecek bir şey yok demektir”

Aşı Efsanesi – Söylence 7: “Çocuğum aşılara herhangi bir olumsuz reaksiyon geliştirmedi, o halde endişelenecek bir şey yok demektir”

AŞI SÖYLENCESİ 7:

Çocuğum aşılara herhangi bir olumsuz reaksiyon geliştirmedi, o halde endişelenecek bir şey yok demektir…”

…gerçekten öyle midir?

 Aşıların kayıtlardaki uzun dönem yan etkileri arasında otizm, hiperaktivite, dikkat eksikliği bozuklukları, disleksi, alerjiler, kanser ve diğerleri gibi kitle aşılama programlarından önce varlıkları pek az bilinen kronik immünolojik ve nörolojik rahatsızlıklar bulunmaktadır. Aşılarda thimerosal (bir cıva türevi), alüminyum fosfat, formaldehid (Avustralya Zehir Bilgilendirme Merkezi tarafından insan vücuduna zerk edildiğinde güvenli olarak kabul edilebilecek bir miktarı olmadığını açıklamıştır) ve phenoxyethanol (antifriz olarak bilinir) gibi toksik ve kanserojen etkisi bilinen maddeler kullanılmaktadır. Bu maddelerden bazılarının vücutta mide-bağırsak, karaciğer, solunum yolları, sinir sistemi, kalp-damar ve kan, üreme organları ve gelişimsel mekanizmayı zehirleyici etkisi bilimsel olarak tanınmaktadır. Kimyasal madde sıralamasında aşı içerisindeki pekçok madde en tehlikeli maddeler sınıfında yer alır ve bu maddeler aynı zamanda tehlikeli etkilerinden dolayı sıkı bir şekilde regüle edilmektedir. Bu maddelerden bazılarının mikroskopik ölçüdeki dozlarının dahi ciddi hasara yol açabildiği bilinmektedir. Bunların yanısıra aşılar, bilindiği takdirde pekçok insanın aşı kararını etkileyebilecek bir uygulama, yani kürtajla alınan fötal dokudan elde edilmiş insan diploid hücrelerinde kültürlenmektedir.

Tıp tarihçisi, araştırmacı ve yazar Harris Coulter (Ph.D.), yürüttüğü geniş çaplı araştırmalar sonucunda aşılama programlarının bebeklerde halk sağlığı yetkililerinin kabul etmek isteyeceklerinin çok üzerinde oranlarda, tüm çocukların %15-20’sini kapsayacak şekilde, düşük dereceli ensefalit, yani beyin iltihabına yol açtığını saptamıştır. Coulter, otizm, öğrenme bozuklukları, minimal veya orta dereceli beyin özrü, nöbetler, epilepsi, uyku ve yeme bozuklukları, cinsel işlev bozuklukları, astım, ani bebek ölümü, diyabet, obezite ve impulsif (dürtüsel) şiddet gibi  ensefalit [aşıların kayda geçen yan etkisi] sekellerininin [bir hastalıktan sonra yerleşip kalan işlev veya doku bozukluğu] bugün tam da modern toplumu istila eden rahatsızlıklar olduğuna dikkat çekiyor. Eskiden göreceli olarak az rastlanan bu rahatsızlıklar, çocukluk dönemi aşı sayısı arttıkça daha yaygın hale gelmiştir. Coulter ayrıca pertussis toksoidinin (zehirleyici özelliği ortadan kaldırılmış boğmaca toksini) laboratuvar deneylerinde hayvanlarda ensefalit oluşturmak için kullanıldığını da belirtiyor. Boğmaca (pertussis) aşısının beyinde hasar oluşturma kabiliyeti bilinmekle kalmıyor, aynı zamanda beyin hastalıkları üzerinde klinik araştırma yapan bilimadamlarının da çalışmaları için olmazsa olmazlarından birini teşkil ediyor.

Almanya’da yapılan bir bilimsel çalışmada aşılar ile dikkat eksikliği ve epilepsi de aralarında olmak üzere tam 22 nörolojik bozukluk arasında korelasyon saptanmıştır. Bir diğer açmaz da, aşılardaki viral elementlerin insan vücudunda senelerce kalarak zamanla mutasyona uğrayabilecek olmasıdır ki bu durumun sonuçları bilimadamaları için bilinmezliğini korumaktadır. Milyonlarca çocuk devasa ve oldukça kaba usullerle yürütülen bir deneyin parçası haline getirilirken tıp camiasından bu deneyin istenmeyen etkilerini izleme veya uzun vadedeki sonuçlarını araştırma yönünde samimi ve organize herhangi bir çaba göremiyoruz. Uzun dönem yan etkileri konusunda ortada bir çalışma olmadığına göre, aşıların “aydınlatılmış rıza” ve yeterli güvenlik çalışması olmadan yaygın şekilde kullanımı tıbbi bir deney sayılır. Amerikan Hekimler ve Cerrahlar Birliği (AAPS) ve Ulusal Aşı Bilgilendirme Merkezi (NVIC) tarafından da belirtildiği üzere bu uygulama, “modern biyoetiğin temel ilkeleri” olarak kabul edilen Nürnberg İlkeleri‘nin (Nuremberg Code) ilk ilkesine aykırıdır(53,54).

