Bir büyükannenin kızlarına Gardasil ile ilgili açık mektubu

Bir büyükannenin kızlarına Gardasil ile ilgili açık mektubu

AL Whitney’nin bu mektubu AntiCorruption Society sitesinde yayımlanmıştır.

 

Sevgili Ailem,

Hepinizin bildiği gibi çocuklarınızın aşığıyım. Onların sağlıkları ve geleceklerinden daha önemli bir şey olamaz benim için.

Tam da bu nedenle bu hususta sizlerle konuşmamız lazım.

Biliyorsunuz babanız ve ben hayatımızın büyük bölümünü tıp mesleğinin içinde geçirdik. Geçtiğimiz 40 sene boyunca tbbın uygulanış tarzındaki pekçok değişikliği ön sıralardan izlemiş olduk.

Babanızın hekimlik kariyerini şöyle bir hatırlayalım:

  • 18 ay dahiliye bölümünde asistanlık
  • Anatomopatolojide 3 yıl asistanlık
  • Tıp fakültesinde yedi yıl hocalık
  • Pratisyen hekimlik tecrübesinin ardından aldığı sınav sonucu uluslararası kurul sertifikalı Aile Hekimliği diploması
  • OSU acil sağlık hizmetleri kliniğinde 14 yıl görev
  • Süregelen tıp eğitimi ile geçmiş daha nice zaman

Ve benimki:

  • Tıp kariyerime hastane fakturisti olarak başladım. Daha sonra Chicago’da Northwestern Üniversitesi’nde Solunum Tedavisi eğitimi sonrası Chicago Üniversitesi’ndeki staj döneminin ardından hem süzlü hem de yazılı sınavı geçerek diplomalı Solunum Terapisti oldum ve bir hastanenin ST bölümünde yöneticilik yapıp hem temel hem de ileri yaşam desteği dersleri verdim. Meslekteki son pozisyonum ise babanızın sekreterliğiydi. 

Biliyorsunuz, babanızla seneler içinde tıp hakkında pekçok konuyu tartışmışızdır. İkimizin de şimdi ne yazık ki bir ‘endüstri’ haline gelmiş olan ‘tıp’ alanında iyi eğitilmiş ve endoktrine olmuş olduğumuz rahatlıkla söylenebilir. Hekimler konuşuyor: sağlık sistemi artık para basma fabrikasından başka bir şey değil.

2009’da H1N1 ‘pandemi’si dikkatimi çektiğinde aşıları bağımsız bir şekilde araştırmaya başladım. Gözardı edilemeyecek pekçok rahatsız edici yeni bilgiye ulaştım. Bulduklarımı bu konuda fazla bir şey araştırması olmadığını bildiğim hemşehrilerimle paylaşmak için ‘For Ohions’ adlı websitesini kurdum. Bu süreçte salt aşılar hakkında değil, sözüm ona bizleri idare eden hükümetimizle ilgili de pek çok şey öğrendim.

Bulduklarım sizi o kadar şaşırtmasın, sadece çocuklarınızı (benim de canım kadar sevdiğim torunlarımı) tıp-endüstriyel kompleksinin eline bıraktığınızda sağlıkları ve emniyetleri ile ilgili derin endişelerimi anlamanıza yardımcı olacağını umut ediyorum.

İşte sizlere bulduğum gerçeklerden bazıları:

