19 Yaşındaki Genç İlk Grip Aşısından Sonra Ölüyor

19 Yaşındaki Genç İlk Grip Aşısından Sonra Ölüyor

“Öyle sağlıklıydı ki. Saf ve temizdi. Gribi atlatabilirdi. Keşke aşıyı olacağına grip olsaydı,” diyor gencin annesi.

Chandler Webb, ekimde hayatının ilk grip aşısını olduğunun ertesi günü ağır hastalanıyor. Annesi, Lori Webb, oğlunun aşıdan sonra kusmaya ve sarsılmaya başladığını, bu yüzden de Salt Lake City’deki hastaneye götürdüğünü söylüyor.

Bundan bir gün sonra ise Chandler komaya giriyor ve aradan geçen 28 günün sonunda da yaşam ünitesi kapatılıyor.

İlgili videoyu Türkçe altyazılı olarak izleyebilirsiniz.

Prof. Dr. Ahmet Aydın’dan Grip Aşısı Yorumu

Prof. Dr. Ahmet Aydın’dan Grip Aşısı Yorumu

Hep aynı hikaye. Sonbahar başladıktan sonra gazeteler ‘gripten dünyada su kadar kişi ölecek şeklinde’ grip ile ilgili haberler ile dolmaya başladı. Tabii aynı gazetelerde grip aşılarının boy boy reklamları da var. Eczanelerin camekanları “Yeni grip aşısı geldi” ilanları ile doldu. İsteyen kişi hekime danışmadan eczaneye giderek aşı olabiliyor. Dostlarımız, akrabalarımız ve hastalarımız her yıl bıkmadan hep aynı soruları soruyorlar. “Grip aşısı olalım mı?”, “Grip aşısının zararı var mı?”, “Grip aşısı Alzheimer hastalığı yapabilir mi?” , “Grip aşısı otizme yol açabilir mi?”, “Grip aşısı kanser yapar mı?”

İsterseniz konuyu sorulu cevaplı bir şekilde irdeleyelim.

Grip asısı soğuk algınlığından ve diğer üst solunum yolu enfeksiyonlarından korur mu?

Grip asısı sadece grip mikrobuna etkilidir; soğuk algınlığına ve diğer üst solunum yolu enfeksiyonlarına değil.

Grip asısı her grip virüsüne etkili midir?

Grip aşısı sadece influenza virüslerinin yaptığı griplere karşı koruyucu olabilir. Örneğin yapılan aşı kuş gribinden korumaz.

İnfluenza virüsünün A, B ve C tipleri hastalık yapar (daha çok A ve B tipleri). Her tipin birçok suşu (alt tipi) vardır.

Aşılar iki A suşu ve bir B suşu içerir (trivalan = üç değerlikli). Bunlar en çok görülen suşlardır ve bunlardan yapılan aşılar influenza enfeksiyonlarının % 70’inden korur. Diğer suşlarla olan (%30) influenza enfeksiyonlarını etkilemez.

Bir suşa karşı kazanılan bağışıklık diğerleri için geçerli değildir. Ayrıca virüslerin sık sık antijenik mütüasyonlara uğraması (yapı değiştirmesi) nedeni ile kalıcı bir bağışıklık mümkün değildir.

Kimler aşı yaptırmalıdır?

Sağlıklı çocuklara önerilmez. Sık geçirilen üst solunum yolu enfeksiyonları gerçek bir endikasyon değildir; Aşı, maalesef çocuk yuvaları ve kreşlerde yaygın olarak uygulanılmaktadır.

Bazı hekimler kronik hastalıkları (akciğer, böbrek, kalp diyabet vb) olan kişilere her yıl grip aşısı olmalarını önermektedir. Bize göre potansiyel zararları nedeni ile bu kişilere aşı yapmaktan kaçınılmalıdır.

Bağışıklığı baskılayıcı (immünsüpresif) tedavi görenlerde (kanser hastaları vb) grip aşısı yapılabilir. Bize göre aşı yapmanın tek endikasyonu budur. Ama yine de potansiyel tehlikelere karşı uyanık olunmalı, ve mümkün olduğunca aşıdan kaçınılmalıdır.

Bazı hekimler yaşlı kişilere her yıl grip aşısı önermektedir. Bu hekimlerin hastalarına mutlaka aşının içinde alüminyum, cıva gibi ağır metaller olduğunu ve bunların bunamaya yol açabileceğini uyarması gerekir.

Grip aşısı hangi yaşlarda kaç dozda yapılıyor?

Aşı grip mevsiminin(Sonbahar) ilk aylarında (ekim-kasım) yapılır

Aşı 6 aydan küçük bebeklerde yeterli bağışıklık sağlamaz.

6 ay – 3 yaş arası çocuklara: 4-6 hafta ara ile iki kez yarımşar (0.25 mL) doz kas içine yapılır.

4-12 yaş arası 0.5 mL tek doz. İlk kez yapılıyorsa 4-6 hafta sonra ikinci doz yapılır.

Daha sonraki yaşlarda ve büyüklerde: 0.5 mL tek doz yapılır. ikinci doz yapılmaz.

Grip aşısının sağladığı bağışıklıkla, doğal olarak geçirilen gribin sağladığı bağışıklık aynı mıdır?

Grip aşısı solunum yolunu devre dışı bıraktığı için (ağızdan alınmıyor, iğne tarzında kalçadan yapılıyor) bağırsakta mukozal (iç tabaka) bağışıklık sağlamıyor. Doğal olarak geçirilen mikrobik hastalıklar ise mukoza bağışıklığı yapıyorlar. Bu da bağışıklık sistemini güçlendirerek birçok alerjik ve kronik iltihabi hastalıktan sizi koruyor (hijyen teorisi). Her hastalığın aşısını oluyorsanız bu korunmadan yoksun kalıyorsunuz.

