Nis 17, 2016 | Aşı Reaksiyonları
Merhaba Asena hanım.
Uzun zamandır sizin çalışmalarınızı takip ediyorum ve size yazmak istiyorum fakat psikolojimi toparlayıp yazmak zaman aldı.
Benim de; ne kadar modern tıp teşhis koyamamış ve neden böyle olduğunu bilememiş olsa da bize göre tam olarak aşıdan kaynaklı rahatsızlığı olan bir yavrum var.
Oğlum normal doğum ile miadında dünyaya geldi. Çok sağlıklı bir bebekti. 9. ayına kadar hiç bir ilaç iğne, vitamin vs kullanmadık.
1 yaşına kadar sadece anne sütü aldı. Gittiğimiz her kontrolde Dr’muz çok iyi buldu gelişimini. Algısı, tepkileri bulunduğu ayın üstündeydi. Aşı hakkındaki aşı karşıtı olanların ve sizlerin yazılarını okuyor ve aşıya mesafeli yaklaşıyordum. Yurt dışında olduğumuz için sadece doğumda hepatit aşısı yapılmış başka bir aşı yapılmamıştı. Ta ki 6. ayda Türkiye’ye dönünceye kadar. Dr’umuz hiç aşılarını yaptırmamamızdan büyük bir risk altında olduğumuzdan bahsetti. Ben de sizden okuduklarım, Ahmet Aydın’ın kitabı ve Gerçek Tıp kitabında yazılanlardan edindiğim bilgilerden Dr’a sordum. Hepsine bir cevap bulup bizi, başımıza gelecekleri anlatarak korkuttu. Bildigim hiç bir şeyden emin olmadığımı hissettirdi.
Ben, hepsinin olmasını istemediğimi söylediğimde ‘ya hep ya hic’ dedi Dr. (O an hala gözümün önünde. Hayatımda yasamamış olmayı istediğim başka bir an yok. Bütün ayrıntıları ile oda, Dr, çocuğum ve ben..hersey bir film karesi gibi zihnimde ve hiç gitmiyor.)
Bir Dr’un bizden daha iyi bilecegini düşünen eşim ile göz göze geldik. Ve ben dondum sanki. Eşimi o an ikna edemeyecegimi biliyordum. Ve yapılmamış aşıların hepsini bir anda vurdu.
Çocuğumda hemen oluşan bir yan etki olmadı. Ne ateş ne şişlik ne başka bi şey. Hastaneden çıktık. İçim karmakarışıktı. Şehirdışına yola çıkacaktık. Ben böyle bir şey yapılmasına müsaade etmenin verdiği pişmanlık ile yol boyunca ağladım. ‘Nasıl izin verdim ben buna’ diye düşünerek ama olan olmuştu. Dr bizi de felaket senaryoları ile korkutmuştu. Tüm okuyup öğrendiklerimi bir anda unutmustum. Eşime yol boyunca ‘Lütfen Dr’u bir daha ara. Hepsinin bir anda yapılmasının bir zararı olmazmış değil mi bir sor’ diye yalvardım. Eşim ‘yapılmadan önce bir sürü şey konuştuk sorduk, zararı olsa söylemez mi’ diyerek beni rahatlatmaya çalıştı. 3 aylık TR tatilimizde hersey yolunda gözüküyordu. Hatta arada su çiçeği çıkardık aşısını olmadan.
Yurt dışına çıkmadan önceki kontrolumüzde ilk dozu yapılan aşıların 2. dozunu yaptı Dr. Yani 3 ay sonra.
Aşıların yan etkisinin hemen ortaya çıkacağını düşünen eşim, benim yersiz telaş yaptığımı ve hiç bir zararının olmadığını gözlerimizle gördüğümüzü söyledi bana. İçim biraz daha rahatladı.
Yurt dışına çıktıktan 3 hafta sonra çocuğum 9. ayında iken çok şiddetli bir ishal geçirdik. Henüz sadece anne sütü alıyordu. Nasıl ishal olabilirdi anlam veremedim. O kadar çok ağrısı vardı ki kıvranıyordu. Bez yetiştiremiyordum. Koyu yeşil ve cok pis kokulu idi. Hiç bir ilaç kesmiyordu. Bir hafta sonunda geçti. Ama çocuğum çok bitkin bir hale düşmüştü. Bol bol emziriyordum. Felaketin başlangıcı olacağı hiç ama hiç aklıma gelmiyordu…
Aradan 2-3 hafta geçmişti ki hafif hafif ateşlenmeye başladı. Ateşi ilaçsız yenebilecegimi ve bağışıklık sisteminin böyle böyle kuvvetlenecegini düşünüyordum. Olan bitenden haberim yoktu. Bu sağlıklı çocuk için geçerliydi. Ateşi düşüremedik git gide artıyordu. 40’ları bulmuştu. Dr hemen antibiyotikli serumlara başladı. 3 gün sabah akşam serum yedi. Teşhis bronsiolit idi.
Ateş hafiflemiş ama geçmemişti ama yavruma bi şeyler olmuştu. Vücudu kasları yumuşacıktı. Başını tutamıyordu. Yeni doğmuş bebek gibi başı düşüyordu.
Dr’a ağlayarak sordum. ‘Ateşten başı dönüyor geçince normale döner’ diye cevap vermişti. Ama geçmiyordu.
Haftalarca böyle devam etti. Artık eskisi gibi değildi. Desteksiz oturan, etrafa gülücükler saçan çocuk gitmiş yerine; yerinden kalkamayan, desteksiz oturamayan, önündekini almak için eğildiğinde bile doğrulamayan, öylece kalan bir çocuk vardı.
Bulunduğumuz yerdeki Dr’ların ‘geçer’ deyip üzerinde durmamasına dayanamayıp apar topar Türkiye’ye gittik. Bütün tahlil tetkikler yapıldı. Hiç bir şey çıkmıyordu. Hafif kan ve b12 değerlerinde düşüklük vardı.
Hacettepe’den İstanbul’a gelmiş çok ünlü bir çocuk nöroloğundan randevu aldık. Kan ve b12 değerlerini toparlarsak normale döneceğini, önemli bir şeyin gözükmedigini söyledi.
İlaçlarımızı alıp tekrar döndük.
Aradan bir ay geçmedi ki akciğer enfeksiyonu oldu. Öyle ki artık onu kaybediyorduk. Ateş çok yükselmiş ve düşürülemiyordu. 4 gün hastanede yattık. Hastalık başladığında kandaki enfeksiyon çok az gözüküyordu ve ciddiye bile almamışlardı. Hastalık çok hızlı bir şekilde ilerledi ve perişan etti.