  1. Geçtiğimiz 40 sene boyunca Big Pharma ve büyük kurumsal tıp işletmeleri – OhioHealth ve OSU gibi – tıbbı devasa bir kar amaçlı ticari kuruluşa dönüştürmek için işbirliği halindedir. Bu kar amaçlı şirketler topluğu sistemine Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) ve Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü (NIH) de dahildir. Bu üç kurum da ‘Dunn and Bradstreet” şirket listesinde kar amaçlı özel şirket olarak yer alıyor.
  1. Hekimler tıp fakültelerinde bu ‘kurum’lara (FDA, CDC ve NIH) saygı duymak üzere eğitilip yetiştirilir ve çoğu da bu endoktrinasyonu asla sorgulamaz bile. Safiyane bir şekilde ilaç ve tedavilerin güvenlik ve etkinliği ile doğru bilgiye ulaşmak için bu yarı-resmi devlet ‘kurumları’na bel bağlarlar. Endoktrinasyonu tam hekimlerin bu devasa (kar amaçlı) kuruluşlarla ilgili varsayımı yanlış olduğu gibi hastaları için tehlikeli ve çoğu kez de ölümcüldür. Örneğin, aşı uygulamaları için CDC tavsiye kararları oluşturur, değil mi? Peki ama CDC kimin emrindedir? İşte size Big Pharma’nın hem CDC hem de Dünya Sağlık Örgütü’nü nasıl kontrol ettiğini gösteren kısa bir broşür
  2. Aşı meselesini anlayabilmek için Amerikan kongresinin Big Pharma’ya 1982 yılında aşıya bağlı oluşacak (ölüm de dahil olmak üzere) hertürlü zarar için cezai sorumluluktan muafiyet (yasal dokunulmazlık) verdiğini de bilmek gerekir. Bu kararın hemen ardından piyasaya sürülen ve hekimlere uygulama için tavsiye edilen yeni aşı sayısında astronomik bir artış yaşandı. Aşı Takvimi.

Bunun ardından bugün tüm Amerikalıların karşı karşıya olduğu trajik gerçeği hepiniz idrak edecek kapasitedesiniz: sağlık ve esenlik tıp endüstrisi için hiç kazançlı DEĞİL – hastalık, özellikle de kronik hastalık öyle ama.

Pandemiyle ilgili araştırmalarım sırasında (Cleveland, Ohio’daki) Dr. Sherry Tenpenny’nin çalışmalarına rastladım. Çalışanlarından biriyle de dost oldum hatta. Dr. Tenpenny’nin araştırmalarını inceledikten sonra kendisinin bulgu ve tespitlerine sarsılmaz bir güven oluştu bende. Tenpenny’nin Gardasil’le ilgili çok önemli bir videosu var. İzlediğiniz takdirde çocuklarınızın hayatını kurtarmış bile olabilirsiniz. https://www.youtube.com/watch?v=j3ruQyA0i90

Geçenlerde babanız devam niteliğinde bir tıp eğitimine katıldı. Oradaki bir jinekolog tutup bir oda dolusu hekime Gardasil’in önemli bir aşı olduğunu, hem güvenli hem de etkili olduğunu anlatmış. Orada bu gereksiz ve tehlikeli aşıyla ilgili konuşmacının anlattıklarını sorgulayan tek kişi babanız olmuş. Bu size hekimlerin büyük çoğunluğunun beyninin ne denli yıkanmış olduğunu göstermeli. İş burada da kalmıyor, babanızın dediğine göre sigorta şirketinden alınan geri ödemelerin oranı, CDC’nin önerdiği TÜM aşıları hastalarının TÜMÜNE kabul ettiren hekimler için daha yüksek. Tehlikeli ilaçları hastalarına zorla kabul ettirip onlara zarar vermeleri için doktorlara ÜSTÜNE bir de para ödeniyor yani. Bu size inanılması güç geliyorsa mutlak surette izlemenizi önereceğim bir diğer video var. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nin (FDA) ortaya çıkış öyküsünü ve kuruluş amacını doğru bir şekilde veriyor: The Rockefellers and the FDA

Ben bilgiyi paylaştım, artık top sizde. Verilenleri okuyup çocuklarınızın sağlığı ve güvenliği için adım atmak SİZE kalıyor. Sağlık hakları için kendilerini müdafaa edemeyecek kadar küçükler, biliyorsunuz – bu yüzden de bu görev BİZİMDİR.