Etkisi bu kadar şüpheli olan aşının zararları var mı?

Önce aşının hangi maddeleri içerdiğine bakalım;

  • Etilen glikol: Antifrizde bulunan bir toksindir. Antifriz çocuk gelişimini bozabilir ve kısırlığa ve asidoza neden olabilir.
  • Fenol: Dezenfektan bir boyadır
  • Formaldehit: Kanser yapan bir kimyasaldır
  • Alüminyum: Aşıda antikor cevabini arttırmak için kullanılır. Alzheimer, sara ve kansere neden olabilir.
  • Timerosal (cıva: Tarife gerek var mı?) Beyin hasarı, otizm ve otoimmun hastalıklara yol açabilir. Cıva çıkartıldıktan sonra California’daki otistik çocukların sayısında bariz azalma olmuştur (bak baslenme bülteni). İçinden cıvanın çıkartılmadığı tek aşı grip aşısıdır. Diğer aşılardan farklı olarak grip aşısının her yıl yapılması beyin hasarı riskini artırmaktadır.
  • Neomisin ve Streptomisin: Antibiyotik olarak kullanılır. Bazı insanlarda alerjiye yol acar. Grip aşısı ayrıca yumurta alerjisi olan kişilerde nadir de olsa kurdeşen ve anaflaksi şoku gibi alerjik reaksiyonlara neden olabilir.
  • Aşı, grip benzeri belirtilere de yol açabilir.

Bu bilgilerden sonra düşünün: Attığınız tas, ürküttüğünüz kurbağaya değiyor mu?

Gripten korunmak için ne yapalım?

Enfeksiyonlardan korunmak için neler yapılmalı?

  • Hijyen kurallarına uyulmalı
  • Un ve şekerden fakir, sebze, meyve, et ve yumurta gibi doğal gıdalardan zengin bir diyet kullanılmalı
  • Margarin ve sıvı (mısır, soya, ayçiçeği vb) yağların kullanılmaması, bunların yerine hayvani yağların ve zeytin yağının yenilmeli
  • Balık yağı alin
  • Bağırsak florasında bulunan probiyotikleri artırdıkları için bol fermantasyon ürünleri (kefir, turşu, yoğurt, peynir, şarap, boza, sirke, tuzlama yiyecekler, bira mayası) tüketilmeli
  • Günde en az 3-5 dakika kültür fizik yapılmalı ve yarım saat yürünmeli
  • Güneşlenilmeli ya da D vitamini alınmalı
  • Erken yatıp erken kalkılmalı
  • Fazla alkol tüketilmemeli

Grip tedavisi için ne yapalım?

  • İstirahat edin
  • Şekerli hiçbir şey yemeyin (alyuvarların mikropları yutmasını engelliyor)
  • Hava güneşli ise güneşlenin ya da günde 10-20 damla D vitamini alın
  • Nane-limon, ıhlamur ve diğer ot çaylarını için (şekersiz!)
  • Aşağıdaki şekilde C vitamini alın;
  • Soğuk algınlığı ya da gribal enfeksiyonun ilk işaretlerinde (boğaz ağrısı, aksırma, ateş, kırgınlık, burun çekme vb) 1-2 gram C vitamini alın. (1 silme çay kasığı askorbik asit 1 gramdır, eczanede satılan tabletler genellikle 0,5 gramdır.
  • Her saat aynı miktarı almaya devam edin. Genellikle birkaç saat içinde semptomlarınız hafifleyecektir.
  • Eğer semptomlarınız hafiflemezse saatlik miktarı 2-4 grama çıkartın. Hafif ishal olmaya başlamışsanız dokularınız doymuş demektir. O zaman bir önceki doza dönebilirsiniz.
  • Bu sırada şekerli bir gıda, antibiyotik, vazokonstriktor (damar büzücü burun damlası, antihistaminik ve dekonjestan alınması ise mevcut hastalığın şiddetini artırır ve süresini uzatır.
  • C vitaminini birden keserseniz hastalık belirtileri tekrarlayabilir. O nedenle tedaviyi azalta azalta sonlandırın. Hastalık genellikle 2-3 gün içinde tedavi olur.

Sağlıcakla kalın

Ahmet Aydın

Kaynaklar

  1. http://chetday.com/noflushots.htm
  2. http://www.mercola.com/2000/nov/26/flu_shots.htm
  3. Geier DA, Geier MR. Early Downward Trends in Neurodevelopmental Disorders Following Removal of Thimerosal-Containing Vaccines. J Amer Phys Surg 2006;11:8-13.
  4. Vallance S. Relationships between Ascorbic Acid and Serum Proteins of the Immune System. British Medical Journal 1977;2:437-438.
  5. Wetal P. The Effect of Ascorbic Acid Supplementation on Some Parameters of Human Immunological Defence System. Int . Vit. & Nut. Research 1977;47:248-56.
  6. Thomas WR, Holt RG. Vitamin C and Immunity: An Assessment of the Evidence.’ Clinical Experimental Immunology 1978; 32:370-379.
  7. Dahl H, Degre M. 1976. The Effect of Ascorbic Acid on Production of Human Interferon and the Antiviral Activity In Vitro. Acta Pathologica et Microbiologica Scandinavica. 84:5, 280-284.
  8. Horrobin DF, Oka M, Manku MS. The Regulation of Prostaglandin E1 Formation: A Candidate for One of the Fundamental Mechanisms Involved in the Actions of Vitamin C. Medical Hypotheses 1979;5:849-858.
  9. Geber WF, Lefkowitz SS, Hung CY. Effect of ascorbic acid, sodium salicylate, and caffeine on interferon level in response to viral infection. Pharmacology 1975;13:228–33.
  10. Hemila H. Vitamin C and the common cold. Br J Nutr 1992;67:3–16.
  11. Pauling L. How to Live Longer and Feel Better. Avon Books, 1986.