İshal ile başlayan hastalık zinciri boyunca artık geceleri hiç ama hiç uykusu kalmamıştı bebeğimin. Sabahlara kadar bazen 10 dk’da bire kadar düşen çığlık çığlığa ağlamalar ile bağırarak uyanıyordu. Bir kabus yaşıyorduk. Kimse de bunun neden olduğunu, bize ne olduğunu bilmiyor söylemiyordu.
18. ayda yattığı yerde bile dönemeyen, ayağa kalkamayan, ayaklarını yere basamayan bir çocuk vardı artık.
Tekrar Türkiye’ye dönüp bütün tahlil ve tetkikler yapıldı. Kayda değer hiç bir şey bulunamadı.
Sonradan oluşan hipotoninin nelerden oluşabilecegini bulup tersten gidip kendim ortaya çıkarmaya çalışıyordum.
Ensefalit geçirmiş gibi duruyordu. Dr’lara bunu söylediğimde ‘olabilir’ deyip bırakıyorlardı.
Onun olduguna kanaat getirirsem ordan aşı kaynaklı oldugunu bulabilecektim belki de…
Artık rutin tahlillerin yetersiz olduğuna kanaat getirip kendimiz Cerrahpaşa çocuk metabolizma’ya gittik. Bu sırada heyet raporu çıkarılıp fizik tedaviye başladık. Bilişsel olarak da 6 aylık bir gerilik oluşmuştu.
Cerrahpaşa’ya gider gitmez Dr’a ilk söylediğim ‘aşılardan sonra böyle olduğu ve ağır metal tarama testi’ istediğim oldu.
Ama artık Ahmet Aydın yoktu orda. Dr bana ‘aşıların sadece otizme sebep olabileceği ile ilgili söylentilerin olduğunu, bunun sebebinin aşı olduğunu söylemenin doğru olmayacağını‘ söyledi.
8 ay boyunca tahlil üstüne tahlil, genetik testler, emar…
Aklımıza gelebilecek her şey yapıldı. Kayda değer tek çıkan şey idrarda kreatinin çok düşük olması oldu. Referans aralığı 2000 olan değer bizde sadece 3 tü. Aylarca bunu arastırdılar. Tekrar emarlar çekildi. Bir şey çıkmadı. Bu sırada tek verilen ilaç b12 oldu. Bu biraz bize iyi geldi.
Fizik tedavi, hidroterapi alıyorduk. Emeklemeye başlamıştı.
9. aya kadar anne, baba, dede, mama diyen yavrum sadece herşeye ‘anne’ der olmuştu. Diğer heceler de gitmişti.
Aşırı derecede su tüketiyordu. Günde 4-5 litre. Cerrahpaşa bunu da araştırmaya başladı. Yine bir sebep bulunamamıştı.
Günler tedavilerle geçiyor hastanelerden bir sonuç alamıyorduk.
Bu sırada Suat Arusan beyin videolarını netten izleyip serebral palsi hastalarına sülüğün nasıl etki ettiğini görünce belki benim yürüyemeyen ve konuşamayan çocuğuma da etki eder düşüncesi ve modern tıbbın hiç bir çözüm bulamayışı üzerine sülük seansı almaya başladık.
Zaten Suat bey de aşı takvimini görünce çocuğumun, ‘Artık daha hiç bir yere gitmeyin. Hiç bir hastane, dr bunun aşılardan olduğunu itiraf edemez. Dahası bu verdikleri zararı telafi edecek bir tedavi de veremez’ dedi.
Çok haklıydı. Haftada 2 kez gidip ozon ve sülük seansına girdik. 20 seans bittiğinde algısında biraz gelişme farkediliyordu. Kaba motorda da sıralamaya başlamıştı.
Bu sırada bizim modern tıpdan çare bekleyip bulamadıgımızı gören bir tanıdığımız çok faydalandığı bir biorezonans uzmanına bizi yönlendirdi. Gittiğimiz biorezonans uzmanı Meral hanım gıda alerji testleri yaptı. Yapılan tahlil ve tetkilerde ‘bu duruma aşıların sebep olduğunu, bağırsaklarının çok ciddi tahrip olduğunu’ söyledi.
Gıda testleri ile bir çok besine alerjisinin olduğu ortaya çıktı. Aynı zamanda ensefalit de geçirmiş oldugumuz ortaya çıktı.
GAPS kitabı, diyeti ve yiyip yiyemeyecegi gıda listesi elimize verildi. Bu arada biz bütün tahlil ve tetkikleri Çapa’ya taşıyıp 4 bölüme bıraktık. Hematoloji, çocuk metabolizma, genetik ve çocuk nöroloji… Bir sürü yeni tahlil ve test yapıldı. Onların sonuçlarının çıkmasını bekliyoruz bir taraftan.
Bu zamana kadar geçen süreçte tıbbın bize koymuş olduğu teşhis; gelişim geriliği. Hipotoni de oluştu.
İshallerle başlayan sağlık sıkıntıları ile doğumdan 6. aya kadar simsiyah olan saçları birden altınsarısına döndü.
Dahası, 6. ayda normal olan kan degerleri git gide düştü ve ara ara kullandığımız kan ilaçları ile bile yükseltemiyoruz.
Çıkan üst ön dişlerinin yanındaki dişler çıktığı gibi çürüyüp ufalandı döküldü.
Bunların hepsinin neden sonra ve nasıl oluştuğunu gözlerimle gördüm.
Çapa’da gittiğimiz yar. doç. çocuk hastalıkları uzmanı ve genetik uzmanı, yani her iki Dr da aşı takvimini gördükten ve hikayemizi dinledikten sonra ‘aynı anda yapılmış aşıların altta yatan genetik bir hastalığı ortaya çıkartabileceğinden’ bahsetti. İlk defa bir hastanede dr’lardan ‘bunu aşı yapmış olabilir’ sözünü duyduk. Ve saçların birden altın sarısına dönmesi, toparlanamayan kan değerleri, diş ve ağız yapısının değişmesi, çıkan dişlerin çıktığı gibi çürümesi, kaslarda sonradan hipotoni oluşması…bunların hepsinin sonradan olup 5’inin bir araya gelmesi genetik bir hastalığın aşı sebebi ile ortaya çıkabileceğini gösteriyor dediler….