Şayet doktorunuzun tavsiyesine karşı çıkmak sizi tedirgin ediyorsa, kibarca ilaç firmasının verdiği aşı prospektüsünü isteyin kendisinden. Bunu eve götürüp incelemek istediğinizi ve daha sonra kararınızı kendisine ileteceğinizi söyleyin. Yılmayın ve ayağınızı yere sağlam basın, zira doktorun çocuklarınızı aşılatmaya sizi ikna etmek için maddi ($$$) nedenleri var. Babanız anlamadığınız tıbbi terim olursa size seve seve açıklayacak VEYA kütüphanenizden bir tıp sözlüğü edinerek kendiniz de bakabilirsiniz. Zaman ayırıp aşılarla ilgili uyarıları OKUDUĞUNUZ takdirde çocuklarınızı bunlardan korumak için elinizden gelen her şeyi yapacağınıza inancımız tam.

Gardasil kurbanları ile ilgili trajik gerçek yaşam öyküleri:

http://truthaboutgardasil.org/injuries/

Buradan da aşılarla ilgili genel bilgilere ulaşabilirsiniz:

Tıp endüstrisi ve toksik aşılar

All vaccines are contaminated – every last one of them

More vaccine lies are exposed

Love

En içten sevgilerimle,
Anneniz

ps: Babanız mektubu okudu ve yazdığım her şeyde tamamen mutabıkız!

Bebek rutin Hep-B, Polio ve DPT aşılamasından sonra ölüyor

Bebek rutin Hep-B, Polio ve DPT aşılamasından sonra ölüyor

Ailesi doktorları hasta ve öksürüyor diye uyarmasına rağmen önemli değil, mevsim geçişinden öksürüğü denilerek yine de rutin hep-B, DPT ve oral polio aşıları yapılan bebek birkaç saat sonra ölüyor.

Aşılar yapılır yapılmaz bebek ağlamaya başladığında doktorlar, normaldir bu, aşıların sık karşılaşılan yan etkilerindendir, tüm gün böyle ağlayabilir, siz bunu eve götürün ve 2 saat sonra süt verin diyor. Aile denileni yapıyor, 2 saat sonra süt veriliyor, daha sonra uyandırmaya çalıştıklarında Ayushi uyanmıyor..
Ayushi bebeğin olduğu aşı partisindeki aşılar kontrol ediliyor ve aşıların ‘normal’ olduğu teyit ediliyor.

Bu olay tıpkı 2011’de yine soğuk algınlığı olan bebeğin doktorlarca yine de aşılanamasının ardından menenjit geçirerek, aşısını olduğu hastalığı(!) geçirerek ölmesine benziyor. Bu haberin linki de orijinal metinde verilmiş.

http://www.thehealthyhomeeconomist.com/baby-dies-after-routine-vaccination-for-hep-b-polio-and-dpt/

 

Aşıyla ilgili Tespitler

Aşıyla ilgili Tespitler

 

  1. Aşıların herbirinin mutlak surette canlının yaşamsal gücü, bağışıklık sistemi ve genel sağlığına zararı vardır.

  2. Aşılama konseptinin çıkış noktası aşıların kişiye belirli bir hastalığıa karşı bağışıklık kazandıracağı ve ileride bu hastalıktan koruyacağı yanlış temeline dayanır. Aksine, aşılandığınız takdirde bünyeniz bu hastalığa ve bağışıklık sistemini baskılayıcı özelliğinden dolayı diğer hastalıklara açık hale gelir.

  3. Bizlere aşılanan hastalık korkusu gerçekçi olmayıp, salt daha fazla aşı satmak uğruna geliştirilen bir pazarlama taktiğidir.

  4. Aşı firmaları bizlerin güvenliğini değil, sadece kendi kar oranlarını düşünür. Ürünlerinin oluşturduğu ölüm de dahil olmak üzere hiçbir istenmeyen etkiye karşı hukuki sorumluluk taşımazlar.

  5. Doğar doğmaz vurulmaya başlanan aşılarla çoklu hastalıkların kapısı çocukluktan itibaren açılmakta ve bu da aşıları ilaç firmaları için ileriye dönük en karlı yatırım aracı haline getirmektedir.

  6. Hepatit B aşısıyla başlatılan gen mühendisliği ile aşı üretimi, potansiyel olarak insan sağlığına en çok zarar verebilecek yöntem olmasına rağmen biliminsanları aşının içinde gerçek bir virüs olmadığına göre sorun yoktur gibi oldukça sığ bir yaklaşım sergilemektedir..