 

 

Prof. Dr. Ahmet Aydın’dan Grip Aşısı Yorumu

Prof. Dr. Ahmet Aydın’dan Grip Aşısı Yorumu

Hep aynı hikaye. Sonbahar başladıktan sonra gazeteler ‘gripten dünyada su kadar kişi ölecek şeklinde’ grip ile ilgili haberler ile dolmaya başladı. Tabii aynı gazetelerde grip aşılarının boy boy reklamları da var. Eczanelerin camekanları “Yeni grip aşısı geldi” ilanları ile doldu. İsteyen kişi hekime danışmadan eczaneye giderek aşı olabiliyor. Dostlarımız, akrabalarımız ve hastalarımız her yıl bıkmadan hep aynı soruları soruyorlar. “Grip aşısı olalım mı?”, “Grip aşısının zararı var mı?”, “Grip aşısı Alzheimer hastalığı yapabilir mi?” , “Grip aşısı otizme yol açabilir mi?”, “Grip aşısı kanser yapar mı?”

İsterseniz konuyu sorulu cevaplı bir şekilde irdeleyelim.

Grip asısı soğuk algınlığından ve diğer üst solunum yolu enfeksiyonlarından korur mu?

Grip asısı sadece grip mikrobuna etkilidir; soğuk algınlığına ve diğer üst solunum yolu enfeksiyonlarına değil.

Grip asısı her grip virüsüne etkili midir?

Grip aşısı sadece influenza virüslerinin yaptığı griplere karşı koruyucu olabilir. Örneğin yapılan aşı kuş gribinden korumaz.

İnfluenza virüsünün A, B ve C tipleri hastalık yapar (daha çok A ve B tipleri). Her tipin birçok suşu (alt tipi) vardır.

Aşılar iki A suşu ve bir B suşu içerir (trivalan = üç değerlikli). Bunlar en çok görülen suşlardır ve bunlardan yapılan aşılar influenza enfeksiyonlarının % 70’inden korur. Diğer suşlarla olan (%30) influenza enfeksiyonlarını etkilemez.

Bir suşa karşı kazanılan bağışıklık diğerleri için geçerli değildir. Ayrıca virüslerin sık sık antijenik mütüasyonlara uğraması (yapı değiştirmesi) nedeni ile kalıcı bir bağışıklık mümkün değildir.

Kimler aşı yaptırmalıdır?

Sağlıklı çocuklara önerilmez. Sık geçirilen üst solunum yolu enfeksiyonları gerçek bir endikasyon değildir; Aşı, maalesef çocuk yuvaları ve kreşlerde yaygın olarak uygulanılmaktadır.

Bazı hekimler kronik hastalıkları (akciğer, böbrek, kalp diyabet vb) olan kişilere her yıl grip aşısı olmalarını önermektedir. Bize göre potansiyel zararları nedeni ile bu kişilere aşı yapmaktan kaçınılmalıdır.

Bağışıklığı baskılayıcı (immünsüpresif) tedavi görenlerde (kanser hastaları vb) grip aşısı yapılabilir. Bize göre aşı yapmanın tek endikasyonu budur. Ama yine de potansiyel tehlikelere karşı uyanık olunmalı, ve mümkün olduğunca aşıdan kaçınılmalıdır.

Bazı hekimler yaşlı kişilere her yıl grip aşısı önermektedir. Bu hekimlerin hastalarına mutlaka aşının içinde alüminyum, cıva gibi ağır metaller olduğunu ve bunların bunamaya yol açabileceğini uyarması gerekir.

Grip aşısı hangi yaşlarda kaç dozda yapılıyor?

Aşı grip mevsiminin(Sonbahar) ilk aylarında (ekim-kasım) yapılır

Aşı 6 aydan küçük bebeklerde yeterli bağışıklık sağlamaz.

6 ay – 3 yaş arası çocuklara: 4-6 hafta ara ile iki kez yarımşar (0.25 mL) doz kas içine yapılır.

4-12 yaş arası 0.5 mL tek doz. İlk kez yapılıyorsa 4-6 hafta sonra ikinci doz yapılır.

Daha sonraki yaşlarda ve büyüklerde: 0.5 mL tek doz yapılır. ikinci doz yapılmaz.

Grip aşısının sağladığı bağışıklıkla, doğal olarak geçirilen gribin sağladığı bağışıklık aynı mıdır?

Grip aşısı solunum yolunu devre dışı bıraktığı için (ağızdan alınmıyor, iğne tarzında kalçadan yapılıyor) bağırsakta mukozal (iç tabaka) bağışıklık sağlamıyor. Doğal olarak geçirilen mikrobik hastalıklar ise mukoza bağışıklığı yapıyorlar. Bu da bağışıklık sistemini güçlendirerek birçok alerjik ve kronik iltihabi hastalıktan sizi koruyor (hijyen teorisi). Her hastalığın aşısını oluyorsanız bu korunmadan yoksun kalıyorsunuz.

Etkisi bu kadar şüpheli olan aşının zararları var mı?