Hiçbir sağlık sorunu olmayan, normal doğum ile dünyaya gelmiş sağlıklı bir bebek nasıl bir hale geldi…
Perişan bir şekilde kimsenin elinden bir şey gelmeden sadece baktık aylardır. Şimdi ise bize verilen diyeti alarak bir ümit ile yurtdışına geldik tekrar. Şu an diyeti uyguluyoruz. 1.5 ay içinde ne kadar çok sık dengesini kaybedip düşse de tutunmadan evin içinde yürüyebilir hale geldik çok şükür. Algısı biraz daha açıldı sanki. Bu tedavide fayda görürüz artık diye ümit ediyoruz… Daha başka ne yapabiliriz bilmiyorum. Bu konuda sizin bizi yönlendireceğiz her şeye açığız. Neticede siz de bu felaketin kıyısından döndürdünüz oğlunuzu.. Gidebilecegimiz nereler varsa bildiginiz tr’de bize yazın lütfen…
[Asena: Bu noktada gözyaşlarımı tutamıyorum………]
Bitirirken; bizim, Dr’lardan daha gerçek bir bakış açısı ile yapılanlara bakıp gerçeği görmemizi sagladığınız için çok teşekkür ederim. Buna teşekkür yetmez biliyorum. Her zaman dualarımdasınız…
İnşallah başka çocukların hayatlarını kurtarmaya devam edersiniz.
Sevgi ve saygılarımla…
Bir Anne
Oca 16, 2014 | Aşı Reaksiyonları, Dünyada Aşı
“Kızımın bugün uyutuluşunu izlediğim andan beri aşılara lanet okuyorum. Elimden tek gelen ağlamak oldu. Bir daha size “aşılar güvenlidir, “yan etkiler milyonda birdir”, “aşı karşıtları kaçıktır” diyen olursa ona kızımın hikayesini anlatın. Çünkü çektiğim ızdırap fazlasıyla gerçek.
Bu fotoğrafı koyup koymama konusunda çok tereddüt ettim, ancak sonra bir zamanlar pek güvendiğim aşıların neye mal olduğunu herkes görmeli diye düşündüm. Ben bir taraftan alnını okşayıp dua ederken bebeğimin ağlaya ağlaya uykuya dalışını izledim ve gözyaşlarım sel oldu. Eminim bu uykudan sağ salim uyanacak, ancak önümüzdeki bir saat yanıbaşında oturup uyanmasını beklemek çok sancılı, çok zor olacak benim için.
Resimde uyutulmak üzere o aptal gazı verirlerken görüyorsunuz yavrumu. Sonra odadan çıkartıldım. Keşke orada yatan o değil ben olsaydım. Daha hiçbir şeyden haberi yok ki onun, daha küçücük bir bebek.”
Tatlı Adaline’in Yolculuğu
Adaline, 7 Mayıs 2013’te mutlu, sağlıklı bir bebek olarak dünyaya geldi. 2. ayda biz de herkes gibi gidip rutin aşılarını [Hep-B, Rotavirüsü, Difteri-aselüler Boğmaca-tetanoz (DtaB), Hib, KPA, IPA] yaptırdık, hiçbir şeyi sorgulamadık bile. O günün gecesinde ve takibeden günlerde Adaline’nin durumu hep daha kötüye gitti.
Sıradan reaksiyonlarla; iğne yerinde şişlik, kızarıklık, huzursuzluk, uyku hali, sersemlik, kusma, bulantıyla başladı her şey.
5 gün sonra kan pıhtısı kusmaya başladı ve iyice letarjik hale (uyuşukluk, hareketsizlik) geldi. Hemen acile götürdük ve şiddetli reflü ve dehidrasyon teşhisi konuldu.
Birkaç gün hastanede yattıktan sonra eve çıktık. İşte bu noktadan sonra küçük meleğimiz asla eskisi gibi olmadı.
Aşıdan sonra oluşan reaksiyonun “NORMAL” olduğu, 4. ay aşılarının vurulmasından hiçbir sakınca olmadığı söylendi bize.
Ve 4. ay aşılarını da [Rotavirüsü, DTaB, Hib, KPA, IPA] oldu Adaline.
Bu defa çok daha çabuk şekilde çok daha kötü hastalandı. Nöbet atakları geçirdi, yoğun şekilde kustu, kan pıhtısı kustu, kalbi hızla atıyordu ve tüm vücudu şişti.
O hafta 500 gram verdi. Uyarıya neredeyse hiç yanıt vermiyordu ve Teksas Çocuk Hastanesi’ne kaldırıldı.
Birkaç hafta boyunca bir dolu test yaptılar. Bir iki ay öncesine kadar mükemmelen çalışan kalbinde şimdi “Triküspid Regürjitasyon” [triküspid kapaktaki yetersizlik nedeniyle sistol esnasında bir kısım kanın, sağ karıncıktan tekrar sağ kulakçığa geçişi] çıktı ve kapakçığın değiştirilmesi gerekebileceğini öğrendik. Tüm vücudunun içten şiştiğini öğrendik. Hiçbir şey yiyemediği için beslenme tüpü takıldı. Kalbini ve akciğerlerini takip için apne ve kalp monitörüne bağlandı. Her şeyi kontrol altına alabilmek için pekçok ilaç denendi. 4 aylıkken ilk ameliyatlarını geçirdi. Onun acı çekerken görmek beni kahretti. Bütün bu korkunç sorunları olduğunu söylediler bize. Neyse ki birçoğunu yendi, beslenme borusu ve apne monitörü takılı halde; kalbi, mobilitesi ve kusmayı engellemek için alması gereken birkaç ilaçla birlikte taburcu edildik.
O günden sonra da birkaç kez hastane yatışımız oldu ve daha da olacak.
Aşılamayla ilgili tehlikelerin hiçbirinden haberdar değildim ben. İlaç kutularında yazan o “riskler” benim bebeğim için geçerli olamazdı. Koruması gerekiyordu bunların, zarar vermesi değil.
Şimdi amacımız tıpkı Adaline gibi aşıdan zarar görmüş diğer çocuklar; beslenme borusuna bağlı olanlar, kalp problemleri olanlar ve genetik bozukluklara sahip olanlara sahip çıkmak, haklarını savunmak.
Umarım yeni anne-baba olanlar, zaman ayırıp, masum evlatlarının vücutlarına soktukları aşı ve ilaçları iyice araştırırlar.
Bana herhangi bir sorunuz olursa çekinmeden sorun. Lütfen.
Ed-Not: Bu yazı Vaccination Information Network adlı sitede yayımlanmış yayımlanmış orijinalinden çevrilmiştir. Kendisinin medikal durumuyla ilgili gelişmeleri Facebook’ta adına açılmış olan Sweet Adaline’s Journey sayfasından takip edebilirsiniz.