  7. Aşılar üzerinde bağımsız kişi veya kurumlarca yapılan çalışma yok denecek kadar azdır. Ezici çoğunluk aşının satışından kar sağlayacak kişi ve kurumlarca yapılan çalışmalardadır. Bağımsız olarak aşıları araştırmak isteyenlerin önü kesilmekte, fon bulamamakta veya laboratuvarlarını kaybetmektedirler.

  8. Tek yol birebir kişilere bu bilgiyi iletmekte, zira gerçeği hükümet, ilaç firmaları veya hekimlerden öğrenme şansımızın olmadığı aşikar.

  9. İster bilerek ister bilmeyerek, gün geçtikçe daha fazla hekim ilaç firmalarının satış mümessilleri haline dönüşmekte. Hekimler tıp fakültelerinde aldıkları eğitim (daha ziyade bir beyin yıkama operasyonu diyebiliriz) sırasında kendilerine verilen bilgiyi “sorgulamama” düsturuna göre yetiştirilir. Günümüzde gelinen noktada hekimler Gestapo taktikleriyle daha fazla aşıyı insanlara zorla vermek için göz korkutma ve çocuğun bakımını üstlenmeme gibi tehditkar tavırlara başvurmaktadır. Sağlık sisteminin dünya genelinde son 30 yılda girdiği dönüşüm sürecinin meyveleridir bunlar.

  10. Tek seferde 1 aşıyı geçmemek, çocuk biraz daha büyükken aşılatmak, aşılama sırasında veya sonrasında bitkisel kürler veya homeopatik tedavi kullanmak gibi yöntemler ne yazık ki çocuğu aşının zararlı etkilerinden korumayacaktır. Herhangi bir zarar görmeden aşılanmak mümkün değil; bu tıpkı nükleer silahı güvenle kullanabilirsiniz demek gibi bir şey.

  11. Zararsız/güvenli aşı diye bir şey yoktur; yine, bu tıpkı zararsız nükleer silah aramak gibi bir şey.

  12. Aşıyı olduktan sonra yapılabilecek tek şey bir homeopati uzmanıyla hasarı geri çevirmeye çalışmak olabilir. Ancak bunun da %100 başarı garantisi yoktur, zira bazı hasarlar geri çevrilemez boyutta olabilir.

  13. Tıp camiasının genel olarak bağışıklık sistemi, özel olarak da yenidoğan ve bebeklerin bağışıklıkl sistemi ile ilgili bilgisi son derece kısıtlıdır.

  14. Gelinen noktada, cocuk ve yetişkinlerde akut birtakım hastalıkların yerine muazzam oranlara ulaşan kronik ve uzun süreli hastalıkları koymuş bulunuyoruz.

  15. Hastalıklardan korkmayı bırakıp çocuğumuzun bağışıklık sistemini güçlendirmenin yollarını öğrenmeye başlamamız lazım. Bunun için çocuğun mümkün olduğunca uzun emzirilmesi, organik gıda ve saf/temiz su ile beslenmesi, kendisine sağlıklı bir yaşam alanı ile huzurlu bir aile ortamının sunulması gerekir. Çocuğunuz için yapabileceğiniz en iyi şey budur, bu şekilde desteklenmiş bir çocuk karşısına çıkan hastalıkları da büyük oranda sorunsuz şekilde atlatacaktır zaten. Bakteri ve virüslerle hepimizin sürekli olarak temasta olduğumuzu, ancak bunların nadiren bizi hasta ettiğini hatırlamamız lazım. Biz zaten güçsüzsek ve bağışıklığımız da düşükse ancak bu mikroplar gerçek manada hastalığa yol açacaktır.

  16. Çevremizde olur da çocuğumuz hastalanırsa tedavi ve bakımı için yardım alabileceğimiz alternatip tıp hekimlerini (klasik homeopat, naturapat, şiropraktör vb) araştırıp bulmamız gerekir.