Önce aşının hangi maddeleri içerdiğine bakalım;

  • Etilen glikol: Antifrizde bulunan bir toksindir. Antifriz çocuk gelişimini bozabilir ve kısırlığa ve asidoza neden olabilir.
  • Fenol: Dezenfektan bir boyadır
  • Formaldehit: Kanser yapan bir kimyasaldır
  • Alüminyum: Aşıda antikor cevabini arttırmak için kullanılır. Alzheimer, sara ve kansere neden olabilir.
  • Timerosal (cıva: Tarife gerek var mı?) Beyin hasarı, otizm ve otoimmun hastalıklara yol açabilir. Cıva çıkartıldıktan sonra California’daki otistik çocukların sayısında bariz azalma olmuştur (bak baslenme bülteni). İçinden cıvanın çıkartılmadığı tek aşı grip aşısıdır. Diğer aşılardan farklı olarak grip aşısının her yıl yapılması beyin hasarı riskini artırmaktadır.
  • Neomisin ve Streptomisin: Antibiyotik olarak kullanılır. Bazı insanlarda alerjiye yol acar. Grip aşısı ayrıca yumurta alerjisi olan kişilerde nadir de olsa kurdeşen ve anaflaksi şoku gibi alerjik reaksiyonlara neden olabilir.
  • Aşı, grip benzeri belirtilere de yol açabilir.

Bu bilgilerden sonra düşünün: Attığınız tas, ürküttüğünüz kurbağaya değiyor mu?

Gripten korunmak için ne yapalım?

Enfeksiyonlardan korunmak için neler yapılmalı?

  • Hijyen kurallarına uyulmalı
  • Un ve şekerden fakir, sebze, meyve, et ve yumurta gibi doğal gıdalardan zengin bir diyet kullanılmalı
  • Margarin ve sıvı (mısır, soya, ayçiçeği vb) yağların kullanılmaması, bunların yerine hayvani yağların ve zeytin yağının yenilmeli
  • Balık yağı alin
  • Bağırsak florasında bulunan probiyotikleri artırdıkları için bol fermantasyon ürünleri (kefir, turşu, yoğurt, peynir, şarap, boza, sirke, tuzlama yiyecekler, bira mayası) tüketilmeli
  • Günde en az 3-5 dakika kültür fizik yapılmalı ve yarım saat yürünmeli
  • Güneşlenilmeli ya da D vitamini alınmalı
  • Erken yatıp erken kalkılmalı
  • Fazla alkol tüketilmemeli

Grip tedavisi için ne yapalım?

  • İstirahat edin
  • Şekerli hiçbir şey yemeyin (alyuvarların mikropları yutmasını engelliyor)
  • Hava güneşli ise güneşlenin ya da günde 10-20 damla D vitamini alın
  • Nane-limon, ıhlamur ve diğer ot çaylarını için (şekersiz!)
  • Aşağıdaki şekilde C vitamini alın;
  • Soğuk algınlığı ya da gribal enfeksiyonun ilk işaretlerinde (boğaz ağrısı, aksırma, ateş, kırgınlık, burun çekme vb) 1-2 gram C vitamini alın. (1 silme çay kasığı askorbik asit 1 gramdır, eczanede satılan tabletler genellikle 0,5 gramdır.
  • Her saat aynı miktarı almaya devam edin. Genellikle birkaç saat içinde semptomlarınız hafifleyecektir.
  • Eğer semptomlarınız hafiflemezse saatlik miktarı 2-4 grama çıkartın. Hafif ishal olmaya başlamışsanız dokularınız doymuş demektir. O zaman bir önceki doza dönebilirsiniz.
  • Bu sırada şekerli bir gıda, antibiyotik, vazokonstriktor (damar büzücü burun damlası, antihistaminik ve dekonjestan alınması ise mevcut hastalığın şiddetini artırır ve süresini uzatır.
  • C vitaminini birden keserseniz hastalık belirtileri tekrarlayabilir. O nedenle tedaviyi azalta azalta sonlandırın. Hastalık genellikle 2-3 gün içinde tedavi olur.

Sağlıcakla kalın

Ahmet Aydın

Kaynaklar

  1. http://chetday.com/noflushots.htm
  2. http://www.mercola.com/2000/nov/26/flu_shots.htm
  3. Geier DA, Geier MR. Early Downward Trends in Neurodevelopmental Disorders Following Removal of Thimerosal-Containing Vaccines. J Amer Phys Surg 2006;11:8-13.
  4. Vallance S. Relationships between Ascorbic Acid and Serum Proteins of the Immune System. British Medical Journal 1977;2:437-438.
  5. Wetal P. The Effect of Ascorbic Acid Supplementation on Some Parameters of Human Immunological Defence System. Int . Vit. & Nut. Research 1977;47:248-56.
  6. Thomas WR, Holt RG. Vitamin C and Immunity: An Assessment of the Evidence.’ Clinical Experimental Immunology 1978; 32:370-379.
  7. Dahl H, Degre M. 1976. The Effect of Ascorbic Acid on Production of Human Interferon and the Antiviral Activity In Vitro. Acta Pathologica et Microbiologica Scandinavica. 84:5, 280-284.
  8. Horrobin DF, Oka M, Manku MS. The Regulation of Prostaglandin E1 Formation: A Candidate for One of the Fundamental Mechanisms Involved in the Actions of Vitamin C. Medical Hypotheses 1979;5:849-858.
  9. Geber WF, Lefkowitz SS, Hung CY. Effect of ascorbic acid, sodium salicylate, and caffeine on interferon level in response to viral infection. Pharmacology 1975;13:228–33.
  10. Hemila H. Vitamin C and the common cold. Br J Nutr 1992;67:3–16.
  11. Pauling L. How to Live Longer and Feel Better. Avon Books, 1986.