Aşılama sonrası hangi potansiyel yan etkileri izlemeye almanız gerektiği konusunda bir fikriniz yoksa lütfen burada, burada ve burada verilen aşıya özel yan etkileri okumakla işe başlayın ve herhangi bir yan etkide durumu doktorunuza bildirin.
Kas 7, 2012 | Aşı Efsanesi, SAĞLIK TERÖRİZMİ
AŞI SÖYLENCESİ 8:
“Hastalıktan korunmanın mevcut tek yolu aşılanmaktır…”
…mı acaba?
Çoğu ebeveyn çocuklarını hastalıktan korumak için birtakım önlemler almak zorunda hisseder kendini. Hiçbir yöntemin %100 garantisi olmasa da uygulanabilecek bazı alternatifler mevcut. Tarihsel olarak homeopati, gerek koruyucu ve tedavi edici özelliği gerekse de zararlı yan etki riski açısından allopatik ilaç tedavisine (klasik tıbba) göre kat be kat daha etkili olmuştur. 1849’da A.B.D’de ortaya çıkan bir kolera salgınında allopatik tıbbın gördüğü ölüm oranı %48-60 iken homeopati hastanelerinde kaydedilen ölüm oranı yalnızca %3 idi(62). Kolera için bugünkü istatistikler de benzer değerleri yansıtmaktadır(63). Yakın zamanda yürütülen bilimsel çalışmalar hastalıklara karşı homeopatik ilaçların standarrt aşılanmayla eşit, hatta bazı durumlarda daha üstün koruma sağladığını ortaya koymuştur. Hastalığa maruz kaldıktan sonra homeopatik tedavi uygulanan popülasyonlarda %100 başarı gösteren, yani tedavi görenlerin hiçbirinin hastalığa yakalanmadığına dair raporlar mevcuttur(64).
Hastalıktan korunmak için kullanılabilecek homeopati kitleri bulunmaktadır(65). Hastalık riskinin yüksek olduğu (salgın, seyahat vb.) dönemlerde de kullanılabilecek olan homeopatik ilaçların koruyucu etkisinin bu tip durumlar için de hayli yüksek olduğu kanıtlanmıştır. Bu ilaçlar herhangi bir toksik madde de içermediğinden herhangi bir yan etkileri de yoktur. Ek olarak homeopati, aşı reaksiyonuna bağlı rahatsızlıklar ile allopatik tıbbın pek başarı sağlayamadığı diğer pekçok kronik sorunun tedavisinde de başarıyla kullanılmaktadır.
AŞI GERÇEĞİ 8:
“Aşı yerine kullanılabilecek güvenli ve etkili alternatiflerin mevcudiyeti onyıllardır bilinmekte olmasına rağmen, klasik tıp camiası tarafından uygulanan sistematik baskı ve saldırılarla alternatif yöntemler bastırılmaya çalışılmaktadır.”
AŞI SÖYLENCESİ 9:
“Kanunen aşı yaptırmak zorunludur, başka kaçarı da yoktur…”
..mu acaba?
[Ed not: Burada verilen bilgiler Amerika Birleşik Devletleri için geçerlidir ve 2012 yılı itibariyle 3 tip istisna alımı da tüm eyaletlerde kısıtlanmıştır.]
Aşı kanunları eyaletten eyalete değişir. Her eyalette aşılar kanunen zorunlu olsa da, yine her eyalette aşı yaptırmak istemeyenlerin kullanabilecekleri bir veya daha fazla yasal istisna hakkı bulunmaktadır. Okullar ve sağlık yetkilileri genellikle siz sormadan bu tedavi kullanım istisnalarını gündeme bile getirmeyeceklerdir, getirdiklerinde de çoğu kez yanlış bilgilendirmede bulunabilmektedirler; o yüzden aşı kullanım istisnaları ile ilgili kesin bilgiye ulaşmak için kendi eyalet yasalarınızı incelemeniz büyük önem taşımaktadır. Her eyalette aşağıdaki üç tip kullanım istisnasından bir veya daha fazlası mevcuttur:
1) Tıbbi Gerekçeye Dayanan İstisna: ABD’nin 50 eyaletinde de mevcuttur. Ancak sadece az sayıda çocuk doktoru aşılamadan önce bireyin sağlığı için risk oluşturacak indikasyonları kontrol ettiğinden, anne-babaların şayet ortada çocuklarının aşıya bağlı reaksiyon geliştirme ihtimali olduğunu düşündürecek nedenler varsa, konuyu bizzat kendilerinin araştırması yerinde olacaktır. Çocuğun veya ailenin tıbbi öyküsünde epilepsi, ağır alerji, çocuğun kendisinde veya kardeşlerinden birinde daha önce olunan bir aşıya bağlı reaksiyon gelişimi gibi durumlar, aşı sonrası istenmeyen etki görülme riskini arttıracak faktörlerden yalnızca birkaçıdır ve bu durumda bir veya birkaç aşı için tıbbi gerekçeyle istisna alınabilir. Ancak genel olarak tıbbi gerekçeye dayanan istisna alımı güçtür; bazen sadece daha önce herhangi bir aşıya bağlı ciddi reaksiyon geçirenlere veya ailesinde aşılara bağlı ciddi reaksiyon vakaları bulunanlara verilebildiği gibi bazen de sadece daha önceki reaksiyona yol açtığı düşünülen spesifik aşıya karşı verilmekte ve bu da sadece gerekçe oluşturan sağlık sorunu devam ettiği süre için geçerli (yani verilen istisna geçici) olabilmektedir.
2) Dini Gerekçeye Dayanan İstisna: 48 eyalet bu istisnayı sağlamaktadır. Eyalet kanunları belirli bir dini kuruluşa üyelik şartı getirebilmektedir. Ancak bu şart, New York federal mahkemelerince anayasaya aykırı bulunmuştur; şahsi dini inançlarınız bu istisnayı almak için yeterlidir, hangi dini kuruluşa üye olduğunuz veya herhangi bir dinin mensubu olup olmadığınız fark etmez(66,67,68,69). Bir davada mahkeme eyaletin davacıya talep ettikleri “dini gerekçeye dayanan istisna”yı vermeyerek vatandaşlık haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle davacıya para tazmininde bulunulmasına karar vermiştir.
3) Felsefi veya Şahsi İnanca Dayanan İstisna: Yaklaşık 17 eyalet ebeveynlere felsefi veya şahsi nedenlerle istisna hakkı tanımaktadır.
Bu noktada, aşı kullanımı için istisna almış çocukların yaşadıkları yerde oluşacak salgın durumlarında okuldan men edilebileceklerini hatırlatmak gerekir. Ancak, devlet veya özel, tüm okullar eyalet aşı kanunlarına uymak ve yasal istisnaları kabul etmek durumundadır.