  17. İnsanların çevreden, tanıdıklarından veya şahsi tecrübelerinden ve sahada görev yapan sağlıkçılardan duyduğu bir gerçek de, aşılanMAmış çocukların ağır hastalıklara çok nadir yakalandıklarıdır. Bunun yanısıra aşılanmamış çocuklarda kulak enfeksiyonları, ateşlenme, kronik hastalıklar vs de nadirdir.

  18. Aşılar bağışıklık oluşturmaz, yani hastalıktan korumaz. Sağlıkçıların korumadan kastettiği, aşıdan sonra vücutta antikor oluşumudur ve bunun bağışıklanma ile denk olduğu iddiasında ısrarlıdırlar. Vücutta antikor oluşumunun tek manası vardır, o da bir hastalık etmeniyle karşılaşılmış olduğudur. Doğal yoldan geçirilen hastalıkta bağışıklık sistemi bütünüyle stimüle edilir ve gerçek bağışıklık budur, antikor oluşumu ise bu sürecin sonuçlarından biridir sadece. Aşıyla bağışıklık sistemimizin yalnızca bir kısmı stimüle edilmiş, sistem tüm savunma mekanizmalarıyla topyekün devreye girmemişken oluşan antikor tabiyatıyla bağışıklık da kazandırmayacaktır.

    Aşı olunduğunda bağışıklık sistemini zedelemiş, tahrip etmiş oluruz; bu tahribat bazen kendini bir reaksiyon olarak gösterir bazen de göstermez. Çoğunlukla aşılanmayı takiben kulak enfeksiyonları, egzema ve benzeri rahatsızlıklarla karşılaşılması bundandır. Ve tabii bu süreçte alınan antibiyotikler bağışıklık sistemini daha da çökertir. Bunu takiben de artık vücut başka hastalıklara, örneğin menenjite açıktır.

  19. Hastalıklarla ilgili bizlere anlatılanların büyük bölümü düpedüz yalandan ibarettir – örneğin polio (çocuk felci) esas itibariyle 1940’lı yıllardaki toksik maruziyetle alakalıdır ve hiçbir dönemde bulaşıcı olmamıştır.

  20. Antibiyotikler de sorunun çok önemli bir parçasıdır, sadece ve sadece ölüm kalım anlarında tercih edilmelidir.

  21. Tylenol ve diğer ateş düşürücüler aynı şekilde sorunun büyük parçalarından biridir. Kesinlikle kullanılmamalıdır.

     

‘Güncel Anne’ye Cevap

‘Güncel Anne’ye Cevap

Bir çocuk doktorunun annelik serüvenini bizlerle paylaştığı ve çocukları için ilaç ve aşı kullanımını sorgulayan diğer annelerin girdiği tehlikeli yolu bizlere ihtar ettiği ‘Güncel Anne’nin Karşıyız Karşı, Her Şeye Karşı…. yazısına “LilliputianMe” olarak verilmiş ve nedense yayımlanmamış cevabımdır.

 

Yazınızda ve yorumlarınızda aşı güvenliği(!) konusunu gayet baside indirgeyerek, “en büyük buluş” ve “hayat kurtarır” demekten öteye gitmediğinizi ve nedense büyük bir tedirginlikle, hani vampire haç çıkarma refleksiyle, “gelme üstüme, 1’e 100 makale koyarım önüne” gibi fazla savunmacı, bilmeyeni ürkütecek ancak konuyu yıllardır araştıran ve ‘science-literate’ birini de bıyık altından güldürtecek yorumlar yapıyorsunuz. Benim vurgum açık; bu konu yüzeysel “mesleki” bilgi ya da “aşılar hayat kurtarır” tarzı basit sloganlarla geçiştirilecek bir konu değil.

Sizin şahsınızı, mesleğinizi çürütmek değil burada gaye; işin doğrusunu anlamak, karşılıklı saygı çerçevesinde dinlemek ve fikir alışverişinde bulunmak.