Aynı zamanda aşı teknolojileri de geliştiren Classen Immunotherapies’in kurucusu, bilimadamı ve tıp hekimi Bart Classen dünya çağında yürüttüğü epidemiyolojik çalışmalar sonucu aşıların 10 yaş altı çocuklarda görülen Tip 1 Diyabet‘in %79‘undan sorumlu olduğunu bulmuştur. Tip 1 diyabet oranında artış riski difteri aşısı sonrası gözlemlenen %9‘luk değer ile Hepatit B aşısına bağlı %50‘lik değer arasında değişiyor. Classen, CDC (Centres for Disease Control / Hastalıklarla Mücadele Merkezi) verilerinin bulgularını teyit eder nitelikte olduğunu belirtiyor. Ne var ki Classen’ın bulgularının diyabetin çok ötesinde alanlarda da geçerli olduğunu 1999 yılında British Medical Journal’da yer alan şu ifadelerinden anlıyoruz: “Astım, alerjiler ve bağışıklık sistemi işlevine bağlı gelişen kanserler de dahil olmak üzere diğer pekçok kronik immünolojik hastalıkta hızlı bir artış yaşanmakta ve bu artış bağışıklama programlarına bağlı olabilir.”. Diyabetle ilgili bulgular belki de buzdağının yalnızca görünen kısmı.

A.B.D. ve İngiltere’de son yıllarda yapılan çalışmalar aşıların otizme yol açtığını gösterir yönde(56,57,58). Cıva zehirlenmesi ve otizm neredeyse aynı belirtilere sahip(59) ve bir günde olunucak aşılar ile zarara yol açtığı bilinen ölçünün 41 kat üzerinde cıva alınması mümkün(60). 1980’lerin başında aşı takivime giren kızamık-kabakulak-kızamıkçık (KKK ya da “measles-mums-rubella (MMR)) aşısından sonra Kaliforniya’da otizm oranları son 20 yılda %1000’lik bir patlama yaşamıştır. İngiltere’de de 1990’larda takvime giren KKK aşısından sonra otizm oranlarında hızlı artış görülmüştür. Bazı bebekler aşılar yoluyla EPA (Environment Protection Agency) ajansının cıva için belirlediği güvenlik limitinin 100 kat üzerinde cıva almaktadır. Ocak 2000’de İlaç Yan Etkileri Dergisi (Journal of Adverse Drug Reactions) KKK aşısının güvenlik çalışmalarının yeterli düzeyde olmadığı ve lisans verilmemesi gerektiği yönünde açıklama yapmıştır. Aşı-otizm bağlantısı şüphelerini güçlendiren bir başka faktör de, otistik hastalarında sistematik cıva arındırma rejimenleri kullanan hekimlerin hastalarının genel sağlık durumlarında ve davranışlarında belirgin iyileşme kaydetmeleridir(61). Bugün, [Amerika’da] 150 çocuktan 1’i [bu oran, 2012 yılı itibariyle 88’de 1’dir] otizm teşhisi taşımaktadır. 1940’lı yılların başında, bugün kullanılan aşıların pekçoğu henüz piyasada yokken, otizm oldukça ender görülen ve ancak birkaç doktorun hizmet yılları boyunca rastlayacağı bir sağlık durumuydu.

 

AŞI GERÇEĞİ 7:

“Pekçok ciddi kronik hastalıkla ikna edici düzeyde korelasyon saptanmış olmasına rağmen aşıların uzun dönemde yol açacağı yan etkiler üzerinde durulmamaktadır. Hekimler bu hastalıkların çoğunda gözlemlenen muazzam artışı açıklayamamaktadır.” 

 


 

Kaynaklar:

53.  NVIC Vaccine Conference Program Guide, 1997.

54. Unanimous resolution of the AAPS, 57th Annual Meeting, St. Louis, MO, October, 2000; seehttp://www.aapsonline.org/.

55. British Medical Journal, 1999, 318:193, 16 (January).

56.Singh V, Yang V. Serological association of measles virus and human herpes virus-6 with brain autoantibodies in autism. Clinical Immunology and Immunopathology 1998;88(l):105-108.

57. Wakefield AJ, et al. Ileal-lymphoid-nodular hyperplasia, non-specific colitis, and pervasive developmental disorder in children. Lancet 1998;351:637-641. 

[Ed Not: Dr Wakefield ve diğer 12 meslektaşının bu araştırması, çocuklar üzerinde etik olmayan çalışma yürütülmüş olması gerekçesiyle geri çekilmiştir.]

 

58. Wakefield AJ, Anthony A, Murch SH, Thomson M, Montgomery SM, et al. Enterocolitis in Children With Developmental Disorders. Am JGastroenterol September; 95:2285-2295.

59. Stephanie Cave, MD, NVIC Vaccine Conference, September, 2000; see http://www.909shot.com  for conference transcripts and information.

60. Congressman Dan Burton, House Committee on Government Reform, Hearing on Mercury and Medicine, 6/18/2000.

61.Press Release, Feb. 12, 2001; see http://www.autism.com/ari/press1.html