Yaşadığınız eyaletteki aşı kanunlarının bir kopyasını edinmek için başvurulabilecek en iyi kaynak eyalet sağlık birimlerinde görevli yetkililerdir. Adresinize kanunların bir kopyasının postalanması için eyalet Epidemiyoloji veya İmmünizasyon departmanlarından birine telefon açmanız yeterli olacaktır. Veya küçük bir ücret karşılığında NVIC ve New Atlantean Press’ten de eyaletinizde geçerli aşı yasalarını tedarik edebilirsiniz. Kanun hükmünde kararnameler internetten bulunabilir (bkz. www.findlaw.com), ancak bu kaynaklar her zaman, şayet varsa, son dakika değişikliklerini içermeyebilir. Hukuk kütüphaneleri ve tabii avukatlar da iyi kaynaklardır.
AŞI GERÇEĞİ 9:
“Herkesin değil, ancak çoğu Amerikan vatandaşının aşı kullanımına karşı yasal istisna alma hakkı mevcuttur.”
Kaynaklar:
62. Dana Ullman, Discovering Homeopathy, at 42 (Thomas L. Bradford, Logic Figures, p68, 113-146; Coulter, Divided Legacy, Vol 3, p268).
63. See S. Curtis, supra note 34.
64. See S. Curtis, supra note 34.
65. Isaac Golden, Vaccination? A Review of Risks and Alternatives, 5th Edition, 1994. (Australia).
66. Allanson v. Clinton Central School District, No. CV 84-174, slip op. at 5 (N.D.N.Y. 1984).
67. Sherr and Levy vs. Northport East-Northport Union Free School District, 672 F. Supp. 81 (E.D.N.Y. 1987).
68. Fishkin v. Yonkers Public Schools, 710 F. Supp. 506 (S.D.N.Y. 1989).
69. Berg v. Glen Cove City School District, 853 F. Supp. 651 (E.D.N.Y. 1994).
Eyl 17, 2012 | Featured, SAĞLIK TERÖRİZMİ
Aşılar, koruduğu varsayılan hastalıklar; hastalıkların özellikleri, bulaşma yolları, riskleri/tedavi yöntemleri, bunun karşısında aşılarının koruyucu güçleri, güvenlik çalışmaları ve tespit edilmiş yan etkileri konusunda araştırmanızı yaptınız ve bireysel olarak çocuğunuzun aşılanmasının gerekli olduğuna karar verdiyseniz, çocuğunuzun aşıların ciddi sağlık sorunu oluşturabilecek yan etkilerinden daha az etkilenmesini sağlayacak önlemler konusuna eğilmenizin zamanı gelmiş demektir. Bu önlemleri doktorunuzla, hatta daha iyisi güvendiğiniz birden fazla doktorla mutlaka görüşüp karşılıklı fikir alışverişinde bulunun ve aşılama ile ilgili seçeneklerin neler olduğunu öğrenin.
Aşılamadan Önce:
Araştırın. Çocukluk çağı hastalıkları ve koruyucu olarak yapılan aşılar hakkında bilgi edinin. Konu ile ilgili içinize sinecek derecede bilgi edinmeden kendinizi aşıyı yaptırtmak zorunda hissetmeyin.
Çocuğunuzun aşılanacağı dönemde hiçbir şekilde hasta olmamasına dikkat edin. Hastayken veya henüz yeni iyileşmişken aşılanması durumunda çocuğunuzun aşıya bağlı ciddi komplikasyon yaşama riski de artacaktır. Doktorunuzdan aşıyı yapmadan önce çocuğunuzun fizik muayenesini yapmasını ve herhangi bir rahatsızlığı olmadığını teyit etmesini isteyin.
Kayıt tutun. Çocuğunuzun ve ailenizin tıbbi öyküsünü gösteren belgeleri hazır edin veya yazıya dökün. Çocuğunuzun doktoruna geçirdiği belli başlı hastalıkları, varsa alerjilerini ve diğer sağlık sorunlarını özellikle de daha önce herhangi bir aşıdan sonra reaksiyon oluşmuş olup olmadığını bildirin. Aile bireylerinde herhangi bir immün sistemi rahatsızlığı veya beyinle igili bir rahatsızlık varsa belirtin. Dokümente etmek için doktorunuzdan çocuğunuza vurulan aşılarla ilgili tuttuğu kaydın bir kopyasını isteyin. Bu kayıtlarda hangi aşıların yapılmış olduğu ile birlikte aşı üreticisinin ismi ve aşının parsel numarasının da bulunmasına dikkat edin.
Soru sorun. Çocuğunuzun tıbbi öyküsünde aşıya reaksiyon gösterme riskini arttıracak herhangi bir sağlık sorunu varsa, özellikle de önceki aşılama(lar)dan sonra sağlığında bozulma yaşandıysa bunu doktorunuza bildirin. Önceki aşılamaya reaksiyon vermiş bir çocuğun müteakip aşılarda daha ağır reaksiyon yaşama riski de artacaktır. Doktorunuza mutlaka çocuğunuzda veya aile bireylerinden herhangi birinde aşı içeriğindeki yumurta, jelatin, neomycin (bir antibiyotik) veya aşının diğer bileşenlerine (doktorunuzdan, aşı prospektüsünden veya internetten aşı bileşenlerinin neler olduğunu öğrenebilirsiniz) karşı herhangi bir alerji öyküsü olup olmadığını bildirin. Doktorunuzdan yönelttiğiniz sorulara doyurucu cevap alamıyorsanız ya da sorularınız geçiştiriliyorsa mutlaka güvenilir bir başka sağlık uzmanına da danışın.
Önceden bilgi talep edin. Çocuğunuzun olması gereken aşı programındaki aşıların yararları, taşıdığı riskler ve hatta aşı sonrası görülmesi mümkğn yan etkiler hakkında doktorunuzdan yazılı bilgi isteyin ve aşılama zamanı gelmeden önce mutlaka bu bilgileri incelemiş olun. Doktorunuzdan ayrıca, aşı üreticilerinin her aşı için hazırladığı prospektüsü göstermesini de isteyebilirsiniz. Bu prospektüslerde aşının muhteviyatı, rapor edilmiş yan etkiler ve kontraendikasyon denilen, aşının geciktirilmesi veya yapılmamasını gerektirecek durumlardan bazıları belirtilmektedir. Kanunen doktorunuzun aşılama yapılmadan önce size aşının yararları ve taşıdığı riskler hakkında yazılı ve/veya sözlü bilgilendirme yapması gerektiğini unutmayın.