Otit Media konusunda farkındaysanız aşıdan da ileri gittim ve rutin olarak tedavi amacıyla kullanılan antibiyotiğin plasebodan farkı olmadığı gibi, üstüne bir de enfeksiyonu nüksettirdiğini ortaya koyan bilimsel çalışmaları gösterdim ve siz de konuyu sağduğuyla değerlendirip, orta yolu bulucu ve yapıcı görüş bildirdiniz. Şimdi, aynı sağduyuyu ve uzlaşmacı yaklaşımı neden aşı konusunda göster(e)mediğinizi bir düşünün istiyorum. Neden sorgulanamıyor ya da tıpkı antibiyotiklerde olduğu gibi çıkış noktasındaki gerekliliği ve işe yararlığının yaygın ve yanlış kullanımdan ötürü artık yarardan fazla zarar getirdiği penceresinden bakılamıyor aşılara?

İmmünoloji tıbbın alt dalıdır, size bahsettiğim kişi Harvard ve Stanford Üniversitelerinde bu konuda uzmanlığını almış ve bizzat aşı geliştirme çalışmalarında bulunmuş bir biliminsanıdır. İşin içinde ve sistemin çarklarının nasıl işlediğini bilen ve bu konuda kimileri gibi sessiz kalıp kariyer yürütmektense bu arazlar konusunda insanları bilgilendirmeye çalışan, bağışıklık sistemi ve aşı konusunda uzman bir isimdir. Bu ‘uzmanl’ etiketinden haz ettiğim için de söylemedim, sizin kriterleriniz (SCI veya SCI-E dergiler vs.) böyle gerektirdiği için belirttim.

Yalnız, bana linkini verdiğiniz 8 yayından 3’ünün doğrudan aşılar ile ilgili olduğunu nasıl kaçırdınız, onu pek anlamadım?

Sizin “aşı-karşıtı” yayın olarak değerlendireceğiniz, spesifik olarak PREVENAR aşısı ile ilgili bir yayını verdim zaten. Şimdi, öncelikle bunu okuyup çözümlemeyi mi tercih edeceksiniz yoksa internetten bana 100 başka yayın mı bakacaksınız merak ediyorum. Karşılıklı gayenin ne olduğunun anlaşılması için güzel bir örnek olacak sanırım.

Aşılar ve yan etkileri konusunda verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim, ancak bunlar zaten nette aşı yazdığınız zaman herkesin önüne çıkan yüzlerce farklı siteden farklı değil, ancak fazlasıyla eksik! Aşılar herkes için güvenli değildir ve aralarında ölüm de olmak üzere pek çok kalıcı rahatsızlığıa sebep olmaktadır ve 1986 yılında Amerikan Yüce Mahkemesi tarafından “unavoidably unsafe”, kaçınılmaz olarak güvenli olmayan ürün kategorisine alınmıştır. Ülkemizde böyle bir sistem yok ancak Amerika’da sadece 20 yılda aralarında ölüm ve ansefelapati de olmak üzere binlerce kişiye 2.5 milyar doların üzerinde tazminat ödenmiştir.

PUBMED’den rica edeceğim, neredeyse %100 aşılı popülasyonlarda görülen salgınlarla ilgili yayınları da araştırın ama en önemlisi bunun nedeni(!) hakkında araştırma yapın. Ayrıca, koruyuculuğu 3-4 seneyi geçmeyen(!) aşılarla birlikte çok sıkı karantina yöntemleri uygulanmadan, henüz eradike edilmemiş bir virüsün (diyelim ki kızamık) hastalığı çok daha tehlikeli boyutlara sürükleyebileceğine katılır mısınız? Bir de 2010 IOM (American Institute of Medicine) Aşı ve Yan Etki raporuna göre kızamık aşısının da bizzat “atipik kızamığa” yol açtığı “kesin” olarak belirlenmiş. Bu durumda, aşıyla en iyi ihtimalle 3-4 sene ötelediğiniz, canlı virüs aşısından bizzat atipik kızamık geçirebileceğiniz ve hatta bu hastalığı küçükken geçirmiş ve ömür boyu bağışıklık(!) kazanmış yetişkin ve yaşlıların da bu korunmadıkları atipik kızamık nedeniyle sağlıklarının tehlikeye girebileceği ihtimallerine ne dersiniz?