 

 

Prof. Dr. Ahmet Aydın’dan Grip Aşısı Yorumu

Prof. Dr. Ahmet Aydın’dan Grip Aşısı Yorumu

Hep aynı hikaye. Sonbahar başladıktan sonra gazeteler ‘gripten dünyada su kadar kişi ölecek şeklinde’ grip ile ilgili haberler ile dolmaya başladı. Tabii aynı gazetelerde grip aşılarının boy boy reklamları da var. Eczanelerin camekanları “Yeni grip aşısı geldi” ilanları ile doldu. İsteyen kişi hekime danışmadan eczaneye giderek aşı olabiliyor. Dostlarımız, akrabalarımız ve hastalarımız her yıl bıkmadan hep aynı soruları soruyorlar. “Grip aşısı olalım mı?”, “Grip aşısının zararı var mı?”, “Grip aşısı Alzheimer hastalığı yapabilir mi?” , “Grip aşısı otizme yol açabilir mi?”, “Grip aşısı kanser yapar mı?”

İsterseniz konuyu sorulu cevaplı bir şekilde irdeleyelim.

Grip asısı soğuk algınlığından ve diğer üst solunum yolu enfeksiyonlarından korur mu?

Grip asısı sadece grip mikrobuna etkilidir; soğuk algınlığına ve diğer üst solunum yolu enfeksiyonlarına değil.

Grip asısı her grip virüsüne etkili midir?

Grip aşısı sadece influenza virüslerinin yaptığı griplere karşı koruyucu olabilir. Örneğin yapılan aşı kuş gribinden korumaz.

İnfluenza virüsünün A, B ve C tipleri hastalık yapar (daha çok A ve B tipleri). Her tipin birçok suşu (alt tipi) vardır.

Aşılar iki A suşu ve bir B suşu içerir (trivalan = üç değerlikli). Bunlar en çok görülen suşlardır ve bunlardan yapılan aşılar influenza enfeksiyonlarının % 70’inden korur. Diğer suşlarla olan (%30) influenza enfeksiyonlarını etkilemez.

Bir suşa karşı kazanılan bağışıklık diğerleri için geçerli değildir. Ayrıca virüslerin sık sık antijenik mütüasyonlara uğraması (yapı değiştirmesi) nedeni ile kalıcı bir bağışıklık mümkün değildir.

Kimler aşı yaptırmalıdır?

Sağlıklı çocuklara önerilmez. Sık geçirilen üst solunum yolu enfeksiyonları gerçek bir endikasyon değildir; Aşı, maalesef çocuk yuvaları ve kreşlerde yaygın olarak uygulanılmaktadır.

Bazı hekimler kronik hastalıkları (akciğer, böbrek, kalp diyabet vb) olan kişilere her yıl grip aşısı olmalarını önermektedir. Bize göre potansiyel zararları nedeni ile bu kişilere aşı yapmaktan kaçınılmalıdır.

Bağışıklığı baskılayıcı (immünsüpresif) tedavi görenlerde (kanser hastaları vb) grip aşısı yapılabilir. Bize göre aşı yapmanın tek endikasyonu budur. Ama yine de potansiyel tehlikelere karşı uyanık olunmalı, ve mümkün olduğunca aşıdan kaçınılmalıdır.

Bazı hekimler yaşlı kişilere her yıl grip aşısı önermektedir. Bu hekimlerin hastalarına mutlaka aşının içinde alüminyum, cıva gibi ağır metaller olduğunu ve bunların bunamaya yol açabileceğini uyarması gerekir.

Grip aşısı hangi yaşlarda kaç dozda yapılıyor?

Aşı grip mevsiminin(Sonbahar) ilk aylarında (ekim-kasım) yapılır

Aşı 6 aydan küçük bebeklerde yeterli bağışıklık sağlamaz.

6 ay – 3 yaş arası çocuklara: 4-6 hafta ara ile iki kez yarımşar (0.25 mL) doz kas içine yapılır.

4-12 yaş arası 0.5 mL tek doz. İlk kez yapılıyorsa 4-6 hafta sonra ikinci doz yapılır.

Daha sonraki yaşlarda ve büyüklerde: 0.5 mL tek doz yapılır. ikinci doz yapılmaz.

Grip aşısının sağladığı bağışıklıkla, doğal olarak geçirilen gribin sağladığı bağışıklık aynı mıdır?

Grip aşısı solunum yolunu devre dışı bıraktığı için (ağızdan alınmıyor, iğne tarzında kalçadan yapılıyor) bağırsakta mukozal (iç tabaka) bağışıklık sağlamıyor. Doğal olarak geçirilen mikrobik hastalıklar ise mukoza bağışıklığı yapıyorlar. Bu da bağışıklık sistemini güçlendirerek birçok alerjik ve kronik iltihabi hastalıktan sizi koruyor (hijyen teorisi). Her hastalığın aşısını oluyorsanız bu korunmadan yoksun kalıyorsunuz.

Etkisi bu kadar şüpheli olan aşının zararları var mı?