Grip aşısı için thimerosal içermeyen aşıları tercih edin. Çoğu çocukluk çağı aşısından çıkartılmış olsa da thimerosal çocukara öngörülen çoğu grip aşısında bulunmaktadır. Thimerosal grip aşılarının daha iyi çalışmasını sağlamaz. Bir cıva türevi olan thimerosal, daha ucuz maliyet sağlayan büyük aşı şişelerinde bakteri öldürücü olarak kullanılır. Eğer kendiniz veya çocuğunuza grip aşısı yaptırmayı düşünüyorsanız, tek dozluk, thimerosal içermeyen grip aşılarından talep edin.
Alternatif bir aşı çizelgesi takip edebileceğinizi düşünün. Yurtdışında ve ülkemizde bebek ve çocuklara tek ziyarette 2 veya daha fazla aşının aynı anda uygulanması yaygın eğilimken, kimi doktorlar da çocuklara önerilen aşıları daha geniş bir zamana yayarak, iki aşı uygulamasının arasını mümkün olduğunca açmaya çalışmaktadırlar. Doktorunuzla görüşüp çocuğunuza aynı gün içerisinde daha az aşı vurulması yönünde ortak karar alabilirsiniz. Dünyada azımsanamayacak sayıda doktor bu yolun çocuğun immün sistemine daha az yük bindireceği görüşündedir. Aşıları teker teker olduğunuz takdirde bu sizin çocuğunuzda hangi aşı sonrası bir reaksiyon oluştuğunu (şayet olursa) tespit edebilmenizi de sağlayacaktır. Küçük bebekleriniz ek gıdaya geçtiğinde herhangi bir gıdaya alerjisi olup olmadığını anlamak için bile pediyatristlerin her yeni gıdayı teker teker çocuğunuza yedirmenizi ve gözlemlemenizi tavsiye ettiğini hatırlayın.
Aşılama Sonrasında:
Her aşıdan sonra, yan etki olup olmadığını takip edin. Aşılanmadan sonraki 72 saat süresince çocuğunuzda aşıya bağlı olarak gelişmiş olabilecek alışılmışın dışında herhangi bir belirti veya davranış değişikliği olup olmadığını gözlemleyin. Aşı reaksiyonları uygulamadan 4 hafta sonrasında bile ortaya çıkabilmektedir.
Aşıya reaksiyon aşağıdaki belirtilerden bir veya daha fazlasını kapsayabilir:
- kızarık deri lekelenmesi
- ürtiker (kurdeşen)
- kaşıntı
- enjeksiyon yerinde şişkinlik, kızarıklık ve ağrı
- yüksek ateş
- solunum zorluğu veya nefes alıp vermeden hırltı, hışırtı
- ciltte veya dudaklarda solgunluk veya renk değişimi
- kaslarda zayıflama veya güçsüzlük
- aşırı uyku hali veya uyarıcıya yanıt vermeme
- hızlı kalp atışı
- sersemlik
- olağanın dışında huysuzluk, huzursuzluk veya başka davranış değişiklikleri
- uzun süreli ağlama (özellikle bebeklerde görülen çığlık şeklinde olanı)
- havale nöbetleri, konvülsiyon
- kusma veya ishal
Bu belirtilerden herhangi biri veya sizi endişelendirecek herhangi başka bir belirti oluşması durumunda derhal doktora başvurun.
Çocuğunuzun aşı sonrası ciddi bir sağlık problemi yaşaması durumunda doktorunuzdan bunu mutlaka ASİE sistemine bildirmedsini talep edin. Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı genelge uyarınca doktorunuzun bunu bildirme zorunluluğu olduğunu unutmayın, eğer bildirim yapılmıyorsa aynı sisteme siz de bildirimde bulunabilirsiniz..
İstanbul Üniversitesi Çocuk Sağlığı Enstitüsü, İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’nda görevli Prof. Dr. Gülbin Gökçay’ın hazırladığı “Kritik hastalıklardan korunma: Aşılar ve yan etkileri” adlı sunumda (http://www.cayd.org.tr/Egitim/yeni%20asilar%20ve%20asie.pdf) ASİE bildirim sistemine rapor edilmesi gereken reaksiyon ve bulgular şu şekilde verilmiştir:
Lokal reaksiyonlar |
Sinir Sistemi ile İlgili İstenmeyen Etkiler bildirim |
Diğer İstenmeyen Etkiler |
- Aşıdan sonra 48 saat içinde ciddi lokal reaksiyon (1)
- Aşıdan sonra 7 gün içinde enjeksiyon yerinde abse (2)
- Aşıdan sonra 2 hafta – 6 ay içinde lenfadenit (3)
|
- OPA’dan sonra 4-30 gün (temaslılarda 4 -75 gün) içinde ortaya çıkan paralitik poliomiyelit (4)
- Kızamık bileşenli aşıları takiben 5-12 gün, DaBT-IPA-Hib aşısını takiben 72 saat içinde konvülsiyon (5)
- Kızamık bileşenli aşıları takiben 5-15 gün içinde ortaya çıkan ensefalopati (6)/ensefalit (7)
- DaBT-IPA-Hib aşısını takiben 72 saat içinde ortaya çıkan ensefalopati
- Tetanoz bileşenli aşılardan sonra 2-28 gün içinde ortaya çıkan brakial nevrit (8)
- Aşıdan sonra 0-6 hafta içinde ortaya çıkan paraliziler (9)
- Kabakulak bileşenli aşıları takiben 15-21 gün içinde ortaya çıkan aseptik menenjit (10)
|
- Aşıdan sonra 1 saat içinde ortaya çıkan anaflaksi (11)
- Aşıdan sonra birkaç saat içinde ortaya çıkan toksik şok sendromu (12)
- Aşıdan sonra 4 saat içinde ortaya çıkan (deri bulguları daha geç görülebilir) akut alerjik reaksiyonlar (13)
- DaBT-IPA-Hib aşısından sonra 24 saat içinde ortaya çıkan hipotonik-hiporesponsif atak (14)
- Aşıdan sonra 1 hafta içinde ortaya çıkan sepsis (15)
- Kızamıkçık aşısından sonra 1-3 hafta içinde artrit (16)
- Kızamık aşısından sonra 1-6 hafta içinde gelişen trombositopeni (17)
- DaBT-IPA-Hib aşısından sonra 24 saat içinde gelişen apne – bradikardi (18)
- BCG aşısından sonra 1 – 12 ay içinde gelişen yaygın BCG enfeksiyonu ya da BCG osteiti (19)
- Zaman sınırı olmaksızın yukarıdakiler dışında sağlık personeli ya da toplum tarafından aşılamayla ilgisi olduğu düşünülen, ciddi kaygı ya da olumsuz propaganda nedeni olan durumlar
|
(1) Ciddi Lokal Reaksiyon: Enjeksiyon alanında ve çevresinde ilk 48 saat içinde oluşan hiperemi (kızarıklık) ve/veya ödem ile birlikte aşağıdakilerden en az ikisinin varlığı ciddi lokal reaksiyon olarak bildirilmelidir.