Son olarak, madem kızamık yükselişte, siz zaten biliyorsunuzdur ama koruyucu hekimlik şapkası altında riskli bölgelerde yaşayanlara mutlak surette A vitamini takviyesi yapılması gerektiğini, hatta oral A vitamini alımının kızamık komplikasyonları nedeniyle ölümleri önemli oranda engellediğini belirtmek gerekir. Hatta siz sürekli takiptesinizdir ama buradan da verelim PUBMED linklerini, belki faydalanan olur:

http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/10687022

http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/8354037

http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/22326691

İyi günler ..

 

 

Aşı İçerik ve Yan Etki Çizelgesi

Aşı İçerik ve Yan Etki Çizelgesi

Aşağıda CDC’nin yayımladığı aşı içerik listesinden derlenmiş kısmi aşı içeriği listesi ile yine aşı üreticisinin kendi yayınlarında (prospektüslerinde) belirttiği yan etkileri gösteren liste verilmektedir:

Aşılar

(çeşitli üreticilerden)

İçindekiler

(kısmi listedir)

Yan Etkileri

(kısmi listedir)

DtaB (Difteri, Tetanoz, aselüler Boğmaca) Aşısı, adsorbe

Alüminyum fosfat, ammonyum sülfat, Alüminyum potasyum sülfat, Thimerosal [ağırlığının%50’si cıva olan bir aşı koruyucusu], Formaldehid veya Formalin, Glutaraldehye, 2-Phoenoxyethanol, Dimethyl-betacyclodextrin, Sodium Phosphate, Polysorbate 80

Otizm, ateş, anoreksiya, kusma, zatürre, menenjit, sepsis, boğmaca, konvülsiyon, febril, gran mal, afebril ve kısmi nöbet/havale, ensefalopati [beyin dokusunda genelde dejeneratif değişikliklerin görüldüğü hastalıklara verilen isim], brakiyel nevrit, Guillain-Barré sendromu, Ani Bebek Ölümü Sendromu

DTaB/HepB/IPV Kombine Aşısı,

Difteri ve Tetanoz Toksoidleri ile Aselüler Boğmaca Adsorbe/ Hepatit B (Rekombinant) ve İnaktive Poliovirüsü (çocukfelci) Aşısı Kombine

Alüminyum Hidroksit, Alüminyum Fosfat, Formaldehid veya Formalin, Glutaraldehid, Maymun Böbreği Dokusu, Neomycin [antibiyotik], 2-Phenoxyethanol, Polymyxin B, Polysorbate 80, Antibiyotikler, Maya Proteini.

Havale/nöbet, diabet, astım, Ani Bebek Ölümü Sendromu, üst solunum yolları enfeksiyonu, anormal karaciğer fonksiyonu testleri, anoreksiya, sarılık, şok, ensefalopati, Stevens-Johnson sendromu, brakiyel nevrit

Grip Aşısı

Influenza Virüsü Aşısı

Thimerosal [cıva], Civciv Böbreği Hücreleri, Yumurta Proteini, Gentamisin Sülfat, Antibiyotikler, Monosodyum Glutamat [MSG], Sukroz Fosfatı Glutamat Tamponu.

Ciddi solunum ve mide-barsak semptomları, havale/nöbet, alerjik astım, iştah kaybı, mitokondriyal ensefalomiyopatide artış, kısmi yüz felci, Guillain-Barré sendromu, Bell’s palsy, Stevens-Johnson sendromu, herpes zoster [zona].

Hep B Aşısı
Hepatit B Aşısı

Alüminyum Hidroksifosfat Sülfatı, Amino Asitler, Dekstroz, Fosfat Tamponları, Potasyum Alüminyum Sülfat, Formaldehid veya Formalin, Mineral Tuzları, Soya Peptonu, Maya Proteini, Thimerosal [2007 yılından önce Türkiye’de de kullanılan ve doğumda vurulan Engerix B
(GlaxoSmithKline Biologicals) aşısı Thimerosal ihtiva ediyordu]

Influenza, febril konvülsüyon, anoreksiya, üst solunum yolları hastalıkları, herpes zoster [zona], ansefalit [beyin iltihabı], palpitasyonlar, artrit, sistemik lupus ertematosus (SLE), konjünktivit, anormal karaciğer enzim değerleri, Guillain-Barré sendromu, Bell’s palsy, multipl skleroz, anafilaksi, havale/nöbetler.