Önce aşının hangi maddeleri içerdiğine bakalım;

  • Etilen glikol: Antifrizde bulunan bir toksindir. Antifriz çocuk gelişimini bozabilir ve kısırlığa ve asidoza neden olabilir.
  • Fenol: Dezenfektan bir boyadır
  • Formaldehit: Kanser yapan bir kimyasaldır
  • Alüminyum: Aşıda antikor cevabini arttırmak için kullanılır. Alzheimer, sara ve kansere neden olabilir.
  • Timerosal (cıva: Tarife gerek var mı?) Beyin hasarı, otizm ve otoimmun hastalıklara yol açabilir. Cıva çıkartıldıktan sonra California’daki otistik çocukların sayısında bariz azalma olmuştur (bak baslenme bülteni). İçinden cıvanın çıkartılmadığı tek aşı grip aşısıdır. Diğer aşılardan farklı olarak grip aşısının her yıl yapılması beyin hasarı riskini artırmaktadır.
  • Neomisin ve Streptomisin: Antibiyotik olarak kullanılır. Bazı insanlarda alerjiye yol acar. Grip aşısı ayrıca yumurta alerjisi olan kişilerde nadir de olsa kurdeşen ve anaflaksi şoku gibi alerjik reaksiyonlara neden olabilir.
  • Aşı, grip benzeri belirtilere de yol açabilir.

Bu bilgilerden sonra düşünün: Attığınız tas, ürküttüğünüz kurbağaya değiyor mu?

Gripten korunmak için ne yapalım?

Enfeksiyonlardan korunmak için neler yapılmalı?

  • Hijyen kurallarına uyulmalı
  • Un ve şekerden fakir, sebze, meyve, et ve yumurta gibi doğal gıdalardan zengin bir diyet kullanılmalı
  • Margarin ve sıvı (mısır, soya, ayçiçeği vb) yağların kullanılmaması, bunların yerine hayvani yağların ve zeytin yağının yenilmeli
  • Balık yağı alin
  • Bağırsak florasında bulunan probiyotikleri artırdıkları için bol fermantasyon ürünleri (kefir, turşu, yoğurt, peynir, şarap, boza, sirke, tuzlama yiyecekler, bira mayası) tüketilmeli
  • Günde en az 3-5 dakika kültür fizik yapılmalı ve yarım saat yürünmeli
  • Güneşlenilmeli ya da D vitamini alınmalı
  • Erken yatıp erken kalkılmalı
  • Fazla alkol tüketilmemeli

Grip tedavisi için ne yapalım?

  • İstirahat edin
  • Şekerli hiçbir şey yemeyin (alyuvarların mikropları yutmasını engelliyor)
  • Hava güneşli ise güneşlenin ya da günde 10-20 damla D vitamini alın
  • Nane-limon, ıhlamur ve diğer ot çaylarını için (şekersiz!)
  • Aşağıdaki şekilde C vitamini alın;
  • Soğuk algınlığı ya da gribal enfeksiyonun ilk işaretlerinde (boğaz ağrısı, aksırma, ateş, kırgınlık, burun çekme vb) 1-2 gram C vitamini alın. (1 silme çay kasığı askorbik asit 1 gramdır, eczanede satılan tabletler genellikle 0,5 gramdır.
  • Her saat aynı miktarı almaya devam edin. Genellikle birkaç saat içinde semptomlarınız hafifleyecektir.
  • Eğer semptomlarınız hafiflemezse saatlik miktarı 2-4 grama çıkartın. Hafif ishal olmaya başlamışsanız dokularınız doymuş demektir. O zaman bir önceki doza dönebilirsiniz.
  • Bu sırada şekerli bir gıda, antibiyotik, vazokonstriktor (damar büzücü burun damlası, antihistaminik ve dekonjestan alınması ise mevcut hastalığın şiddetini artırır ve süresini uzatır.
  • C vitaminini birden keserseniz hastalık belirtileri tekrarlayabilir. O nedenle tedaviyi azalta azalta sonlandırın. Hastalık genellikle 2-3 gün içinde tedavi olur.

Sağlıcakla kalın

Ahmet Aydın

Kaynaklar

  1. http://chetday.com/noflushots.htm
  2. http://www.mercola.com/2000/nov/26/flu_shots.htm
  3. Geier DA, Geier MR. Early Downward Trends in Neurodevelopmental Disorders Following Removal of Thimerosal-Containing Vaccines. J Amer Phys Surg 2006;11:8-13.
  4. Vallance S. Relationships between Ascorbic Acid and Serum Proteins of the Immune System. British Medical Journal 1977;2:437-438.
  5. Wetal P. The Effect of Ascorbic Acid Supplementation on Some Parameters of Human Immunological Defence System. Int . Vit. & Nut. Research 1977;47:248-56.
  6. Thomas WR, Holt RG. Vitamin C and Immunity: An Assessment of the Evidence.’ Clinical Experimental Immunology 1978; 32:370-379.
  7. Dahl H, Degre M. 1976. The Effect of Ascorbic Acid on Production of Human Interferon and the Antiviral Activity In Vitro. Acta Pathologica et Microbiologica Scandinavica. 84:5, 280-284.
  8. Horrobin DF, Oka M, Manku MS. The Regulation of Prostaglandin E1 Formation: A Candidate for One of the Fundamental Mechanisms Involved in the Actions of Vitamin C. Medical Hypotheses 1979;5:849-858.
  9. Geber WF, Lefkowitz SS, Hung CY. Effect of ascorbic acid, sodium salicylate, and caffeine on interferon level in response to viral infection. Pharmacology 1975;13:228–33.
  10. Hemila H. Vitamin C and the common cold. Br J Nutr 1992;67:3–16.
  11. Pauling L. How to Live Longer and Feel Better. Avon Books, 1986.