- Yakın eklemi içine alacak şekilde yayılmış olan şişlik, ödem
- Ağrı, şişlik, kızarıklığın üç gün veya daha uzun sürmesi,
- Hastaneye yatışı gerektirmesi.
(2) Abse: Enjeksiyon yerinde 2- 7 gün içinde ortaya çıkan, içi sıvı dolu sert veya fluktuasyon veren kolleksiyon varlığında enjeksiyon yerinde abse oluşumu olarak kabul edilmeli, boyutları ile birlikte bildirimi yapılmalıdır.
- Eğer, ateş, pürülan sıvı, kızarıklık-endürasyon, hassasiyet, kültür pozitifliği gibi enfeksiyon bulguları mevcutsa pürülan (bakteriel) abse,
- Eğer enfeksiyon bulguları olmadan sadece lokal abse bulguları mevcutsa steril abse olarak değerlendirilmelidir.
(3) Lenfadenit:
- En az bir lenf bezinin 1.5cm ya da üzerinde büyümesi ve/veya,
- Bir lenf bezinin üzerinde drene olmuş sinüs varlığıdır.
Genellikle BCG’nin neden olduğu bir durumdur. Aşı uygulandıktan sonraki 2 hafta ile 6 ay içinde, aşının uygulandığı tarafta boyun ya da koltukaltı lenf bezlerinde ortaya çıkar.
(4, 8, 9) Akut Paralizi [Felç]
- Aşıya Bağlı Paralitik Poliomyelit: OPA [Oral Polio Vaccine/ Ağızdan Uygulamalı Çocuk Felci Aşısı] aşısı uygulanmasından sonraki 4-30 gün (temaslılarda 4-75 gün) içinde akut olarak flask paralizi (gevşek felç) gelişmesi, başlangıç tarihinden itibaren 60 gün sonrasında kalıcı nörolojik sekel ya da ölüm olmasıdır. Kesin tanı için paralizi yapan diğer nedenlerin olmadığının kanıtlanması gereklidir.
- Brakial Nevrit: Tetanos komponentli aşıların uygulanmasından sonraki 2-28 gün içinde, aşı uygulanan tarafta, karşı tarafta ya da her iki tarafta üst ekstremitede omuz ve üst kolu tutan, derin, sürekli ve ciddi ağrı ile karakterize bir klinik tablodur. Ağrıyı günler ve haftalar içinde üst ekstremite kas gruplarında güçsüzlük ve atrofi takip eder. Daha az sıklıkla tabloya duyu kaybı eşlik edebilir. Tanıda güçsüzlüğün saptanması gereklidir.
- Diğer paraliziler:Aşı uygulamasından sonra 0-6 hafta içinde görülen paraliziler bu grupta yer almaktadır.
(5) Nöbet Geçirme (Konvülsiyon) (febril/afebril): Fokal nörolojik bulgular eşlik etmeden havale geçirilmesi bildirilmelidir. Koltukaltından ölçülen vücut sıcaklığı 38 0C ve üzerinde ise febril konvülsiyon, ateş yoksa afebril konvülsiyon olarak değerlendirilmelidir.
Kızamık aşısı sonrası konvülsiyon 5 -12 gün içinde, DaBT bileşenini içeren aşılar ile KPA aşısını takiben 72 saat içinde ortaya çıkabilir.
[ed-Not: Ateşli havale; beyin hücrelerinin normal dışı bir aktivite göstermesi sonucu ortaya çıkan, vücuttaki istemsiz kasılmalardır.]
(6) Ensefalopati [Beyin iltihabı]: Aşağıda belirtilen üç durumdan ikisinin varlığı ile tanımlanır. Kızamık komponenti içeren aşıların uygulanmasını takiben 5-15 gün içinde, boğmaca komponenti içeren aşıların uygulanmasını takiben 7 gün içinde ise aşı ile ilişkili olduğu düşünülmelidir.
- Nöbet geçirme,
- Bir gün veya daha uzun süren bilinç değişikliği,
- Bir gün veya daha uzun süren davranış veya kişilik değişikliği
(7) Ensefalit: Ensefalit tanısı yukarıda sıralanan belirtilere ek olarak beyin omurilik sıvısı (BOS)’da pozitif bulguların (hücre artışı, mikroorganizma ya da antijeninin) gösterilmesi ve/veya virüs izolasyonu ile konur.
(10) Aseptik Menenjit: Kabakulak aşısı ile ilgili aseptik menenjit, sıklıkla aşılamadan 15-21 gün sonra görülür. Menenjit belirti ve bulguları vardır. BOS’da bakteri yoktur ve lenfosit hakimiyeti (>5 lenfosit/ml) ile karakterize pleositoz vardır. Kesin tanı aşağıdakilerden en az birinin saptanması ile konur;
- BOS’dan kabakulak virusu izolasyonu, ya da
- BOS’dan kabakulak virusu izolasyonu ve sekanslama ile aşı virusu saptanması.
(11) Anafilaksi: Genellikle aşı uygulandıktan sonra ilk bir saat içerisinde gelişen dolaşım bozukluğuna (bilinç bulanıklığı, düşük kan basıncı, periferal nabızların yokluğu ya da güçsüzlüğü, periferal dolaşım bozukluğuna bağlı ekstremite soğukluğu, yüzde kızarıklık ve terlemede artma) neden olan akut allerjik reaksiyonların ağır/ciddi formudur. Yaygın ürtiker, anjioödem ve bronkospazm, laringospazm sıklıkla klinik tabloya eşlik eder ancak gerek bronkospazm (nefes darlığının ön planda olduğu semptom ve bulgular) gerekse laringospazm (solunum açlığı, nefes alamama şeklinde gelişen semptom ve bulgular) gelişmeden de dolaşım yetmezliği (kardiyak ve vasküler fonksiyon bozukluğu) ve şok gelişebilir.