HIB Aşısı
Haemophilus b Konjüge Aşısı (Tetanoz Toksoidi Konjüge)

Ammonyum sülfat, Formaldehid veya Formalin, Sukroz.

Anoreksiya, havale/nöbet, böbrek yetmezliği, Guillain-Barré Sendromu (GBS), ishal, kusma.

HIB/HepB Aşısı, (Rekombinant) Haemophilus b Konjüge (Menengokok Protein Konjüge) ve Hep B

Alüminyum Hidroksifosfat Sülfat, Formaldehid veya Formalin, Sodyum Borat, Soya Peptonu, Maya proteini, Amino asitler, Dekstroz, Mineral Tuzları.

Anoreksiya, havale, otitis media [kulak enfeksiyonu], üst solunum yolları enfeksiyonu, oral candida [mantar enfeksiyonu], anafilaksi [şok].

HIB / Meningokok [Haemophilus b Konjuge Aşısı (Meningokok Protein Konjuge)]

Aluminyum Hidroksifosfat Sülfatı, Formaldehid veya Formalin, Posfat Tamponları.

Febril konvülsiyonlar, HIB hastalığı başlangıcı, otitis media [kulak enfeksiyonu], üst solunum yolları enfeksiyonu, Guillain-Barré sendromu

KKK Aşısı,

Kızamık, Kabakulak, Kızamıkçık Virüs Aşısı, Canlı

Civciv Embriyosu Fibroblastları, Amino Asitler, Sığır Albumini veya Serumu [kanın sıvı kısmı], İnsan Serum Albümini, Antibiyotikler, Glutamat, Fosfat Tamponları, Jelatin, Sorbitol, Sukroz, Vitaminler.

Atipik kızamık, artrit, ansefalit [beyin iltihabı], ölüm, aseptik menenjit, otitis media [kulak enfeksiyonu].

Pnömokok,

Pnömokok 7-Valanlı Konjüge Aşı (Difteri CRM197 Proteini)

Aluminyum Fosfat, Maya Ekstratı, Amino Asitler, Soya Peptonu.

Febril konvülsiyon, Ani Bebek Ölümü, anafilaktik şok, iştah kaybı,

Poliovirüsü Aşısı (IPV) İnaktive Çocuk Felci Virüsü Aşısı

2-Phenoxyethanol, Formaldehid veya Formalin, Maymun Böbreği Dokusu, Yenidoğmuş Buzağı Serum Proteini, Antibiyotikler Neomycin, Polymyxin B, Streptomycin.

Ölüm, anoreksiya, Guillain-Barré sendromu.

Su Çiçeği (Varicella) Virüs Aşısı

Ethylenediamine-Tetraacetic Acid Sodium (EDTA) [metal çözme/şelasyon ajanı], Sığır albumini veya serumu, antibiyotikler, Monosodyum glutamat [MSG], MRC-5 DNA ve Hücre Proteini, Neomycin, Potasyum Klorür, Potasyum Fosfat Monobasic, Sodyum Fosfat Monobasic, Sukroz.

Febril konvülsiyon, ansefalit [beyin iltihabı], Varicella-benzeri döküntü, üst solunum yolları rahatsızlığı, alt solunum yolları rahatsızlığı, egzema, yüz ödemi, aft ve uçuk, aseptik menenjit, Guillain-Barré Sendromu, Bell’s palsy, zatürre, sekonder bakteriyel enfeksiyonlar.

*Amerikan CDC kuruluşunun aşılarda kullanılan adjuvanlar, koruyucular dışında kültürlendikleri üretim ortamlarını da gösteren tam liste için EK1e bakınız.