 

 

Prof. Dr. Ahmet Aydın’dan Grip Aşısı Yorumu

CDC’nin Grip Aşısı ile İlgili Kuyruklu Yalanlar Serisi

Facebook’ta şu yazı üzerinden grip aşılarının etkinliği üzerine yapmış olduğum paylaşımı da bilgilendirme maksadıyla buraya ekliyorum.

 

Amerikan CDC kurumu bu sezon [2012/2013] grip aşısının “koruyucu” etkinliğini %60 olarak açıklamış.
“Lancet” dergisinde yayımlanan bir meta-analizde ise bu rakam masaya yatırılmış. Gerçek rakamın aslında %1.5 olduğu ortaya çıkmış.

CDC’nin kasıtlı istatistik çarpıtma alışkanlığı olduğu zaten biliniyor ama gerçek oran açıklandığı takdirde sizce kaç kişi gidip grip aşısını olurdu? Grip aşısını diğer aşılardan farklı olarak 6 aylık bebekten 65 yaş ve üstündeki herkese, yani tam manasıyla beşikten mezara kadar bir yelpazede her sene verdiklerini düşünürseniz endüstri için ne kadar karlı olduğunu ve bu yüzden DSÖ’nün (dünya sağlık örgütü) “salgın” tanımını değiştirecek kadar da kıymetli olduğunu anlarsınız.

Olay şu, her sene 100 kişiden yalnızca ortalama 2.7‘si grip geçiriyor. 100 kişiyi aşıladınız, yetişkinler arasında grip kapanları %60 azalttınız. O zaman 100 kişide 2.7 yerine 1.2‘si gribe yakalanacak. Yani siz bu durumda 1.5 kişiyi gripten korumak için 100 kişiyi aşılamış oldunuz.

Yine CDC’nin sitesine bakarsanız, aşılanan 100 kişinin %30‘unda aşıya karşı reaksiyon oluştuğunu ve bunların %6‘sının da yaşam değiştirecek ağır reaksiyonlar (Guillain-Barré Sendromu’nu (GBS) bir araştırın derim) olduğunu görürsünüz. Bu durumda aşının yarardan çok zarar getirdiği aşikar değil midir?

Bu yetişkin grubu için geçerli oranlar. Bir de Cochrane Review‘un yıllardır grip insidansı ve aşının etkinliği ile ilgili yaptığı ‘review’lar var ki, bunlarda senelerdir 2 yaş altında çocuklarda ve 65 yaş üstü yaşlılarda grip aşısının plasebodan farklı olmadığı ortaya çıkıyor. İki yaş grubunda da immün sistem verili bir virüse karşı full-force savunma geliştirecek güçte değil de ondan, değil ki grip aşısının inaktive edimiş virüsüne karşı tepki oluştursun. (Nazal grip aşılarında ise zayıflatılmış canlı virüs kullanılıyor).

Metinde kaynak olarak kullanılan CDC’nin bilgilerinde grip aşısı gribe yol açmaz ama “gribe-benzer” belirtilere yol açabilir demiş. Nasıl bir mekanizma işliyor acaba?

Bakın, resmi görevi halk sağlığı adına aşı kapsayıcılığını %100’e çekmek olan ve endüstri ile “revolving door policy” denilen bir çalışan/yönetici alışverişi olan CDC’nin çarpıtılmış istatistiklerine güvenmek yerine incelemeniz gereken “bağımsız” yayın şu: Vaccines for preventing influenza in healthy adults

Şimdi bu çalışmadaki verileri çözümlemeye çalışalım:

”The corresponding figures for poor vaccine matching were 2% and 1% (RD 1, 95% CI 0% to 3%)”

Anlamı: Aşılarda kullanılan virüs suşu ile gerçekte dolaşımda olan virüs suşu birbirini tutmuyor.

Neden biliyor musunuz? Çünkü aşıda hep bir önceki senenin viral suşları kullanılıyor da ondan. Bir aşının ne kadar sürede üretilebildiğini, hangi aşamalardan geçtiğini bilmek gerekiyor. Her sonbahar dolaşımdaki virüsü yakaladılar ve pat 2 haftada size aşısını geliştirdiler diye bir şey yok. O virüslerin aylarca yumurtada kültürlenmesi, onlarca kez pasajlanması gerekiyor. Bu arada yumurta alerjisi olanların grip aşısını olmaması gerekiyor (kontraendikasyon); anafilaktik şok riski var.
Bir diğer deyişle mevcut koşullarda 1 kişi grip geçirmesin diye 100 kişiyi aşılamış olduk. 100 kişinin 99’unda aşı ha var ha yok, hiç farkettirmiyor bile.

En iyi halde, diyelim doğada dolaşan virüsle örtüştü o seneki aşının suşu, ki Cochrane Review araştırmacılarına göre bu gerçekten “nadir” görülen bir durum, o zaman da sonuç şu:

– “4% of unvaccinated people versus 1% of vaccinated people developed influenza symptoms (risk difference (RD) 3%, 95% confidence interval (CI) 2% to 5%).”

Anlamı: (nadir de olsa) doğadakiyle aynı suşa sahip aşı her 100 kişiden 3’ünde enfeksiyonu önlemiş. Yani, aşıyı olanların %97′si aşıdan bir fayda görmemiş.

 

Doğalıyla örtüşen virüse sahip aşıyla ilgili araştırmacıların diğer bulguları şunlar:

– “Aşılamanın hastane yatışı veya komplikasyon oranlarında herhangi bir etkisi olmamıştır.”

– “Aşının hastaneye yatan kişi sayısı veya oluşan iş günü kaybında herhangi bir etkisi olmamamıştır.”