(12) Toksik Şok Sendromu: Aşı uygulanmasını takip eden bir kaç saat içerisinde kusma, ishal ve yüksek ateş gelişimi ile ortaya çıkabilen diffüz eritem, ateş, hipotansiyon, deskuamasyon ve organ yetmezliği tablosudur. Staphylococcus aureus toksinine bağlı olarak, daha az sıklıkla Streptococcus pyogenes pirojenik toksinine bağlı olarak da gelişebilir.
(13) Akut Alerjik Reaksiyonlar: Kesin sınırlaması olmamakla birlikte; aşılama sonrasında allerjik sorunlar dakika ve saatler içinde sıklıkla ilk dört saat içerisinde görülür. Deri bulguları daha geç ortaya çıkabilir. Klinik tablo aşağıdakilerden bir veya daha fazlasının varlığı ile karakterizedir.
- Lokal olarak kızarma, kabarma veya aşı yapılan yerde lokalize ürtikerden geniş ürtiker alanlarına, enjeksiyon yapılan ekstremitede ödem, yüz ödemi veya tüm vücutta ödeme kadar değişen tablo
- Bronkospazm (nefes darlığı, solunum sıkıntısı, hışırtılı nefes alıp verme),
- Laringospzam/laringeal ödem (solunum açlığı vardır, soluk alıp vermeye çalışır ancak akciğerlere yeterli hava gitmez, konuşamaz).
(14) Hipotonik-Hiporesponsif Atak: Aşıdan sonra 24 saat içinde birden bire ortaya çıkan solukluk, uyaranlara azalmış ya da kaybolmuş cevap, kas tonusunda azalma ya da kaybolmadır. Atak kendiliğinden geçer.
(15) Sepsis: Aşıdan sonraki ilk 1 hafta içinde gelişen, generalize, organ yetmezliği ve dolaşım bozukluğunun eşlik edebileceği, sıklıkla ateşin bulunduğu ancak hipoterminin de gelişebileceği taşikardinin ve takipnenin tespit edildiği klinik tablodur. Kan kültüründe bakteriyel etken tespit edilebilir ancak bu her zaman mümkün olmayabilir. Genellikle uygulama hatasına bağlı olarak ortaya çıkar.
[ed-Not: Sepsis bir mikrobun kanda, vücut sıvılarında veya dokularda çoğalması sonucunda vücutta oluşan hastalık ve hasar halidir. Sepsis bakteri, virus ve mantar gibi farklı mikrop türleri ile gelişebilir. Mikrop kan veya komşuluk yoluyla birden fazla organa yayılarak organların normal fonksiyonlarını bozar, hastalık zamanında ve uygun şekilde tedavi edilmezse şok ve ölümle sonuçlanır.]
(16) Artrit: Kızamıkçık aşısından sonra 1-3 hafta içinde başlayan eklemlerde (sıklıkla proksimal interfalangiyal ve metakarpofalangiyal eklemler, diz, ayak bileği ve ayak parmakları) efüzyon veya şişlik, ısı artışı, hassasiyet, hareketle ağrı veya hareket kısıtlılığı semptomlarından en az ikisinin olması durumudur.
(17) Trombositopeni: Tam kan sayımında trombosit sayısının 50.000’in altında oluşudur. Kızamık aşısı uygulanmasından sonraki 1-6 hafta içinde ortaya çıkabilir. Klinikte purpura veya hafif travma sonrası kanamalar ve morluklarla karakterizedir
[ed-Not: Trombositopeni kanınızda platelet adı verilen hücre parçacıklarının normalden daha az sayıda bulunması durumudur. Plateletler kemik iliğinizde diğer kan hücreleriyle birlikte yapılırlar. Plateletler kanda hareket ederler ve bir kan damarı hasar gördüğünde oluşabilecek kanamayı durdurmak için birbirlerine yapışarak pıhtı oluştururlar. Plateletlere aynı zamanda trombosit adı da verilir, çünkü kan pıhtısına trombus da denir. Kanınızda çok az platelet varsa hafif ya da ciddi kanamalar oluşabilir. Bu kanama vücut içine (iç kanama) ya da derinin altında veya deriden dışarı (dış kanama) şeklinde olabilir. Trombositopeni, özellikle kanama şiddetliyse veya beyinde oluşursa ölümcül olabilir. Ancak, genelde trombositopenili kişilerde düşük platelet sayımının nedeni bulunur ve tedavi edilirse genel gidişat iyidir.]
(18) Apne – Bradikardi: DaBT-İPA-Hib aşısından sonra prematüre bebeklerde, 24 saat içinde apne-bradikardi olması durumudur.
[ed-Not: Apne terminolojik olarak 20 saniye ve üzeri solunum durmasıdır. <span >Bradikardi (KTA < 100/dlk) ile birliktedir ve apne süresi uzadıkça solukluk, hipotansiyon ortaya çıkar, taktil stimülasyona cevap alınamaz. Apne bulgusu olan yenidoğanda, gestasyon yaşı ve apnenin ortaya çıktığı postnatal yaş önemlidir].
(19) Yaygın BCG Enfeksiyonu: BCG aşılamasından sonra genellikle 1 -12 aylık dönemde ortaya çıkan ve Mycobacterium bovis BCG suşunun izole edilerek doğrulandığı dissemine enfeksiyondur.
[ed-Not: “Nadir ve ölümcül seyredebilen bir komplikasyon olan yaygın BCG enfeksiyonu (BCGitis) özellikle immünsupresif hastalarda BCG uygulaması sonrasında birkaç hafta içinde gelişebilir. Karaciğer fonksiyon bozukluğu, pansitopeni; karaciğerde, lenf nodlarında, akciğerde, kemik iliğinde, dalakta BCG pozitif granülomlar ile karakterize oldukça ciddi bir tablodur (2).”, bkz. http://www.uroonkoloji.org/ebulten/pdf/pdf_URO_326.pdf]
BCG Osteiti: BCG aşısının (aşı uygulamasından 1 -12 ay içinde ortaya çıkabilen) neden olduğu tüm uzun kemikleri tutabilen kemik inflamasyonudur.
Bu yan etki ilstesinin, şu anda Türkiye’de çocukluk aşıları takviminde yer alan Hepatit B, Hepatit A, su çiçeği, zatürre aşısı olarak da bilinen konjüge pnömokok (KPA) gibi aşıların bilinen yan etkilerini içermediği dikkate alınmalıdır.
Kaynak: Sağlık Bakanlığı, Ek 2, Vaka Tanımları Belgesi (http://www.saglik.gov.tr/TR/dosya/1-44884/h/ek-2-vaka-tanimlari.doc)
İstanbul’da ASIE Bildirimleri için:
İSTANBUL İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ
BULAŞICI HASTALIKLAR ŞUBESİ
TEL: 0212 5118920-22/1412-14