– “The review showed that reliable evidence on influenza vaccines is thin but there is evidence of widespread manipulation of conclusions…”

Anlamı: %60′ı bizzat aşı üreticileri tarafından yaptırılan etkinlik ve güvenlik çalışmalarına baktık, bu durumda grip aşıları hakkında güvenilir kanıt bulmak zor ve çalışma sonuçlarında manipülasyon yaygın!

“There is no evidence that influenza vaccines affect complications, such as pneumonia, or transmission.”

“Grip aşılarının zatürre veya bulaş gibi komplikasyonları önlediği ya da etkilediğine dair hiçbir kanıt yok.”

Buraya kadar gördük ki grip aşıları hastalığın bulaşmasını engellemiyor. İyi de salgın(!) durumlarında aşının bunca pompalanmasının asıl nedeni bulaşmasını önlemek değil mi?

– “In average conditions (partially matching vaccine) 100 people need to be vaccinated to avoid one set of influenza symptoms.”

Bu kısım ‘self-evident’ sanırım, tercümeye gerek yok.

Ve bence ‘review’ın en ilginç çıkarımı en sonda geliyor:

– “Our results may be an optimistic estimate because company-sponsored influenza vaccines trials tend to produce results favorable to their products and some of the evidence comes from trials carried out in ideal viral circulation and matching conditions and because the harms evidence base is limited.

?! .. hani bunlar komplo arayıcısı filan da değil ki, bildiğimiz dünyanın en saygın araştırmacıları. But they are stating the obvious: Endüstri önyargısını hesaba katacak olursanız, esasında grip aşıları belki de sadece 1000 kişide 1’inde hastalığı önlüyor bile olabilir.

“Uzman”lar(!) gidip aşı ve ilaç endüstrisiyle ensest ilişkideki amerikan CDC’sinin referanssız propaganda yazılarına bakarak ortadaki “bilimsel sahtekarlığa” ortak oluyorlar bana sorarsanız. 100 kişiden 1’ini belki(!) koruyan (yazı tura hesabı bile değil?!) aşıyı siz her sene yüz milyonlarca kişiye ‘seni korur’ diye dayatıyorsanız, bu aynı zamanda ‘marketing fraud’dur.

Ha peki ne yapabilirsiniz gripten korunmak için, aşıdan başka hiç mi yol yok?

Var, hem de yan etkisiz, risksiz ve çok daha etkili… Bakın DSÖ ve CDC bile sitelerini incelerseniz gripten korunma ve yayılmasını önleme yöntemlerinin en başına “el yıkamak”ı koyar. Bu kadar basit.

Adı üzerinde, mevsimsel grip bu. Hangi mevsimde ortaya çıkıyor? Aldığınız güneş ışığının dibe vurduğu kışın değil mi? O zaman neymiş? D vitamini takviyesi yapacaksınız. Basit, etkili… Hem çocuklarda hem yetişkinlerde… Bunu da ben demiyorum, pekçok bilimsel çalışma var literatürde bunu diyen.

Mesela, antimikrobiyel esansiyel yağlar ve ‘homeopatik remedy’ler de var gribi önlemede mükemmel sonuçlar veren. Toksik veya zararlı hiçbir şey de içermiyorlar üstelik.

Bakın anneannemizin tavuksuyu çorbasını bile araştırmış bilimadamları, hikmeti nedir diye?

Görmüşler ki kemikleriyle birlikte pişirilen tavuk hem gripten hem de diğer viral hastalıklardan iyileşmenizi sağlıyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor.

Bakın tarifte neler kullanıcaksınız:

Tavuk, soğan, patates, havuç, beyaz şalgam, maydonoz…

Esasında çorbanın asıl iyileştirici gücü tavuğun kemikleri, iliği ve kıkırdaklarından alınan ”carnosine”, mineraller ve diğer besleyicilerden geliyor. Yalnız, tavuğu pişirirken dikkat edilmesi gereken nokta da suyun kaynamasına izin vermemek, uzun süreyle “simmer” edilmesi. Tabii tavuk organik, soya ile beslenmemiş olacak .

Şimdi, bütün bunlardan sonra dilerseniz bir de grip aşılarında nelerin kullanıldığını bizzat araştırabilirsiniz. CDC’nin sitesinden mesela bakılabilir çeşitli grip (influenza) aşılarına: www.cdc.gov/vaccines/pubs/pinkbook/…/excipient-table-2.pdf

 


Sonra, isterseniz teker teker thimerosal, alüminyum, polysorbate 80, formaldehid ve diğer metal ve kimyasallar araştırılabilir ve ne tür sağlık sorunları ile ilişkilendirilmişler bakılabilir.

Ve tabii, grip aşısı deyip de “komplocu” Dr. Hugh Fudenberg’i anmamamk olmaz. Bu alanının önde gelen immünogenetikçisi tutmuş araştırmaları sonucunda bakın “60 yaş üzerindeyken ard arda olunan grip aşıları Alzheimer’s riskini 10 kat arttırıyor” demiş. Bunu da aşıdaki alüminyum ve cıvanın toksik etkisine bağlamış. Ne mi olmuş sonra? Tarih boyunca endüstrinin çıkarına aykırı açıklama yapma gafletinde bulunmuş nice bilimadamının başına gelen gelmiş tabii ki… Hiç ders almıyoruz bakın tarihten… ‘Sen nasıl bir komplocusun böyle’ deyip elinden lisansını alıvermişler.

Kıssadan hisseyi anlayan anlamıştır sanırım.

Sağlıcakla kalınız…